English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ M ] / My lips

My lips translate Turkish

1,582 parallel translation
You've been staring at my lips.
- Dudaklarıma bakıyordunuz da.
You keep me in proximity when I walk away and when I'm close, you watch my lips.
Uzaklaştığımda bana belli bir yakınlıkta duruyorsunuz. Yakınınızdayken de dudaklarımı izliyorsunuz.
Maybe I'll just have to use my feminine wiles to pry it out of you. My lips are sealed, Jo.
O halde senden bunu öğrenmek için kadınsı cazibemi kullanmam gerekecek.
Read my lips :
Beni dinle.
Read my lips :
Dudaklarımı oku :
My lips are sealed.
Dudaklarım mühürlüdür.
My lips are sealed.
Benden sır çıkmaz.
I needed to feel my lips pressed against your lip-Less beak.
Dudaklarımı senin dudaksız ağzında hissetmem gerekiyordu.
I took the bottle to my lips but I didn't drink anything.
Şişeyi dudaklarıma götürdüm, | ama hiç içmedim.
My lips are wearing out!
Dudaklarım patlayacak!
Yes, in cash, and my lips are sealed.
Evet. Nakit. Sonra dudaklarım mühürlenir.
My mouth my tongue, my lips which speak to you now have continually renewed their cells since my life began
Ağzım, dilim, sizinle konuşan dudaklarım yaşamaya başladığımdan beri sürekli hücrelerini yeniledi.
My lips are sealed. I am so excited and thrilled for you.
Senin için çok sevindim!
My lips are not that big!
Benim dudaklarım o kadar büyük değil!
- Not my lips, that's for sure.
- Hoşlanmıyorum, tamam mı?
Read my lips.
Dudaklarımı oku.
My lips are buttoned, right now.
Şu andan itibaren dudaklarım mühürlü.
" See me licking my lips, need a primitive fix
# See me licking my lips, need a primitive fix
# My lips are waiting Take me to love
# Dudaklarım oynuyor, al beni aşkım.
# My lips are aching Take me to love
# Dudaklarım ağrıyor, al beni aşkım.
# My lips are waiting Take me to love
# Dudaklarım bekliyor. Al beni aşkım.
Not one morsel will pass my lips until you say I can go see Sidarthur.
Sidarthur'a gidebileceğimi söyleyene kadar tek lokma yemeyeceğim.
I thought if I put a little bit on my lips, that would be sufficient because I'm tasting it.
Dudağıma biraz sürüp tatmanın yeterli olacağını düşündüm.
And of a 4-ounce bottle, I wound up drinking 2 more ounces of breast milk that then, because it's touched my lips, has to be tossed.
Sonunda kendi sütümden yarım şişe içtim. Kalanı atıldı çünkü dudağım değmişti.
There isn't a single kiss of his on my lips.
- Boşuna kıskanma, Niki dudaklarımda henüz bir öpücüğü bile yok.
Not my lips.
Dudaklarımdan.
- But my lips hurt real bad.
Ama dudaklarım çok acıyor!
No. My sad tale should come from my lips, if and when I choose to reveal it.
Acıklı hikayem benim dudaklarımdan dökülmeli, eğer istersem ve istediğim zaman.
Should I put anything on my lips?
Dudaklarıma ruj süreyim mi?
Watch my lips.
Dudaklarımı izle.
To my lips.
Dudaklarımın şerefine.
Look at my lips, okay?
Dudaklarıma bak, tamam mı?
My lips are sealed.
Dudaklarım kilitlendi.
She cuts my skin and bruise my lips
Kesiyor derimi ve eziyor dudaklarımı.
Feed it to my lips... all the venom you possess
Tüm zehrinle dudaklarımı besle.
My wit, my charm, my pouty lips?
Zekâm mı, sevimliliğim mi? Bükük dudaklarım mı?
The other night, on my grandfather's yacht, Summer attacked me with her lips.
Geçen gece, dedemin yatında, Summer dudaklarıyla üstüme hücum etti.
Do I have something on my lips? I just wanna make sure you're comfortable.
İyi misiniz diye bakmaya geldim.
If I say that you are as fresh as morning dew Your lips as luscious as flower petals... Your eyes twinkle like fireflies... that my heart beats faster when I think of you...
Eğer senin... sabah çiği kadar taze olduğunu... dudaklarının çiçek yaprakları gibi çok tatlı olduğunu... senin gözlerinin ateşböcekleri gibi parıldadığını... kalbimin, seni düşündüğüm zaman daha hızlı çarptığını... söyleseydim...
"Such is the magic of my lips" "Such is the magic of my lips" "Is there a lover like me?"
Dudakları fincan gibi... o öyle cesur birisi ki... yavaş yavaş, azar azar
And then his lips are slowly moving down my body from my neck to my breasts to my belly.
Ve sonra dudakları yavaşça boynumdan vücuduma göğüslerime ve göbeğime gidiyor.
There's love in my living, a song upon the lips
Aşk, dudaklarımdan dökülen bir şarkıda yaşar.
Don't sing, just move your lips, whatever... but I'll lose my patien...
Dudaklarını oynat, ne yaparsan yap ama benim sabrımı tük...
Thanks for massaging my feet I can tell you're a good singer from your fat lips
Şişko dudaklarından güzel bir parça duyalım.
# Your silence # And my dried lips # Deep in my cold eyes
Sessizliğin ve kurumuş dudaklarım gözlerimin derinliklerinde adımların... donmuş kayalar gibi
# Your silence and my dried lips # Deep in my cold eyes # Your footsteps frozen like rocks
Sessizliğin ve kurumuş dudaklarım gözlerimin derinliklerinde adımların... donmuş kayalar gibi
My hot lips wish to touch your soft lips.
~ Sıcak dudaklarım senin yumuşak dudaklarına dokunmayı ister ~
My burning lips of passion... And...
Tutkulu dudaklarım yakıcı... ve...
It moistens my dry lips, it's so tasteful.
Kuruyan dudaklarım nemlenmişti.
My lips are sealed.
Dudaklarim mühürlü.
Don't worry, my lips are sealed
Benden söz çıkmaz.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]