English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ M ] / Minute drive

Minute drive translate Turkish

127 parallel translation
How can I make it if it's a 15-minute drive?
15 dakikalık mesafeyse, nasıl yapabilirim?
It's only a 40 minute drive to and from work.
İşe gidişgeliş sadece 40 dakika.
The books are split between Covina and Downey... and it's about a 35 -, 40-minute drive between the two.
Kitaplar Covina ve Downey'e dağılmış olacak ve iki yer arası arabayla yaklaşık 35, 40 dakika sürüyor.
I'm, say, about a 55-minute drive from Mission Viejo.
Mission Viejo'dan 55 dakika uzakta.
It's a 10-minute drive.
Nerede kaldı? On dakikalık yol.
Hey! Why do you charge $ 40 for just a 10 minute drive?
İşine devam etmek istiyorsan kapa çeneni ve git!
Still, that's a 10-minute drive.
Yine de onların evi 10 dakikalık yol.
It's only a thirty minute drive.
Bu sadece yarım saatlik bir yolculuk olacak.
Always... within a 2 or 3 minute drive from the highway.
Herzaman... otobandan 2 ya da 3 dakika sürüş zamanı uzaklıkta.
It's only a 20-minute drive.
Arabayla 20 dakikacık.
It was a 90 - minute drive.
Doksan dakika süren bir yolculuktu.
Okay, look we got about a 45-minute drive.
Tamam, 45 dakikalık yolumuz var, tamam mı?
Steven was in Miramar when I called him. It's a 45-minute drive.
Steven'ı aradığımda 45 dakikalık mesafedeki Miramar'daydı.
It's a good thing this wasn't a 19-minute drive.
- İyi ki 19 dakikalık mesafede değiliz.
I had a 40 minute drive back to Palo Alto and I couldn't concentrate on the way back.
Palo Alto'ya dönüş için 40 dakikalık araç sürüşüm vardı ve bir türlü yola konsantre olamadım.
For the very long 30-minute drive back to school?
- Okula kadar giden otuz dakikalık uzun yol için. Şükürler olsun.
Pulling up every airport in a 45-minute drive from here.
45 dakika uzaklıktaki bütün havaalanlarını çıkartıyorum.
It's only about a ten-minute drive!
Arabayla on dakikalık yol!
Ten-minute drive,
Arabayla on dakika, aman ne güzel.
It's a 47-minute drive.
Bu da 47 dakikalık yol demektir.
It's only a ten-minute drive.
Altı üstü on dakikalık mesafe.
Listen, I'm about a 20-minute drive from here.
Dinle, buradan 20 dakika uzakta oturuyorum.
Motel U. S. 29. A ten-minute drive.
29.Yol'da. 10 dakikada gideriz.
Then take a 1 0-minute drive with me and we'll find out.
O halde, benimle on dakikalık bir yolculuğa çık ve öyle mi, görelim.
DRIVE ON. I SAID WAIT A MINUTE!
- Bir dakika bekleyin dedim!
A four minute's drive with the car.
Arabayla dört dakika.
We'll be a minute, then we'd like to go to Claremont Drive. All right.
Hemen döneceğiz ve sonra Claremont Caddesi'ne gideceğiz.
The minute things get rough, you close your eyes and try to drive us off a cliff.
İşler zora gidince, gözlerini kapatıp bizi uçurumdan atmayı deniyorsun.
Shel, what I would very much like for you to do, the minute you hang up is drive like a bat out of hell down to McGraw Airfield in New Jersey.
Telefonu kapatır kapatmaz New Jersey'de McGraw Havaalanına tam gaz git.
The minute you get married, you start to drive each other crazy.
İnsanlar evlendiği andan itibaren birbirlerini deli etmeye başlar.
Step down for a minute... and gaze upon perfection, craftsmanship. Disk drive, pelvic roll -
Bir dakika in de sanatın mükemmelliğini gör, disklerin anatomisi, pelvis rotasyonu.
Wait a minute. I can't drive without glasses.
Bir dakika, gözlüklerim olmadan araba kullanamam.
Hey wait a minute! You can drive a guy to drink.
Alkollü araç kullanmamı istemezsin, değil mi?
- Drive a minute.
- Sür.
Could we drive on the right side of the road for a minute?
Bir dakikalığına yolun doğru tarafından gider misin?
How can I drive him when the Repleviners are waiting... to take my car any minute they see it?
Haciz memurları arabayı almak için fırsat kollarken nasıl arabayla götürebilirim?
So what now,... - You rest... for a minute... and I'll drive. - Pretty lady?
Ee şimdi ne olacak, sevimli bayan?
Instead of a 45-minute flight, I have a seven-hour drive.
45 dakikalık uçuş yerine 7 saat araba kullanmak zorundayım.
It's a thirty second drive or a five minute walk.
Arabayla 30 saniye veya yürüyerek 5 dakika.
It's a 20 minute cab drive.
Taksiyle 20 dakika sürer.
C'mon, you're going to drive halfway across the country this minute?
Yapma, bu saatte çıkıp ülkenin yarısını araba sürerek mi geçeceksin yani?
Hi, Daphne. I was all set to drive up here myself when I think " wait a minute.
Kendi başıma buraya gelmeye hazırlanmışken şöyle dedim.
With enough air for a 10 minute dive... they swim deep below the herring and drive the fish upwards.
On dakikalik bir dalisa yetecek kadar havayla ringalarin altinda yüzer ve baliklari yukariya yönlendirirler.
I can drive, type 60 words a minute.
Araba kullanabiliyorum. Dakikada 60 kelime yazıyorum ve başka ne var biliyor musun?
Uh, you know, if you want to wait a minute, I could drive you.
Bir dakika beklerseniz sizi arabayla götürebilirim.
I thought for a minute you were Gonna drive right over us. Yeah.
Bir an için bizi ezeceğini sandım.
The acura's lynn's, I drive the escal- - wait a minute, you- - you think they were trying to kill me?
Ben Escalade... Dur bir dakika. Sence beni mi öldürmek istediler?
It can drive 30 nails per minute straight through concrete.
Bu tabanca, betonun içine dakikada 30 çivi çakabilir.
I HAVE AN MBA, I DRIVE AN S-CLASS, AND I RUN A 6-MINUTE MILE.
İşimin patronuyum, mersedes kullanıyorum ve 6 dakikada bir mil gidiyorum.
Recorded straight onto a flash drive, probably on a 15 minute loop.
Taşınabilir belleğe kaydediyor. 15 dakikalık döngüler olmalı.
With only a minute remaining, Kingman would have to put together the drive of the century.
Maçın bitmesine sadece 1 dakika kala Kingman yüzyılın hücumunu gerçekleştirmek zorunda.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]