And last translate Turkish
35,940 parallel translation
He was a Pisces, we lived in Seattle, and last time I saw him, he was boarding a flight to Tokyo. Got it.
Balık burcu, Seattle'da yaşardık ve onu en son gördüğümde Tokyo'ya giden bir uçağa biniyordu.
The last sands are running through the hourglass... chh, chh, chh... because your time is running out, and you are never going to get the plaque.
- Kum saatinde son kumlar düşüyor. Çünkü zamanınız tükeniyor ve asla plaketi elde edemeyeceksiniz.
Hey, I know you guys saved Elia's daughter from a cartel last year, but didn't Walter also wreck his Ferrari and burn his building to the ground?
Seninkilerin geçen sene Elia'nın kızını kartelden kurtardıklarını biliyorum ama Walter bu adamın Ferrari'sini parçalayıp binasını yakıp kül etmemiş miydi?
We rented an indie Greek film last night, and I might have cried.
Dün gece bir Hint Greek filmi kiraladık da... -... ve biraz ağlamış olabilirim.
I keep trying to think of the last thing I said to him, and I can't remember.
Ona son söylediğimi hatırlamaya çalışıyorum ama olmuyor.
That doesn't work for me, sir. I'm sorry, but, you know, I cross-check and I figure it out quickly.
Ama karşılaştırıp hemen çözerim.
Has a few run-ins now and then. We need to find out what he was doing on that road last night.
Dün gece o yolda ne yaptığını öğrenmeliyiz.
But tonight I'll go back to my son's house, have Christmas with his beautiful family, and stay up late enough to feel Christmas Eve turn into Christmas Day, one last time.
ama bu akşam oğlumun evine geri döneceğim, Ve Noeli onun güzel ailesiyle geçireceğim, Geç vakitlere kadar kalıp Noel arefesin den
Okay, listen to me, if you will recall, last year, you deliberately, deliberately disobeyed your parents and you snuck off to a party, okay?
Tamam, az dinle bakalım, eğer hatırlarsan geçen sene bilerek, kasten anne babanın lafına karşı gelip partiye kaçtın, tamam mı?
If you don't end with Tim and Tim didn't hear anything till the last word, who's getting that potato?
Tim diyerek bitirmezsen ve Tim son kelimeye kadar bir şey duymazsa patatesi kim alacak?
police and volunteers have fanned out across Chicago searching for Casey Rance, the 19-year-old woman who went missing last night after a crash that left two paramedics dead.
Polis ve gönüllüler Chicago'nun dört bir yanında Casey Rance'i arıyor. 19 yaşındaki genç kız iki ambulans görevlisinin hayatını kaybettiği kazanın ardından dün akşam kayıplara karışmıştı.
Bennett and I agreed to do one last jump to honor Arturo.
Bennett ve ben Arturo'yu onurlandırmak için son bir atlama yapmaya karar verdik.
Last night, 15-year-old Andre Watkins was accidentally shot and killed by the police as he played basketball with his friends.
Dün gece, 15 yaşındaki Andre Watkins arkadaşlarıyla basketbol oynarken polis tarafından vurularak öldürüldü.
The prosecutor's last and final offer was 18 months.
Savcının son teklifi 18 aydı.
This woman moved and changed her last name.
Bu kadın taşınıp soyadını değiştirmiş.
Last night I had a dream that... that the queen did cast her curse, and I was the Savior, as you told me.
Geçen gece bir rüya gördüm Kraliçe laneti yapmış ve bana anlattığın gibi Kurtarıcı bendim.
The last thing we need is the world to find out that Nassar is dead and we don't know who did it.
İyi, istediğimiz son şey tüm dünyanın Nassar'ın öldüğünü ve katili bilmediğimizi öğrenmesi.
Last time we spoke, I found Room 105, and now the only person I trust is behind bars.
- Son konuştuğumuzda 105. odayı buldum şimdiyse güvendiğim tek kişi parmaklıklar ardında.
And the doctor believes I can last the entire Process.
Doktor benim bütün Süreç'e dayanabileceğime inanıyor.
And he was the last one out.
Marco en son çıktı.
And, please, just one last question.
Son bir soru.
Last time I was here, this cube caught my attention and I decided to run the fingerprints on it.
En son buraya geldiğimde, bu küp dikkatimi çekti ve üzerindeki parmak izlerini araştırmaya karar verdim.
I had a hunch you picked up a vibe last night and I didn't want you in your head about it.
Dün gece bir şeyler sezdiğin hissine kapıldım ve seni bu konuyla rahatsız etmek istemedim.
If I can raid that fire truck and a dive shop, I can whip something up, but it won't last long down there.
Şu itfaiye arabası ve dalış dükkânına baskın yapabilirsem bir şeyler uydurabilirim ama aşağıda çok fazla dayanmaz.
I keep trying to remember what the last thing we said to each other was and I can't.
Sürekli birbirimize en son ne dediğimizi hatırlamaya çalışıyorum ama hatırlayamıyorum.
The captain and I spent the last few hours calling every hospital in the city, trying to find a new lead.
Yüzbaşı ile son bir kaç saatimizi şehirdeki tüm hastaneleri aramakla geçirdik. Yeni bir ipucu bulmaya çalıştık.
And yet... the two do not compare.
Ne var ki ikisi karşılaştırılamaz.
Oh, hey. Don't forget to, uh, check the corners and around the doorframes, because the last escape room I did, they hid the final clue in a corner behind a bookshelf and I almost ran out of time...
Köşelere ve kapı çerçevelerine bakmayı ihmal etme çünkü en son oynadığım evden kaçış oyununda son ipucunu kitaplığın arkasındaki köşeye saklamışlardı ve vaktim çok az kalmıştı.
And it might be our last chance to stop him.
Ve onu yakalamak için de elimizdeki son şans olabilir.
Look, Mac, you and I both know what you're capable of, so I've had everything removed, down to the last paper clip.
Bak Mac, ikimizde senin neler yapabileceğini biliyoruz, bu yüzden küçücük bir ataça kadar her şeyi almak zorundayım.
He got drunk last night and shaved his cat.
Dün gece sarhoş olup kedisini tıraş etmiş.
Last night they ran a security update and patched the hole in their system I was using as a backdoor.
Geçen akşam bir güvenlik sistemi güncellemesi yaptılar ve benim kaçak kullandığım sistem açıklarını kapattılar.
Unfortunately, over the last 48 hours, the DEA and Federales shut down your entire operation, so, everything you have is gone.
Maalesef, son 48 saat boyunca, UMB ve Federaller senin bütün operasyonunu tasfiye ettiler, bu yüzden elinde hiçbir şey kalmadı.
You took the last steak sandwich, and now you take all our money?
Son biftek sandviçini de aldın, şimdi tüm paramızı mı alacaksın?
And dance like it's the last night of the world
Ve bu dünyadaki son geceymiş gibi dans etmemi
And dance like it's the last night
Ve bu dünyadaki son geceymiş gibi
You and him share the same last name.
İpucu vereyim. İkiniz de aynı soyadı taşıyorsunuz.
I took generic feline Ativan last year, and I bought five pairs of jeans online.
Geçen yıl Ativan cinsi bir kedi aldım ve internette beş tane kot pantolon sattım.
And that's the last time I saw them, at an abandoned warehouse in Green Point.
Green Point'teki terkedilmiş deponun orası onları son görüşüm oldu.
Right, so the last time you saw Jane and Weller, they headed for a black Cadillac.
Yani son gördüğünde Jane ve Weller siyah bir Cadillac'a gidiyorlardı.
You know, I'm still emotionally and somewhat physically scarred from when you attacked me last Halloween.
Geçen Cadılar Bayramı'nda bana saldırdığından beri hala duygusal ve fiziksel olarak yaralıyım.
Your father and I watched A very romantic movie last night.
Babanızla dün gece çok romantik bir film izledik.
Listen, I'm gonna run over to the club and scare up one last signature for my cigar petition. Mm-hmm.
Ben kulübe gidip puro dilekçem için son bir imza bulmaya çalışacağım.
He checked out last night and left with a French cardinal.
Dün gece kontrol etti, Fransız bir kardinalle ayrılıyordu.
This 624-AVA is the last bike you personally inspected and assembled.
Bu 624-AVA senin kişisel olarak inceleyip birleştirdiğin son motor.
This is my fifth interview in the last two weeks and so far, I'm 0 and four.
Bu benim son iki haftada katıldığım beşinci iş görüşmesi ve şu ana kadar 4-0 yeniğim.
The last few months he's been working late at the gym a lot and Stephanie was worried that he might be having an affair, so I talked to him and he swore up and down that he wasn't cheating.
Son bir kaç aydır spor salonunda geç saatlere kadar çalışıyordu. Stephanie bir ilişkisi olabileceğinden endişe ediyordu ben de onunla konuştum ve aldatmadığına yemin billah etti.
She has devoted the last two years to raising her cub and very soon, it will be weaned.
Son iki yılını yavrusunu büyüterek geçirdi ve kısa süre sonra sütten kesilecek.
For the last few weeks, females, one after the other, have visited him and entrusted him with their offspring.
Son birkaç haftadır dişiler art arda ziyarete geldi ve yumurtalarını bu erkeğe emanet etti.
This precious moisture lies tantalisingly out of reach at the top of the dunes, and it won't last long.
Bu kıymetli nem, umut kırıcı bir yükseklikte kum tepelerinin üzerinde yatar ve uzun süreli değildir.
And it needs to be, for these young caribou have now started a journey that will last a lifetime.
Öyle de olmak zorunda zira bu genç ren geyikleri hayat boyu sürecek bir yolculuğa yeni başladılar.
and last but not least 51
and last week 36
and last night 99
and lastly 70
and last time i checked 17
and last year 17
last 242
last tuesday 30
lasting 19
last night 2619
and last week 36
and last night 99
and lastly 70
and last time i checked 17
and last year 17
last 242
last tuesday 30
lasting 19
last night 2619
last summer 85
last stop 43
last call 86
last year 868
last weekend 41
last night was fun 21
last christmas 29
last name 76
last time i saw you 136
last but not least 41
last stop 43
last call 86
last year 868
last weekend 41
last night was fun 21
last christmas 29
last name 76
last time i saw you 136
last but not least 41
last week 809
last chance 330
last month 210
last time 380
last warning 37
last day 16
last question 43
last friday 30
last time i checked 246
last night was 29
last chance 330
last month 210
last time 380
last warning 37
last day 16
last question 43
last friday 30
last time i checked 246
last night was 29