To love you translate Turkish
24,098 parallel translation
Does love speak to you?
Aşkın dilinden anlar mısınız?
Richard, you're not a fighter, and I love you too much to watch you die.
Richard, sen bir dövüşçü değilsin ve ölmeni izleyemeyecek kadar çok seviyorum seni.
If you love someone despite what they do, you're lying to yourself.
Yaptığı şeylere rağmen birini sevdiğini söylüyorsan, kendine yalan konuşuyorsundur.
Love means never having to say you're sorry.
Aşk hiçbir zaman özür dilemek zorunda olmamaktır.
Love will do that to you.
Aşk böyle yapar işte.
Could you detect, this woman who is passing by and spots you, is just about to fall in love with you?
Yolda geçerken size bakan kadının size aşık olmak üzere olup olmadığını belirleyebilir misiniz?
Well, we would love to tell you...
Seni söylemeyi isteriz ki...
I'd love to report it to the police, but you see, the police pulled me over on a bullshit DUI, beat the hell out of me, and tased my daughter. Then my client gets killed outside your court.
Polise bildirmek isterdim ama polis de beni kenara çekip durduk yere bir temiz dövdü kızımı şok tabancasıyla vurdu, müvekkilim mahkeme önünde öldürüldü.
So above and beyond any of this stuff, it would just be great to see you guys close again because I can tell you love each other.
Bütün bunlar bir yana sizi tekrar bir arada görmek harika olur, çünkü gerçekten birbirinizi sevdiğiniz ortada.
I want to know... that love to you I will kill everyone.
Size olan aşkım için herkesi, öldürebileceğimi bilmenizi isterim.
It's not a crime to love what you cannot explain.
Açıklayamadığın şeyleri sevmek suç değildir.
In the end, you do what you can to protect those you love.
Sonunda, sevdiklerini korumak için ne gerekiyorsa onu yapıyorsun.
I was without you, and-and you don't get it,'cause this is new to you, but, uh, I've been in love with you for years.
Sensiz kalmıştım ve sen bunu anlamazsın çünkü senin için yeni ama ben seni yıllardır seviyorum.
Now, now don't you worry, love. I will settle this somehow and I'll be back here to walk you up the aisle.
Endişelenme canım, bunu bir şekilde çözeceğim ve geri dönüp seninle beraber koridordan yürüyeceğim.
Right, come on, love, let's get you to that church.
Pekâlâ, hadi bitanem, seni kiliseye götürelim.
Oh, you are going to love her.
Çok seveceksiniz.
An exclusive black-tie event at my club in a few days, and I would love for your father and you to be my personal guests.
Birkaç gün sonra kulübümde özel bir smokin partisi veriyorum babanı ve seni özel konuğum olarak ağırlamaktan mutluluk duyarım.
You understand love, how to use it against them?
Onlara karşı nasıl kullanılacağını anlıyorsun tatlım?
I want you to know that I love, appreciate, and am grateful for each and every one of you.
Bilmenizi isterim ki ; hepinizi seviyorum ve hepinize minnettarım.
I understand that you love him and that you want to help him, but sometimes a man needs to be left to lick his own wounds.
Onu sevdiğini ve ona yardım etmek istediğini anlıyorum. Ancak bazen insan yaralarını sarmak için yalnız kalmalı.
We would love to see you.
Seni görmek için sabırsızlanıyoruz.
You'll need to pay for travel, food, and love hotel expenses. You'd feel a lot better if you had this much.
aşk otelinde konaklama üçlüsü mevzubahis olduğunda eşeğini sağlama bağlayacaksın.
You have to learn to love even the things you hate about yourself and move forward.
İşte bu yüzden iyi ve kötü yönlerimizle kendimizi severek yaşama asılmalıyız!
Is this something that happens to you frequently, Dr. Fuentes? Oh, yes. They either call to me, or simply make love to me with their eyes.
Oh, evet onlar beni ya arar ya da gözleriyle aşk yaşarız senin haşin bakışlarına göre konuşursak bir kadının katil olması mümkündür
You know that I would love to take you, but...
Biliyorsun seni de yanımda götürmeyi gerçekten çok isterdim, fakat...
And for all the good that you've done, and all the kindnesses that you've shown me, I would love to help you discover who you really are.
Ve yaptığın tüm iyi şeyler, ve bana gösterdiğin nezaket için, kim olduğunu bulmana yardım etmek isterim.
You may be difficult to love but Contessina is prepared to do her duty.
Sevmekte zorlanabilirsin ama Kontes kendi üzerine düşeni yapıyor.
I can't take credit for that, although I'd love to, but, you know, we all did it together.
İstesem de bütün övgüyü üstüme alamam sonuçta bütün bu işi hep birlikte hallettik.
- She sends her love. Uh, listen, I have to thank you again for another fantastic deal.
Harika bir fiyat daha sağladığın için teşekkür ederim tekrar.
I'd love for you and your father to be part of it. Have you shown it to him?
Senin ve babanın da dahil olmanızı istiyorum.
How long did it take you to fall in love with mom?
Teşekkür ederim.
You're welcome to join us as we celebrate the timeless love affair between wind and flapping fabric.
Rüzgar ile dalgalanan bez arasındaki ebedi aşkı kutlarken bize pek tabii katılabilirsiniz.
And isn't it worse to be with someone when you love someone else?
Ve başka birini severken bu kötülük olmuyor mu?
You think because you love someone that... that it's okay to hurt other people?
Birini sevdiğin için, başka birini üzmeye hakkın olduğunu mu düşünüyorsun?
This is why we wanted you to have it, love.
O yüzden bunu almanı istedik aşkım.
Standing in Fillory was the greatest moment of my life, and not just because, as I later found out, the air is.02 % opium, which is a pretty unfair trick to get you to love a place,
Hayatımın en muhteşem anı Fillory'e ayağımın bastığı andı. Ve daha sonradan öğrendiğim üzre, bunun tek sebebi havanın 0.02 % opium olması değildi.
I know you don't want to hear it, but I love you.
Duymak istemediğini biliyorum, ama seni seviyorum.
I guess if you love people, you're supposed to let'em in.
Sanırım sevdiğin insanlara kalbini açman gerekiyor.
You've got to get over your shit and make love to me, Brendan.
Derdinin üstesinden gelip benle sevişmen lazım Brendan.
You got to get over your shit and make love to me, Brendan.
Kendini toparlayıp benimle sevişmen gerek Brendan.
Oh! You got to love that California sunshine, huh?
Şu Kaliforniya'nın güneşine bayılıyorum ya!
I want you to know I love you, too, Abby.
Benim de seni sevdiğimi bil Abby.
I love you but I'm going to take it.
Seni seviyorum ama konuşmayı devralıyorum.
I'd love to say that he isn't capable of such a thing, but I can assure you he is.
O kadar güçlü olmadığını söylemek isterdim ama kesinlikle yapamam.
I think you have another love to find.
Peşinden gitmen gereken bir sevgi daha var.
You don't have to make love to her, just get the calf out of there so we can raise it and slaughter it.
Sevişmenize gerek yok sadece buzağıyı dışarı çıkar ki, büyütüp katledebilelim.
Listen, Morty, I hate to break it to you, but what people call "love" is just a chemical reaction that compels animals to breed.
Dinle Morty seni üzmek istememe ama insanların aşk dediği sadece kimyasal bir reaksiyon. Bu hayvanların çiftleşmesini sağlıyor.
To you, my love, my heart, my bride.
Sana, aşkım, bir tanem, gelinim.
If I was strong enough to walk up those steps and arrest the love of my life, then you are strong enough to face what comes next.
Ben o adımı atıp, hayatımın aşkını tutuklayacak kadar güçlüysem sen de önündekilerle yüzleşecek kadar güçlü olmalısın.
♪ [music] ♪ So you think you can love me ♪ ♪ and leave me to die?
# Demek beni önce sevecek # sonra ölüme bırakacaktın
If you find any good three-bedrooms in the neighborhood, I'd love to see them.
Civarda üç odalı güzel bir ev bulursanız görmek isterim.
to love 121
to love and to cherish 24
love you 2060
love you too 190
love you guys 28
love you more 28
you know 156049
you know what 23733
you see 13602
you got this 563
to love and to cherish 24
love you 2060
love you too 190
love you guys 28
love you more 28
you know 156049
you know what 23733
you see 13602
you got this 563
you will be 199
young 1055
you got it 4932
youtube 39
you can do it 1412
you suck 398
your 1839
you bitch 789
you're cute 195
you okay 9168
young 1055
you got it 4932
youtube 39
you can do it 1412
you suck 398
your 1839
you bitch 789
you're cute 195
you okay 9168
your phone 169
your honor 7894
yourself 387
your hat 64
your own 34
yours 1007
youn 21
you know that 5741
you tell 24
younger 104
your honor 7894
yourself 387
your hat 64
your own 34
yours 1007
youn 21
you know that 5741
you tell 24
younger 104
you are 6060
you're welcome 5601
you got a pen 63
your full name 16
you all right 5423
youth 73
you don't want to talk to me 24
you're welcome 5601
you got a pen 63
your full name 16
you all right 5423
youth 73
you don't want to talk to me 24