English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ Ü ] / Üzgünüm efendim

Üzgünüm efendim Çeviri Portekizce

334 parallel translation
İş sırasında bundan bahsettiğim için üzgünüm efendim ama... - Karımı soracaktım...
Desculpe falar disto em serviço, mas trata-se da minha mulher.
Aşırı derecede üzgünüm efendim ama listede yoksunuz.
Peço imensa desculpa, Sir, mas não consta na lista.
Çok üzgünüm efendim.
Sinto muito.
Çok üzgünüm efendim. Boşluk demek istemiştim.
Peço desculpa, não tencionava fazer uma piada.
Rahatsız ettiğim için üzgünüm efendim.
Desculpe-me se o incomodo.
Bugün bankada olanlar yüzünden üzgünüm efendim.
Sinto pelo que ocorreu no banco hoje.
Çok üzgünüm efendim.
Eu sinto muito.
Çok üzgünüm efendim.
Lamento imenso.
Bay Kingston! Size ulaşmaya çalıştım. Çok üzgünüm efendim.
Sr. Kingston, tenho estado a tentar contactá-lo.
- Çok üzgünüm efendim.
- Lamento muito.
Evet, durum o kadar kötüyse üzgünüm efendim.
Não sabia que a situação era assim tão crítica. Lamento muito.
Çok üzgünüm efendim çok üzgünüm bu kadın yeni kovuldu çok sinirli.
eu sinto muito. Esta mulher acabou de ser despedida.
Tüm bu zarar için üzgünüm efendim.
Lamento muito os estragos.
Çok üzgünüm efendim, ama Bay Cooke pazartesiye kadar ülke dışında.
Eu sinto muito, mas o Sr. Cooke estará fora do país até segunda-feira.
Ah üzgünüm efendim.
Lamento, senhor.
O... Çok üzgünüm efendim, ama vefat etti.
Sinto muito, mas faleceu.
Bu durum için üzgünüm efendim.
Sinto-me muito mal com tudo isto.
Efendim? Çok üzgünüm efendim. Ama adam acil olduğunu söyledi.
Senhor... com licença, eu sinto muito, mas o homem disse... que era urgente.
Böldüğüm için üzgünüm, ama Grant Kalesi genel alarm verdi efendim.
Desculpe interromper, mas Forte Grant está a transmitir um alarme geral, senhor.
Efendim, üzgünüm ama şapkamı kaybettim.
Senhor, peço-lhe que comunique que perdi o meu barrete Yankee.
Çok üzgünüm efendim ama size bir mahkeme emri getirdim.
- Sim, é a minha morada.
Efendim, sizi bu şekilde görmekten üzgünüm.
Meu comandante, estou triste de o ver nesta situação.
Çok üzgünüm, efendim.
Lamento muito, senhor.
Geciktiğim için üzgünüm, efendim.
Desculpe o atraso, senhor.
Rahatsız ettiğim için çok üzgünüm, efendim, fakat arkadaşınız, Kont Victor Mattoni bir kaza geçirdi.
Lamento incomodá-lo, mas um amigo seu sofreu um acidente, o Conde Mattoni.
Teşekkürler efendim. Sizi bu şekilde rahatsız ettiğim için üzgünüm.
Lamento vir incomodá-lo.
Çok üzgünüm efendim.
Sinto muito, senhor.
Gecikme için üzgünüm efendim.
Peço desculpa pela demora, senhor.
Hayır, efendim, üzgünüm, oda servisini aramalısınız.
Não, tem de ligar para o serviço de quartos.
Efendim, üzgünüm ama açık denizlerdeki davranış kurallarını düzenleyen federal yönetmelik 249 uyarınca komuta yetkinizi almak zorundayım.
Lamento profundamente, mas de acordo com o regulamento federal, 249, governo de conduta no alto mar, vejo-me forçado a afastá-lo do comando.
Çok üzgünüm, efendim.
Lamento imenso, senhor.
Bay Leo? Sizi uyandırdığım için üzgünüm, efendim.
Senhor Leo!
Çok üzgünüm efendim.
Desculpe.
Evet, efendim ve karşı çıkmak zorunda olduğum için üzgünüm.
Sim, senhor. Eu lamento, mas tenho de desobedecê-la.
Bunun için çok üzgünüm, efendim.
Peço imensas desculpas, senhor.
ben Cresta Mary Belle Lee ve efendim sizi rahatsız ettiğim için üzgünüm.
Desculpem o incómodo, mas eu sou a Cresta Marybelle Lee e eu...
- Şey, üzgünüm, efendim.
- Mas é assim.
Oh, yardım etmek için burada olmadığıma üzgünüm, efendim, fakat not almağa iyice dalmıştım.
Lamento muito não ter estado aqui para ajudá-lo, mas estive muito ocupada a fazer uma transcrição.
Oh, üzgünüm, efendim.
Sinto muito, senhor.
Efendim dün siz ondan bahsettikten sonra onu çıkarmak istedi ancak çok üzgünüm, o çoktan ölmüştü.
O meu senhor mandou buscá-lo ontem, depois de falar nele, mas, infelizmente, já estava morto.
Çok üzgünüm, efendim.
Eu sinto muito, senhor.
Bu konuda üzgünüm, efendim, ama diğer yoldan gidince ne olduğunu gördüm.
Eu já vi o que acontece quando se vai por outro caminho.
Bay Phelps, efendim, çok üzgünüm, efendim.
Sr. Phelps. Lamento, cavalheiro.
Efendim, üzgünüm. Bu istisnaî şartlar altında tutuklama emrine gerek yok.
Senhor, isso não é necessário nas actuais circunstâncias.
Efendim, çok üzgünüm, ama galiba eşofman altım parçalandı.
Lamento, mas parece-me que rompi as calças.
Efendim. Rahatsız ettiğim için üzgünüm ama sanırım bir hata yapıldı.
Desculpe incomodá-lo, mas creio que cometeram um erro.
- Çok üzgünüm, efendim.
- Muitas desculpas, senhor.
Çok üzgünüm ama efendim, hileyi sürdürmeliyiz.
Desculpe por isso, sir, mas é preciso manter a aparência.
Hayır, üzgünüm yok efendim.
Lamento, mas não há.
Efendim, rahatsız ettiğim için üzgünüm ama bu mektup size gelmiş.
Senhor, desculpe por o perturbar mas chegou esta carta para si.
Yemeğimi döktüğüm için üzgünüm, efendim.
Desculpe ter entornado a comida, minha senhora.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]