Keep translate Turkish
203,259 parallel translation
Keep sweeping -
Süpürme...
Keep sweeping...
Süpürüp devam et...
Keep training...
Eğitime devam et...
Keep it up.
Aynen böyle devam.
Can you keep quiet!
Sessiz kalır mısın?
I was planning to close down the restaurant the other day, unexpectedly, lots of journalists came to ask for interviews, claimed that they want to keep such...
Geçen gün restoranı kapatmayı planlıyordum, Beklenmedik bir şekilde çok sayıda gazeteci mülakat yapmak için geldiler, Böyle tutmak istediklerini iddia etti...
Tim keep it up - rescue daughter-in-law.
Tim aynen böyle devam - Kızı kurtarma.
You guys keep alert at the high position.
Siz yüksekte uyanıksınız.
Keep shooting!
Ateş etmeye devam et!
Keep pulling!
Çekmeye devam et!
Keep it up.
Tut onu.
Keep it up - you can do it.
Aynen böyle devam - bunu yapabilirsin.
I know it's not easy, but keep the faith.
Kolay olmadığını biliyorum ama inancını koru.
Just... keep'em out of the garage.
Sadece... Onları garajdan uzak tut.
I don't know if he can, but I told him to keep them out of the garage with its occupants.
Yapabilecek mi bilmiyorum ama ona polisleri garajdan uzak tutmasını söyledim.
♪ To keep me from getting to you, babe ♪
Seni bulmamı alıkoyacak kadar değiller.
Hey, keep it down.
Hey sesini alçalt.
Keep thoughts a-coming!
- Bırak düşünceler aksın.
So we're gonna keep you here on the plane.
Bu süre içinde uçakta kalmanız gerek.
You know, and he's performing all of these burial rituals to keep them at bay.
Bu ritüelleri onları kontrol altında tutmak için yapıyor.
I keep going back and forth.
Sürekli ileri geri gidiyorum.
You keep them steady by putting the caramel over the apple.
Onları rahat tut. Elmanın üstüne karamel koyar gibi.
The only place the name Harrison Weeks even exists is on my baby pictures I keep in my top drawer.
Harrison Weeksisminin varolduğu tek yer... bebeklik fotoğraflarım. Onları en üst çekmecemde saklıyorum.
Yeah, just keep using their money, right?
Doğru. Onların parasını harca gitsin, değil mi?
Yeah. Keep it on the DL, man.
Evet ama belli etme dostum.
You cannot keep this thing inside you much longer.
İçindeki şeyi daha fazla tutamazsın.
Keep this up, and you won't have to. We'll both be dead.
Böyle düşünmeye devam et ikimizi de öldüreceksin.
And never keep information from me again, okay?
ve benden asla böyle bilgileri benden saklamayın, tamam mı?
I'll keep an eye on the senator.
Senatörden gözümü ayırmayacağım.
I keep coming across soldiers who'd sing before going into battle.
Savaşa başlamadan önce şarkı söyleyen askerlerle karşılaşırdım.
How long can the emergency generator in here keep the lab working?
Acil durum jeneratörü ne kadar sürer laboratuarı çalışır durumda tutabilir?
You don't want to keep the baby?
Bebeği doğurmak istemiyor musun?
We all know that Tina can't keep her mouth shut.
Tina'nın ağzında bakla ıslanmadığını hepimiz biliyoruz.
No, I want her to keep it.
Hayır, doğurmasını istiyorum.
I pull over, I pick up the mailbox I just knocked over, throw it in my trunk and I keep moving.
Kenara çekip çarptığım posta kutusunu kaldırıyorum, garaja koyup yola devam ediyorum.
Who am I gonna be mad at? Heather, for wanting to keep her baby?
Bebeğini doğurmak istediği için Heather'a mı kızayım?
It was easier when I thought they weren't gonna keep the baby.
Bebeği doğurmayacağını sanırken daha kolay gelmişti.
Thought maybe you could use this to keep your pipes from freezin'again.
Borularının yine donmasını önlemek için bunu kullanabilirsin diye düşündüm.
Now, I'm sure you were hoping for something better, but try to keep an open mind.
Daha iyisini beklediğinden eminim ama acele karar vermemeye çalış.
You keep driving south, and when you get the urge to lock your doors, uh, well, you're near my house.
Güneye gidin, kapıları kilitlemek zorunda hissettiğinizde evime yaklaşmışsınızdır.
They always keep it on aisle three,'bout chest high... but it wasn't there.
Hep üçüncü reyonda, göğüs hizasında olur ama bu kez yoktu.
Well, I guess we'll just have to keep drinkin'.
İçmeye devam edeceğiz anlaşılan.
If you end up gettin serious with somebody, just keep me in the loop, all right?
Biriyle ciddi bir ilişkin olursa beni haberdar et, tamam mı?
You know, Dale will keep using you, you can work around here whenever you need to.
Dale seni çalıştırmaya devam eder, gerektiğinde burada da çalışırsın.
How do you keep inventory of all this crap?
Bütün bu saçmalıkların envanterini nasıl tutarsın?
What do you keep in here, a dead body?
Burada ne ceset var buralarda saklıyorsun?
Just keep watching.
Sadece izlemeye devam et.
You know, you can't keep coming in unannounced like that.
Bilirsin, Içeri girmeye devam edemezsin Bunun gibi habersiz.
Ah, there's no secret these cardboard walls can keep.
Ah, sır değil. Bu mukavva Duvarlar tutabilir.
Okay, okay, keep your pants on.
Tamam tamam, Pantolonunu açık tut.
We keep making a habit of this.
Biz buna alışmaya devam ediyoruz.
keep smiling 46
keeper 88
keeping 46
keep going 1982
keep your eyes on me 17
keep it simple 78
keep moving 877
keepers 17
keep calm 126
keep your distance 85
keeper 88
keeping 46
keep going 1982
keep your eyes on me 17
keep it simple 78
keep moving 877
keepers 17
keep calm 126
keep your distance 85