Try this one translate Turkish
795 parallel translation
- Try this one, Jean.
- Buna bak, Jean.
- Well, suppose you try this one.
- Bunu dene istersen.
Now, let's try this one first.
Şimdi bir kerecik deneyelim.
Ah. Well, here, try this one.
Bir de bunu dene.
Well, here, try this one.
Al, bunu dene.
Now, who wants to try this one?
Şimdi, bunu kim denemek ister?
Let's try this one.
Buraya da bir bakalım.
Try this one : "I cut off the head, I cut off the tail... and you've got a princess instead."
Kafa kesiyorum, kuyruk kesiyorum ve hanımefendi mi oluyorum yani!
- Here, try this one? - Certainly.
- Bunu da susturmayı dener misin?
Why don't you try this one, or one of the others? I'm sure that... don?
neden burada oturmuyoruz, veya diğerlerinden birine ben emin değilim... don?
- Try this one, darling.
Bir de bunu dene, hayatım.
Try this one, Congressman.
Bunu deneyin, Sayın Üye.
Pompey, you try this one.
Pompey, bu sefer sen dene.
SUSAN : Let's try this one.
Bunu deneyelim.
Here, try this one.
Bir bunu deneyin.
Here, try this one.
Bir de bunu deneyin.
- Try this one.
- Birde bunu deneyin.
Try this one.
Eee... Bunu deneyin.
Try this one.
Bunu dene.
And now, will you try this one, signor?
Bunu bilmeyi dener misiniz, Sinyor?
We'll try this one behind us.
Şu arkamızdakini deneyelim.
I'll try this one.
Bunu deneyeceğim.
- Try this one.
- Bunu dene.
Why don't you try this one.
- Bunu denemek ister misiniz.
You can at least get out of that shirt. Try this one.
En azından şu gömleğini çıkar.
Okay, try this one! I want you to take a syringe and some antibiotic for David.
Yanına bir şırınga ve David için de biraz antibiyotik almanı istiyorum.
Now... try this one.
Şimdi... bunu dene. Çabuk ol bir kerede. Hayır.
Try this one.
Bunu bir dene.
Try this one :
Şunu dinle :
- Try this one, gorgey!
- Bir de bunu dene fıstık!
I think we'll try this one again.
Bence bir kez daha deneyelim.
Don't try to hit me in the back of the head or I'll run this crate up into one of those hotel lobbies.
Kafama vurmaya kalkma. Yoksa şu külüstürü otel lobilerinden birinin içine sürerim.
It's one of the more annoying parts of this business. The prosecution will always try to tear down the character of the defendant.
Bu işin en baş ağrıtıcı yanlarından biridir ama davacı davalının karakterini sökmeye çalışır.
Well, at least this way no one will try to open it.
En azından böylece kimse bunu açmaya çalışmayacak.
Let's try to keep Addie out of this one.
Addie'yi bu işim dışında tutmaya çalışalım.
"That every maid throughout the kingdom without exception, " shall try on her foot this slipper of glass, " and should one be found upon whose foot this slipper shall properly fit,
Krallıktaki her evlenmemiş genç kız, ayrım yapılmaksızın, bu camdan ayakkabıyı ayağına giymeyi denesin, ayağı bu ayakkabıya tam olarak uyanlardan biri bulunsun ve o genç bayan bu araştırmanın sonucu olarak ilan edilsin ve Majestelerinin, sevgili oğlumuzun ve tahtın varisi olan asil prensimizin gerçek aşkı olarak kabul edilsin.
This time it wasn't to see a picture... it was to try and write one.
Bu sefer, film izlemek için değil, bir tane yazmak için kaçıyordum.
Let's try this one.
Şunu da bir deneyelim.
If we're going to try this new caper, let's make it a good one.
Bu yeni soygunculuğu deneyeceksek, iyi bir şey olsun.
But this is one thing I'm not gonna try to get out of.
Ama ben bu görevden kaçmaya kalkmam.
Look, I don't intend to advertise this, but if you ever try to slip the noose around the neck of one of my clients, that's something else.
Bak, bunu reklam etme niyetinde değilim, fakat olur da benim müvekkillerimden birinin boynuna ilmik geçirecek olursan, durum değişir.
And I'm not going to try to back out of this one.
Hayır, bu kez sözümden caymıyorum.
Listen, let's try it with this one now.
Dinle, şimdi bir de bununla dene.
And... as for the girls who, shall we say, keep you company, or who try to fight your habit, like Isabella did, or who take drugs themselves, Iike this one...
Ve... kızlara gelince, diyelimki, sana eşlik eden, ya alışkanlığınla savaşmaya çalışanlar, Isabella'nın yaptığı gibi, yada kendilerini uyuşturucuya verenler, bunun gibi...
And if you try to blackmail me one more time, I'll come back here and cram this down your lyin'throat.
Ve sen eğer bir daha beni tehdit etmeye kalkarsan buraya geri gelir, bu adi yalanını boğazına tıkarım.
Try this one.
Şunu dene.
Try to hold this position one more day.
Bu mevziyi bir gün daha tutmaya çalışın.
There's another one in there gotta come out, but I ain't gonna try it, unless you load up with this whiskey.
Orada bir tane daha var ve çıkması lazım, ama sen bu viskiyi diklemedikçe almayacağım.
I'll try this green one.
Şu yeşili giyeyim.
You should try this treatment one of these days.
Bir gün sen de bu zihin açıcı yöntemin tadına bakmalısın.
If you're hot in that jacket, why don't you try on this one?
O ceket seni yakıyordur, şunu bir denesen?
try this on for size 21
try this 317
try this on 41
this one 1756
this one's on me 62
this one's for you 107
this one's on the house 18
this one's nice 16
this one right here 36
this one here 92
try this 317
try this on 41
this one 1756
this one's on me 62
this one's for you 107
this one's on the house 18
this one's nice 16
this one right here 36
this one here 92
this one is for you 16
this one's different 27
this one's my favorite 23
this one's special 17
this one too 30
this one's called 26
this one's mine 73
this one time 84
this one's yours 39
this one's 37
this one's different 27
this one's my favorite 23
this one's special 17
this one too 30
this one's called 26
this one's mine 73
this one time 84
this one's yours 39
this one's 37
this one's good 21
this one does 25
this one says 29
this one is 58
ones 44
one day at a time 90
one moment please 57
one more time 797
one day 2293
one thing at a time 106
this one does 25
this one says 29
this one is 58
ones 44
one day at a time 90
one moment please 57
one more time 797
one day 2293
one thing at a time 106
one month later 23
one more 931
one year ago 42
one more shot 23
one more day 57
one more hour 17
one more chance 34
one hundred 76
one step at a time 173
one more minute 37
one more 931
one year ago 42
one more shot 23
one more day 57
one more hour 17
one more chance 34
one hundred 76
one step at a time 173
one more minute 37
one more drink 18
one more round 22
one more thing 865
one moment 967
one and two 35
one second 1230
one sec 340
one night 558
one at a time 318
one time 516
one more round 22
one more thing 865
one moment 967
one and two 35
one second 1230
one sec 340
one night 558
one at a time 318
one time 516