English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / I forget

I forget translate Turkish

18,522 parallel translation
I forget everything when I'm reading.
Okurken her şeyi unutuyorum.
There are some mornings when I first wake up... for a split second I forget where I am, when I am... and I reach over, half expecting to... find him there next to me... between us.
Bazı sabahlar gözümü ilk açtığımda bir anlığına nerede olduğumu unutup böyle olduğumda kolumu biraz uzatarak onu yanımda arıyorum. Aramızda.
How could I forget.
Nasıl unutabilirim?
You're that chick that always picks up my kid from school when I forget / don't want to.
İstemediğimde ya da unuttuğumda çocuklarımı her zaman okuldan alan kadınsın.
I have to go to the grocery store and then I have to go home and clean out my son's hamster cage,'cause he gets so mad when I forget.
Markete gitmem gerekiyor ve sonra eve gidip oğlumun amster kafesini temizlemem gerekiyor çünkü unuttuğum zaman çok kızıyor.
Mom, I forget to tell you.
Anne, sana söylemeyi unuttum.
How could I forget that pottery scene?
Çömlek sahnesini nasıl unuturum?
I forget its name.
İsmini unuttum
So. If you can manage to forget about me, I'll see to it that I forget about you.
Pekala beni gördüğünüzü unutursanız ben de sizi unuturum.
I forget little things, like appointments, birthdays, pick-ups.
Randevular, doğum günleri, kızımızı okuldan alma gibi küçük şeyleri unutuyor olabilirim.
How could I forget something like that?
Böyle bir şeyi insan nasıl unutabilir ki?
I'll never forget. He was wonderful.
Cevabı mükemmeldi.
I'll never forget the last thing Rosa said to me before her disappearance.
Rosa'nın kaybolmadan önceki gün bana söylediklerini asla unutamıyorum.
I wonder where Forget it
nerede olduğunu merak ediyorum unut gitsin
I don't forget what we owe Demelza.
Demelza'ya ne borçlu olduğumuzu unutmadım.
Forget Yes, fucking Emerson Lake and Palmer.
Yes'i, siktiğimin Emerson Lake and Palmer'ını boşver.
Forget I mentioned it.
Ne dediysem unut.
Forget I mentioned it.
Ne söylediysem unut.
'Cause when you sing, it's like... ♪'Cause I will not forget ♪
Çünkü senin şarkı söyleyişin... Sanki
♪'Cause I will not forget The love you gave ♪
Çünkü bana verdiğin sevgiyi asla unutamam
♪ I will not ♪ ♪ Forget the love ♪
Bana verdiğin sevgiyi
I'll never forget... the first day we met.
İlk tanıştığımız günü... asla unutamam.
♪ I will not forget the love you gave ♪
Bana verdiğin sevgiyi unutamam
♪ I will not forget the love you ♪
Bana verdiğin sevgiyi
Forget blank pages I wanna live my life
Unut boş sayfaları Yaşamak istiyorum hayatı
You can forget it'cause I'm gonna make you miserable.
Arayıp size kendimi tanıtmak istedim.
I... did you forget I talked to him on the telephone? Huh?
Onunla telefonda konuştuğumu söyledim ya, unuttun mu?
I didn't drink nearly enough to forget what I said to you.
Sana söylediğim şeyi unutmaya bile yetmedi.
I won't forget.
Unutmam.
I don't forget.
Unutmam.
Most things that touch the tip of my tongue, I'm happy to forget.
Dilimin ucuyla dokunduğum pek çok şeyi unutmaktan memnunum.
Just patch her and get her on the touch the tip of my tongue I'm happy to forget.
Bağlayıp götür... Dilimin ucuyla dokunduğum pek çok şeyi unutmaktan memnunum.
- Forget it, I win.
- Boş versene, ben kazandım.
Now, forget about the months I spent writing. I'm talking about the years of my life squeezed down to their essence, the raw pulp of truth- - my truth in one transcendent narrative.
Yazmak için harcadığım aylar bir kenara burada bahsettiğim hayatımın yıllarının ta özünden gerçeğin ham posasından süzülen akıllara durgunluk veren hikâye döngüsündeki benim gerçeğim.
All due respect, sir, that's a face I'll never forget.
Affınıza sığınıyorum efendim ama bu asla unutmayacağım bir yüz.
I didn't forget that.
Unutmadım.
I won't forget this.
Bunu asla unutmayacağım.
You seem to forget that I have the girl.
Kızın elimde olduğunu unutuyorsun.
I will never forget you and the lesson you taught me.
Bana öğretmiş olduğun dersi asla unutmayacağım.
- Ah, I never forget a love story.
- Aa, bir aşk hikayesini asla unutmam.
I... I... I like this town, but everywhere she went it was like she saw something that she wanted to forget.
Ben bu kasabayı seviyorum, ama o her gittiği yerde unutmak istediği bir şey görür gibi oluyordu.
I left it here so I wouldn't forget it, but forgot.
Buraya bırakmıştım, yani unutmamalıydım ama unuttum.
I'll forget this ever happened.
Ben de bu olayı unutayım
"Did you forget I'm here..."
"Burada olduğumu unuttun mu..."
I have a feeling there'll be another one of us on the front pages soon enough, and they'll forget about that.
İçimden bir ses, yakında manşete başka biri çıkacak ve bu da akıllardan silinecek diyor.
That fucker thinks that if you come running over here, I'm gonna forget he fired me in front of everyone I know?
O sikik herif seni buraya gönderince beni tanıdığım herkesin önünde kovduğunu unutacağımı mı sanıyor?
Forget I'm American, too?
- Benim de Amerikalı olduğumu unuttun mu?
Sometimes he would forget to close the door behind him, and I could see outside through a window upstairs.
Bazen, arkasında ki kapıyı kapatmayı unuturdu ben de yukarıdaki pencereden dışarıyı görebiliyordum.
I always forget how crazy you are.
Hep ne çılgın olduğunu unutuyorum.
- Hey, don't forget, I know you.
- Unutma, seni tanıyorum.
But I don't want to forget.
Ama unutmak istemiyorum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]