English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ G ] / Got away

Got away translate Turkish

7,531 parallel translation
Gallipoli, the war that got away from its handlers.
Gelibolu idare edenlerden uzak bir savaştı.
He thinks he got away with it.
Bundan yakasını sıyıracağını düşünüyor.
Jump in the ocean and grab that fish that got away,
Okyanusa atla da kaçan balığı yakala.
The one who got away, you might say.
Kaçan oğlum, öyle diyebilirsiniz.
Lynn, he got away.
Lynn, adam kaçtı.
- Two got away... four got taken, and Kate's in jail.
İki kişi kaçtı, dört kişi yakalandı. Kate de nezarette.
Mind you, she got away from them, too.
Tabii onlardan da sıyrıldı.
He jumped 60 feet, from one rooftop to the other, and then got away.
18 metre aralığı olan bir çatıdan başka bir çatıya atlamış ve kaçmış.
- He... He got away.
Kaçtı.
He got away.
Kaçmış.
But with an army of informants, Escobar somehow always got away.
Fakat muhbir ordusuna sahip olduğu için, Escobar bir şekilde kaçıyordu.
He got away.
Kaçtı.
Looks like you got away with it, eh, asshole?
Görünüşe göre yine kârlı çıktın, değil mi seni yavşak?
What if we just got away? Now?
Şimdi gitsek ne olur ki?
Ahn got away.
Herif kaçmış.
They got away. Rick :
Gitmişler, kaçabilmişler.
wait... I got away from him without breaking the speed limit.
Tamam.Şey, bekle, bekle... Başka bir sürücüden....... hız sınırını aşmadan uzaklaştım.
He got away with $ 1 million, $ 1.6 million, at least?
1 milyon mu 1.6 milyon mu cukkaladı?
But this one killed two members of the security team and the other one got away.
Ama bu adam iki güvenlik görevlisini öldürdü. Diğeri ise kaçmayı başardı.
"Thank god we got away Munni."
Kaçmayı başardık Munni.
If only I hadn't turned away for a minute, but it was only a minute while I got the bat and ball.
Bir dakikalığına da olsa gitmeseydim... Ancak top ve sopaları almak sadece bir dakika sürdü.
She got out of the car and ran away.
Arabadan indi ve koşmaya başladı.
We've got a shot at putting Proctor away and you just want to roll over and play dead.
Proctor'ı içeri tıkma şansı geçti elimize ve sen de öylece durup ölü taklidi yapmak istiyorsun.
I am sorry I got carried away.
Özür dilerim, girmemeliydim.
I kind of got used to it, actually, but then my dad took it away and gave me a boys'bike instead.
Aslında bir süre sonra alışmıştım. Ama sonunda babam onu attı ve yerine bana bir erkek bisikleti getirdi.
She might have got a little further away before she said it.
Bunu söylemeden önce biraz daha uzağa gitmeyi bekleyebilirdi sanki.
We got carried away.
Çok ileriye gittik.
He's got to throw it away.
Fırlatmak zorunda.
Got you something a bit more fitting for your weekend away, Deb.
Benden de hafta sonunuzu daha da güzelleştirecek bir şey Deb.
Got anything to do to pass away the time?
Zaman geçirmek için bir şeyiniz var mı?
I've got a spotter set up about four kilometers away.
4 kilometre ileriye bir gözcü diktim.
I got carried away.
Bende kontrolümü kaybettim.
I got away from Aleister.
Aleister'dan kaçtım.
We've got to draw him away from here.
Onu buradan uzağa çekmemiz gerek.
You got carried away, that's all.
Sadece kendini fazla kaptırdın, o kadar.
I feel I just unnecessarily got carried away and now I am stuck between this crazy father-daughter duo...
Gereksiz yere ben götürüyorum, bu deli baba-kız arasında kaldım.
He got back in his kayak, paddled away, and then, boom, flipped.
Kanosuna bindi ve uzaklaştı, ve sonra, boom, ters döndü.
He just got back in the kayak, rode away.
Sadece kanosuna bindi ve uzaklaştı.
♪ Sometimes I feel ♪ ♪ I've got to ♪ ♪ Run away ♪
Bazen hissettiğim... ~... kaçıp gitmem ve... ~... kalbime yerleştirdiğin acıdan... ~
♪ Sometimes I feel ♪ ♪ I've got to ♪ ♪ Run away ♪
Bazen hissetiğim... ~... kaçıp gitmem ve... ~... kalbime yerleştirdiğin acıdan... ~... kurtulmam gerektiği!
He's got to get to the hospital right away.
Derhal hastaneye gitmesi gerek.
I got a little... carried away, but I'm finally happy.
Kendimi biraz... kaptırdım, ama artık mutluyum.
No, you got all sneaky and snuck around and snooked that vote away from me.
Hayır, arkamdan iş çevirip oyumu benden çaldın.
Me staying away from your uncle while he's got problems is a sign of respect, son.
Sorunları varken amcandan uzak durmam saygıdan evlat.
So, when you came in acting like the rules were nothing, I got a little... carried away, maybe.
Kuralları hiçe sayarak içeri geldiğinde kendimi kaybetmiş olabilirim.
Got carried away.
Heyecan yaptım.
I had one, but it got tooken away from me at school. How about you?
- Bende eskiden vardı ama okulda elimden almışlardı.
Cookie got sent away, the judge told us 30 years.
Cookie hapse girdiğinde, jüri 30 yıl yatacağını söylemişti.
I brought it up, you had an emotional breakdown and got on a train and ran away. Well, given my history on the subject, it seems a little reckless to bring it up now.
Bu konu üzerindeki geçmişimi ele alırsak şimdi de bu konuyu açmak biraz düşüncesizce oluyor sanki.
But first, you apologize to my waitress then you walk away and never walk down this street again, got it?
Ama önce garsonumdan özür dileyeceksin. Sonra çekip gideceksin ve bir daha bu caddeden hiç geçmeyeceksin. Anlaşıldı mı?
I just got carried away is all.
Kendimi kaptırdım işte o kadar.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]