English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ U ] / Unforgivable things

Unforgivable things translate Turkish

41 parallel translation
My brother and I said some... unforgivable things the last time we met, but, I'm tryin'to put that behind me.
Kardeşim ve ben son karşılaşmamızda affedilemeyecek şeyler söyledik ama bunu arkamda bırakmaya çalışıyorum.
You said unforgivable things.
Unutulmayacak seyler söylüyorsun.
- Unforgivable things.
- Affı olmayan şeyler.
And in the real world, sometimes that means you have to do things, terrible things, even unforgivable things, for the sake of your country.
Ve gerçek dünyada ülkenizin iyiliği için bazı şeyler yapmanız gerekebilir. Çok kötü şeyler, hatta bağışlanamayacak şeyler.
I've done some horrible things, unforgivable things.
Korkunç şeyler yaptım ben. Affedilemeyecek şeyler.
Even the unforgivable things, I... never get punished.
Bagislanmayacak seyler olsa bile. Asla cezalandirilmam.
They have said some unforgivable things to Claire.
Onlar Claire'ye affedilemez şeyler söylediler.
Unforgivable things.
Affedilemeyecek şeyler.
I've done such terrible..... unforgivable things.
Çok kötü şeyler... affedilmeyecek şeyler.
They did unforgivable things, but you gotta appreciate the commitment.
Kötü şeyler yaptığını biliyorum ama kadının bağlılığını takdir etmelisiniz.
He saved all of us. He also did some terrible things, some unforgivable things.
Aynı zamanda korkunç şeyler de yaptı, affedilemeyecek şeyler.
I said some unforgivable things.
- Affedilmez bazı şeyler söyledim.
Terrible... horrible... unforgivable things are happening each and every day.
Dehşet verici, korkunç, affedilemez suçlar. Hepsi her gün yaşanıyor.
In the world's eyes, I've done terrible, unforgivable things.
Dünyanın gözünde, korkunç, affedilmez şeyler yaptım.
- Unforgivable things.
- Affedilemez şeyler.
I've done things in my time, treacherous, unforgivable things.
Bazı şeyler yaptım. Hainlik ve affedilemeyecek şeyler.
Ahn once did unforgivable things working for them but that doesn't mean we can regard what he says as false.
Elbette Ahn Sang Goo onlar adına çalışırken affedilemez şeyler yaptı ama bu onun söylediklerini yanlış olarak kabul edeceğimiz anlamına gelmiyor.
Unforgivable things.
Affı olmayan şeyler.
Maybe certain things are unforgivable.
Bazı şeyler affedilmez.
Do you think there are some things that are unforgivable?
Sizce hiç affedilmeyecek şeyler var mıdır?
To Samantha Jones, some things were unforgivable.
Samantha Jones'a göre bazı şeyler bağışlanamazdı.
And, I suppose, because of that, we both did some things that are unforgivable.
Herhalde bu yüzden ikimiz de bağışlanamaz bazı şeyler yaptık.
They make us into these things, and then in the end, dispose of us as if we were expendable. I found that unforgivable.
Örgüt bedenlerimizi bu hale getirdi ve işe yaramaz hale geldikten sonra bizden kurtuluyor onları affetmeyeceğim.
Some things are unforgivable.
Bazı şeylerin affı yok.
That some things are unforgivable?
Bazı şeyler bağışlanamaz mı?
Seeing you forgive him... when some things are just unforgivable.
Onu bağışladığınızı görüyorum bazı şeyler bağışlanamaz olsa bile.
Are some things unforgivable?
Bazı şeyler affedilmez midir?
Well, some things are unforgivable.
Bazı şeyler affedilemez.
I wanna believe that I have that capacity in my heart to forgive someone, but... Some things are unforgivable.
Kalbimin, birini affetmek için kapasitesi olduğuna,... inanmak istiyorum, ama bazı şeyler bağışlanamaz.
I said some things that were... unforgivable.
Affedilemez şeyler söyledim.
There are things that are unforgivable.
Affedilmez şeyler vardır.
Some things are unforgivable.
Bazı şeyler unutulmaz.
Things that were unforgivable.
Affedilemez şeyler...
The things she said were... unforgivable.
Söylediği şeyler affedilecek şeyler değildi.
Some things are too unforgivable.
Bazı şeyler unutulmaz.
Allah teaches us forgiveness, but some things- - they're unforgivable.
Allah bize affetmeyi öğretti, Fakat bazı şeyler unutulamaz.
Certain things in this life are evil, unforgivable.
Bu hayatta bazı şeyler çok kötüdür. Affedilmez.
But as far as I'm concerned, some things are unforgivable.
Ancak korkarım bazı şeyler bağışlanmıyor.
Listen, the things that I said the other night were unforgivable, and I didn't mean any of it, and I am so, so sorry.
Dinle, geçen gece söylediğim şeyler affedilmezdi. Ve onlardan hiçbirini demek istemedim, çok çok üzgünüm.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]