English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ L ] / Listen to what

Listen to what translate Turkish

3,368 parallel translation
You're gonna get up, and we're gonna go downstairs, and I'm gonna shove a doughnut into your face, and you're gonna listen to what I have to say.
Kalkıyorsun, aşağı iniyoruz. Ağzına tatlı tıkıyorum ve beni dinlemeni istiyorum.
Listen to what I'm saying, all right?
Önce beni bir dinleyin, olur mu?
Just please listen to what Zemo has to say.
Sadece lütfen Zemo'nun söylemek istediklerini dinleyin.
It's not boring if you actually listen to what they're saying.
Eğer dediklerini gerçekten dinlersen hiç can sıkıcı değil.
Will you listen to what I'm asking you?
Sana sorduğum şeyi duyuyor musun?
Sometimes with women you want to listen to what upsets them and then show them that you can grow and change.
Bazen kadınlara, onları üzen şeyi dinlemek istediğini ve büyüyüp değişebileceğini göstermen gerekir.
Listen to what, Cemal Abi?
Neyini dinleyeyim Cemal abi?
Why not? Listen to what I'm saying.
Ya nasıl yapmaz ya ben sana ne diyorum bak.
You have to listen to what this guy's got to say.
Bu adamın söylemesi gerekenleri dinlemek zorundasın.
Listen to what?
Neyi dinliyim?
Listen to what!
Neyi?
Hyung, listen to what I'm saying carefully...
Hyung, dediklerimi dikkatle dinle.
I think we should really listen to what Gita has to say.
Sanırım, Gita'nın söyleyeceklerini dinlemeliyiz.
- Listen to what they're saying.
- Onların söylediklerini dinle..
Listen to what?
Bizim dinleyeceğimiz ne var ki?
If somebody was talking to me from the beyond, I'd damn well listen to what they had to say.
Eğer birileri benimle sınırların ötesinden konuşsaydı onların ne dediğini kesinlikle dinlerdim.
So from now on, no matter what, I'm going to listen to what you say.
Şu andan itibaren, ne olursa olsun sözünüzden kesinlikle çıkmayacağım.
It breaks my heart to see my own father won't listen to what I say.
Kendi babamın da söylediklerimi dinlemeyeceğini bilmek benim kalbimi kırıyor.
Now, listen to what I say.
Şimdi dediğimi dinle.
I thought she would at least talk to me, listen to what I had to say.
En sonunda söyleyeceklerimi dinleyeceğini düşünmüştüm.
I'm trained to listen to what isn't said.
Söylenmeyenleri duymak için eğitildim ben.
But since we're on crunch time... listen to what I'm saying first before you respond.
Zor durumda kalmadan önce, bana da kulak ver.
What? Listen to me.
- Affedersin.
Listen to me. You lead us to them, we work out what was in the package.
Dinle, onları bulup pakette ne vardı öğrenmeliyiz.
If you listen to me, do what I say,
Eğer dediklerimi dinleyip yaparsan...
I would have a serious, long talk with her and hopefully she'd- - the one thing, that's what she'd listen to.
Onunla uzunca, ciddi bir konuşma yapardım ve sözümü dinleyeceği tek şeyin bu olmasını umardım.
What's the problem, boys? Listen to me.
Sorun nedir çocuklar?
- Do you listen to your heart? Do you see what happened to Aaron? We must save ourselves.
Bi kendinize gelin ya Yaptıklarınıza bakın
God, what... No, no, no, no. Listen, you try to be typecast at my age,
Evet çok iyiydi ya Yo yo yo
Listen, Dev, there comes a point in your life where you have to decide what kind of man you're gonna be.
Bak Dev, hayatında bir an gelir ve ne tür bir adam olmak istemenle ilgili bir karar vermen gerekir.
What then? Listen, man, I don't know how they do things up in Shitkick Holler. Down here in white civilization, boss calls you to his home, you sit and wait till he's goddamn ready to see you.
Dinle, bok vadisinde işler nasıl yürür bilmiyorum ama burada, beyazların medeniyetinde, patron seni evine çağırdığında canı seni görmek isteyene kadar oturup beklersin.
If you want to see the girl, listen carefully to what I have to say.
Kızı görmek istiyorsanız, söyleyeceklerimi dikkatle dinleyin.
Listen to me, I will tell them what a hero you were.
Beni dinle, Senin bir kahraman olduğunu söyleyeceğim.
So, what do you listen to at work?
Ee, iş yerinde sen ne dinliyorsun?
We don't listen to you guys when you're alive. What makes you think we're gonna pay attention to your death napkin?
Siz hayattayken sizi dinlemiyoruz, ölüm peçetenizi dikkate alacağımızı size düşündüren ne acaba?
Listen, what if I could establish a pattern of travel of Omega Rhos going to Toronto?
Dinle, ya Omega Rho'nun Toronto seyahatleri arasında bir ilişkiyi bulursam?
I don't know what you've heard, but I can explain it all. Listen to me.
İyiyim.
Our kids are sponges, and when they leave here, what they listen to now will affect them the rest of their lives.
Çocuklarımız sünger gibi. Ve buradan çıktıklarında... şimdi dinledikleri şeyler onları hayatları boyunca etkileyecek.
What's next, they hide under our beds and listen to us sleep?
Sıradaki ne? Yatağımızın altına saklanıp uyumamızı mı dinleyecekler?
How could anything good be done, when it's a group of men that sit in a conference, pretending to listen, when all they're doing is trying to think of what THEY will say next, so they can sound clever.
Ne güzel bir şey olurdu bir grup erkek toplantıda oturup hepsi sıra kendine geldiğinde ne diyeceğini düşünürken dinliyormuş gibi görünmesi onları zeki gösterebilirdi.
What, listen to me. I have to go back.
- Bak, dinle beni, Gerçekten geri dönmek zorundayım.
Would you listen to me for a minute? You know what?
Dinle.
Listen, I'm not saying you're a lion in winter, but your roar ain't what it used to be.
Bak, yaşlı bir aslan olduğunu söylemiyorum ama eskisi gibi de kükremiyorsun.
I told him, "listen, anything you left, it belongs to me until you pay me what you owe me."
Dedim ki, "Dinle, bıraktığın şeyler bana borcunu ödeyene kadar bana ait."
You listen to me, if you want to be a man, you can't let a woman tell you what to do!
Dinle beni şimdi, adam olmak istiyorsan bir kadının söylediklerini yapmayacaksın.
What you start to miss is who you used to listen to records with and waited to hear from on the phone.
Eskiden plakları birlikte dinlediğiniz kişilerin sesini duymayı özlüyorsunuz.
What do you mean listen to daddy?
Babanızı dinleyin de ne demek?
Listen, we're not telling you what to report.
Bak, sana neyi rapor edeceğini söylemiyoruz.
- Listen if you wanna continue what we started last night, I'll be happy to oblige.
Dinle, dün gece başladığımız işi devam ettirmek istiyorsan seve seve katılırım.
Your buddy, who doesn't listen to you and who is no longer with the marshals because of what, he got booted, is now a bounty hunter and a bottom feeder at that, judging from his 20-year-old rig,
Senin dostun artık seni dinlemiyor ve artık mareşal değil çünkü kovuldu. şimdi ise 20 li yaş kıyafeti giyen bir kelle avcısı ve biz ona güvenmeli miyiz?
See what happens when you don't listen to me?
Bak, beni dinlemediğinde neler oluyor?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]