Time is short translate Turkish
399 parallel translation
Our time is short.
Vaktimiz kısa.
- Good day, sir. Mr. Gelder our time is short and believe me when I tell you
Fazla zamanımız yok, Bay Gelder ve inanın bana insanların
For the time is short Crack your little whip
# Şaklat küçük kırbacını çünkü zaman kısa.
The time is short, crack your little whip Get your little ship
# Şaklat küçük kırbacını çünkü zaman kısa, küçük gemini hazırla yolculuğa.
Time is short.
Az zamanımız var.
My time is short.
Zamanım az.
Time is short.
Zamanımız kısıtlı.
Even so, time is short.
Yine de... çok az zaman kaldı.
And think about what I said but remember my time is short.
Ve dediklerim hakkında düşün, zamanımın da çok azaldığını unutma.
Time is short!
Vaktimiz kıt!
Time is short!
Z! man çok kısa!
- Time is short.
- Zaman daralıyor.
Time is short, Edward, but this marriage can still be made to work.
Zaman kısa Edward, ama bu evllilik hâlâ yürüyebilir.
And remember, people, time is short.
Ve unutmayın, millet, zaman kısa.
- Remember, Scrooge, time is short.
- Unutma, Scrooge, hayat çok kısa.
Time is short.
Vaktim kısıtlı.
Time is short.
- Hayır, zaman yok.
" And man that is born of woman has but a short time to live.
"Anasından doğan insanoğlu kısa bir ömüre sahiptir."
A short time later, I'm informed that the disturbance is over.
Kısa bir süre sonra, kargaşanın sona erdiğini öğrendim.
Time is short.
- Zamanımız az.
One thing you're short on is time.
Bu sefer vaktin kısıtlı.
This is a surprise, our meeting twice in so short a time.
Bu ne sürpriz. Kısa zamanda iki kez karşılaştık.
But the beauty of the whole scheme, sir, is that it involves only one man... and therefore might be possible... in the ridiculously short time allowed us.
Bu planın en güzel tarafı da, efendim. Sadece bir kişiyle ilgili olması bu nedenle de çok kısa süre içinde gerçekleştirilebilecek olması.
The time is very short, sir, and we must get going as soon as possible.
Bildiğiniz gibi zaman çok kısıtlı, efendim. Bu nedenle olabildiğince çabuk harekete geçmeliyiz.
You'd get a job quick enough and hold it if you didn't have me to turn to every time you run short.
Sıkıntıya düştüğün her an başvuracağın ben olmasaydım, çabucak bir iş bulur, ona sarılırdın.
Please, ladies, please. Time is getting short.
Lütfen acele edelim hanımlar.
Six weeks is a short time in this case.
Altı hafta böyle bir durumda kısa bir süre.
In my last few experiments, as I inhale... my whole being is stimulated for a short time.
Son bir kaç deneyde, içime çektiğimde bütün benliğim kısa bir süreliğine uyarıldı.
The certain party I mentioned a short time ago locked me in and is now selling three baseballs for a dime to passersby.
Az önce sözünü ettiğim o kişi beni buraya kilitledi ve gelip geçene şimdi on sente üç beyzbol topu satıyor.
Now, Papa, in a very short time, a company of rangers is gonna come boiling in here, and you'll hurry your end if you don't behave.
Şimdi, baba, çok kısa bir zamanda bir polis birliği burayı dağıtmaya gelecek, ve hemen davranmazsan sonun çabuk gelecek.
This is not a charge I would bring lightly against any man... especially a man who in a short time was to be my son.
Bu suç, herhangi bir adama kolayca isnat edilecek bir suç değil. Özellikle de kısa bir süre sonra oğlum olacak bir adama!
Man that is born of woman... hath but a short time to live, and is full of misery.
Meryem'den gelen erkek yaşayacak zamanı azdı ve hayatı sefaletle doluydu.
Short is the time of our life.
Ömrümüz çok kısa.
- Time is getting very short and...
- Zaman çok kısıtlı ve...
- Time is running quite short.
- Zaman daralıyor. - Evet.
To reach place of power motorboat, it is necessary to make borrowings of automobile for short time only, sir.
Güçlü teknelerin yerine erişmek için otomobil borç alıyor yapmak gerekli kısa zaman için yalnız, bayım.
It is necessary foryou to remain in this house, I hope most vigorously for a short time only.
Sizin için lazım olan bu evde kalmaktır Umarım kısa zaman için çok sağlıklı olur.
I must use it. Only for a short time until our generator is repaired.
Jeneratörümüz tamir olana kadar kısa süreliğine kullanmalıyım.
In very small print, there is a short clause, which says that McBain or his heirs lose all rights if, by the time the railroad reaches this point, the station ain't built yet.
Ufacık bir yazıyla, kısa bir cümle vardı, diyordu ki, eğer demiryolu buraya ulaştığında inşaat tamamlanmamışsa, Mc Bain ve varisleri, tüm haklarını kaybederler.
Time is very short.
Çok kısa.
TIME IS GETTING SHORT.
ZAMAN DARALIYOR.
Is the time short?
Zaman az mı?
I feel here that Scott may be too tall in the area of height with reference to Vanilla, who is too near the ground in the area of being too short at this time.
Bence Scott çok yüksekte kaldı Vanilla da yere çok yakın oldu yani çok aşağıda kaldı.
Time is getting short and we've got a graduate.
Zaman daralıyor ve bir mezunumuz var.
Time is getting short, but I have a plan.
Zaman azalıyor ama benim bir planım var.
"Man that is born of a woman " hath but a short time to live and is full of misery.
Her insan bir anadan doğar yaşamak için kısa ama sefalet dolu bir hayatı olur.
In short, Harold, I think it is time for you to get married.
Kısacası Harold, bence evlenmenin vakti geldi.
To have murdered so many people in such a short space of time Is really awful And I really am very, very, very sorry that I did it
Bunca insanı o kadar kısa sürede öldürmek çok korkunç ve bunu yaptığım için çok, çok üzgünüm.
Well... I can speak as a someone who has lived in daily communication with the Maestro only for a short time, but my impressions are the same as my husband's, who is the Maestro's great friend and collaborator.
Ee, maystro ile kısa süredir temasta şahıs olarak bir şahıs olarak konuşabilirim, ama izlenimlerim kocamınkilerle aynı.
I'm afraid, as our time is rather short, we must have a little discussion along pecuniary lines.
Korkarım fazla zamanımız yok. Maddi konuları konuşmamız gerekiyor.
Man that is born of a woman hath but a short time to live and is full of misery.
İnsanı kadın doğurur. Günleri sayılı ve sıkıntı doludur.
time is running out 68
time is money 74
time is of the essence 71
time is up 41
time is 18
shorts 41
short 461
shorty 285
shortly 55
shortstop 18
time is money 74
time is of the essence 71
time is up 41
time is 18
shorts 41
short 461
shorty 285
shortly 55
shortstop 18
shorter 26
short hair 23
short round 22
short answer 29
shortcut 20
short and sweet 29
short notice 16
shortness of breath 58
short of that 17
short for 27
short hair 23
short round 22
short answer 29
shortcut 20
short and sweet 29
short notice 16
shortness of breath 58
short of that 17
short for 27
short version 22
shortly after 26
time to go home 94
time to die 52
time flies 78
time to wake up 54
time to go 627
time travel 83
time to sleep 29
time to eat 55
shortly after 26
time to go home 94
time to die 52
time flies 78
time to wake up 54
time to go 627
time travel 83
time to sleep 29
time to eat 55
time will tell 62
time for bed 134
time to go to work 26
time to go to bed 19
time out 262
time to leave 25
time job 218
time of death 270
time to get to work 16
time for breakfast 17
time for bed 134
time to go to work 26
time to go to bed 19
time out 262
time to leave 25
time job 218
time of death 270
time to get to work 16
time for breakfast 17
time to get up 91
time continuum 62
time thing 208
time low 44
time lord 48
time for dinner 25
time machine 29
time continuum 62
time thing 208
time low 44
time lord 48
time for dinner 25
time machine 29