English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ R ] / Relax a little

Relax a little translate Turkish

310 parallel translation
Fine! Then go home now and try to relax a little. But... stick around in case we might need you.
O zaman eve gidip biraz dinlenin, ama uzaklaşmayın,..
Colonel, unless there's something urgent, I'd like to relax a little.
Albay, acil bir şey yoksa gidip biraz dinlenmek istiyorum.
Relax a little, kid.
Keyifli işmiş.
Will you sit down, Rocky? Relax a little?
Oturup biraz sakinleşir misin, Rocky?
Relax a little.
Burada dinlenin.
Since the conversation is dying out, I'm going to relax a little. I hope this won't bother you.
Bu konuşma bir yere varamayacağına göre, izninizle biraz rahatlayacağım.
You'd be smart to relax a little bit, while we wait for Mr. Folgen to return.
Bay Folgen'ın dönüşünü beklerken biraz dinlenmen iyi olur.
Relax a little, for God's sake.
Allahaşkına biraz rahatlayın.
Well, you just... Just relax a little bit.
Ama biraz sakin ol.
Relax a little bit. This is not the UN.
Burası B.M. değil.
Come on, let's relax a little.
Biraz rahatlayalım.
Just, you know... relax a little.
Bilirsin işte... Biraz rahatla.
Can we stay here, have a drink and relax a little bit? Huh?
Burda kalıp bir içki içip birazcık rahatlayalım mı?
Why don't you try and relax a little bit?
Dene ve rahatla biraz.
- All right. Relax a little, will you?
- Tamam, tamam, sakin ol.
Well, you know, you-you ought to let those neck muscles... relax a little.
Evet kaslarını gevşek bırakmalısın... biraz rahatla.
I think she could relax a little bit.
Huzura kavuşturmak gerekiyor onu.
Well, you two can relax a little bit. We're gonna find her.
İkiniz biraz rahatlayabilirsiniz onu bulacağız.
Relax a little.
Biraz rahatla.
You should learn how to relax a little bit.
Ama biraz rahat davranmayı öğrenmen lazım.
Well, he said that, you know it helps his patients relax a little bit.
Dedi ki hastalarının rahatlamasını sağlıyormuş.
Honey, maybe you should relax a little.
Tatlım belki biraz ağırdan almalısın.
- You can relax a little bit.
Uzanıp biraz dinlenebilirsin. Sen git.
And I'd like to take you out and see you relax a little bit.
Ve seni dışarı çıkarıp biraz rahatladığını görmek isterim.
Why don't you take off your tie and relax a little?
Neden kravatını çıkartıp biraz gevşemiyorsun?
And I just wish you'd relax a little and let yourself enjoy what we have together.
Ve benim istedğimse sadece Biraz dinlenmek ve birlikte geçirdiğimiz zamandan zevk almak.
Just relax for a little while.
Bir süreliğine sakin olun.
I guess it sounds crazy, Keyes, but it was only with her that... I could relax and let go a little.
Çılgınca geldiğini biliyorum Keyes ama sadece o yanımdayken biraz olsun rahatlayıp kafamı dağıtabiliyordum.
This will relax you and make you feel a little happy.
Bu seni gevşetecek ve kendini daha iyi hissedeceksin.
So, if you would just lean back and relax... I'll tell you a little ghost story.
Eğer arkanıza yaslanıp rahatlarsanız size küçük bir hayalet hikayesi anlatacağım.
It always takes you a little while to relax.
Rahatlamak hep biraz zaman alır.
You come down to the track, we have a drink, lose a little money, it'll relax you.
Yarışa gel, bir şeyler içelim, biraz para kaybet. İyi gelir.
But we've got a little time ; not much, but a little, so relax.
Fazla vaktimiz yok ama rahat ol.
Now you just sit there, relax, take a little nap.
Şimdi burada oturun, rahatlayın, biraz şekerleme yapın.
But why don't you just relax with a little complimentary rum-coco?
Neden bedava Hindistan cevizli romdan biraz içip rahatlamıyorsunuz?
A little nightcap to help us relax and sleep.
Biraz gece içkisi rahatlamamıza ve uyumamıza yardımcı olur.
And now a little drink so you can relax.
Biraz da içki iç ve rahatla.
Could you relax that margin a little bit for me?
Bu payı benim için biraz esnetebilir misiniz?
to relax a little.
Ne güzel. Burası tam yeri.
Relax, have a little drink.
- Rahatla, biraz iç. - Teşekkür ederim bayım.
But now that Harold T. and his buddies are in jail, maybe you'll get a chance to relax for a little while.
Ama şu anda Harold T. ve arkadaşları hapiste Belki bir süre rahatlamak için şansımız olacak.
You need to live a little. Relax.
Biraz yaşamalısın.Rahatla.
Relax, will you? I need a little more time.
Daha fazla zamana ihtiyacım var.
Relax sip a little champagne.
Şimdi gevşe biraz şampanya yudumla.
- Relax! I just want a little bit.
- Sadece biraz rahatlamak istiyorum.
I'm just offering you a little something to relax.
Ben sadece birazcık rahatlamanız için size birşeyler öneriyorum.
Relax. This is going to be a little strong.
Gevşe, biraz sert olacak.
He won't let me see his files, but maybe he'll relax enough to drop his guard so that I can finesse a little information out of him.
Dosyalarını göstermez ama belki gardını düşürecek kadar rahatlar da.. .. ben de ondan biraz bilgi sızdırabilirim.
- You know how Niles feels about her. - Relax, it's just a little crush.
Birlikte uzun bir geçmişimiz var.
You just need to relax, have a little fun.
Senin rahatlamaya ihtiyacın var, biraz eğlen.
You know, I just want you all to relax. Have a little fun.
Ben yalnızca rahat davranmanızı, biraz eğlenmenizi istiyorum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]