We were talking translate Turkish
2,983 parallel translation
That was something we were talking about. It was on the table, but it was never a promise.
Bu konuştuğumuz tartıştığımız... bir öneriydi ancak, bize söz verilen bu değildi.
You know that guy that we were talking about?
Şu hakkında konuştuğumuz çocuk vardı ya?
So I was thinking, you remember the other day when we were at your house, and we were talking- -
Şey, düşünüyordum da, hatırlıyor musun geçen gün sizin evdeyken şey hakkında konuşuyorduk...
We were talking about Tornado.
Tornado'dan bahsediyorduk.
I mean, we were talking about moving in together.
Birlikte yaşamaktan bahsediyorduk.
This is the one we were talking about.
İşte bundan bahsediyordum.
I thought we were talking about a fire.
Yangın hakkında konuştuğumuzu sanıyordum.
Yeah, we were... we were talking a little Star Wars.
Evet, "Yıldız Savaşları" hakkında konuştuk.
I thought we were talking about Zoe.
Zoe hakkında konuşuyorsun sandım.
We were talking about how you got the abrasions on your knees- - The flag football game.
Dizindeki sıyrıkların nasıl olduğundan bahsediyorduk. Bayrak futbolu.
And we were talking about three instruments to consolidate the food chain.
Ve biz besin zincirini birleştirecek üç aletten bahsettiler.
We were talking about pure love, Onur.
Saf aşk diyorduk, Onur.
Obviously- - We were talking about me... still.
Benden bahsediyorduk.
When we were talking the other night at the club, that girl Doris was right behind us.
Geçen gece kulüpte konusurken Doris tam arkamizdaydi.
By the way, while we were talking, this came for you.
Her neyse, biz konuşurken, bu sana geliyor.
Do you remember when we were talking about this guy?
Bu adam hakkında konuştuğumuzu hatırlıyor musun?
Thought we were talking in a metaphor here.
Mecaz yaptığımızı sanıyordum.
I grabbed it while we were talking.
Konuşurken onu aldım.
Uh, we were talking to them and there was a loud noise and... we lost them.
Onlarla konuşuyorduk, sonra büyük bir gürültü oldu ve bağlantı koptu.
Thought we were talking about suicide.
İntihar zannediyorduk.
We were talking in the living room. I got a phone call.
Oturma odasında oturuyorduk Bana bir telefon geldi.
Well, a few nights ago, we were talking... you know, "We hate girls, we wish we were gay," just guy stuff.
Birkaç gece önce "kızlardan nefret ediyoruz keşke eşcinsel olsaydık" falan gibi erkek muhabbetlerine girmiştik.
So Harry, Elise and I, we were talking about this, decided we would just have everyone over, and let anyone who wanted to talk about Monica, just talk about her.
O yüzden Harry, Elise ve benim konuştuğumuz konu buradakilerden Monica hakkında konuşmak isteyen herhangi bir olursa ona müsaade etmek oldu, yani konuşmak isteyen konuşabilir.
He, uh- - He's the surgeon that we were talking about.
Size bahsettiğim cerrah.
We were talking, dear.
Konuşuyorduk tatlım.
We were just talking about you.
Biz de tam senden söz ediyorduk.
I'm talking about before that... when we were friends.
Bu olayların öncesinden bahsediyorum iyi birer dost olduğumuz zamanlardan.
- Now, what were we talking about before the interruption?
Bölünmeden önce ne hakkında konuşuyorduk?
We were just talking about how awesome this place is.
Biz de şimdi buranın ne kadar muhteşem olduğundan bahsediyorduk.
Sis and I were talking, trying to figure out how many hospital sleepovers we've had.
Ablamla kaç hastanede yatıya kaldığımızı saymaya çalışıyorduk.
We were just walking down the street, talking about why... people don't have gills.
Sokakta yürüyor ve insanların neden solungaçları olmadığı konusunda muhabbet ediyorduk.
Remember when we'd just sit here for hours talking about how wrong it was that we were together?
Burada saatlerce oturup, birlikte olmamızın ne kadar da yanlış olduğundan bahsederdik, hatırlıyor musun?
We were just talking about Stembridge, kickbacks and Swiss banks.
Stembridge, rüşvet ve İsviçre Bankaları hakkında konuşuyorduk.
We were even talking about him moving back in.
Hatta tekrar eve dönüşünü konuşmaya başlamıştık.
So, Max and I, we were just talking about video games.
Biz de Max'le bilgisayar oyunlarından konuşuyorduk.
I'm sorry, I didn't know who you were talking about because we were so close that we gave each other nicknames.
Özür dilerim, Bir an kimden bahsettiğinizi anlayamadım Çünkü o kadar yakındık ki takma adlarımız vardı.
We were just talking about drama again.
Tiyatro hakkında konuşuyorduk yine.
Oh, we were just talking about how if me proposing to Mark had been on the table back then I probably would've asked him to marry me.
Evlenme teklifiyle ilgili konuşuyorduk da muhtemelen ona evlenme teklifi edeceğimi söyledim.
I thought we were done talking. I
Konuşma işini hallettiğimizi sanıyordum.
We were just talking about your girlfriend Bree.
Biz de kız arkadaşın Bree'den bahsediyorduk.
We were just... just talking.
Sadece konuşuyorduk.
We were sitting around talking and then, on the other side of the room, Brodie's toys started going off.
Oturmuş, muhabbet ediyorduk. Ve sonra odanın diğer tarafında oyuncaklar çalışmaya başladı.
Actually, we were, um, talking about the gun.
Aslında biz silah hakkında konuşuyorduk.
We can go down to the Korean baths and do that thing you were talking about where we wash each other.
Kore hamamına gider ve birbirimizi yıkamakla ilgili dediğin şeyleri yaparız.
Um... I asked him up, and, uh... he opened a bottle of wine, and we were just talking.
Onu yukarı davet ettim bir şişe şarap açtı ve sadece konuşuyorduk.
Whatever we were just talking about... we'll be fine.
Biraz önce neden bahsediyorsak yoluna girecek her şey.
What were we talking about?
Ne hakkında konuşuyorduk?
Vince and I were just talking, and we really think a double wedding is the way to go.
Vince'le konuşuyorduk ta Çifte düğün yapmaya ne dersin?
Does it have something to do with the work you owe me that's late that we were just talking about?
Biraz önce konuştuğumuz şu geç kalmış işim hakkında mı yoksa?
Yeah, so if you were there at the party in Pasadena last night, hit us up... because we're gonna be talking about it all morning long in the neighborhood.
Dün gece Pasadena'daki partiye gittiyseniz bizle kalın çünkü bütün sabah o mahalleden yayın yapacağız.
Anson, we were just talking about you.
Anson, biz de senden bahsediyorduk.
we were talking about you 22
we were here 38
we were 914
we weren't 120
we were there 68
we were close 44
we were together 65
we were here first 26
we were just friends 20
we were friends 142
we were here 38
we were 914
we weren't 120
we were there 68
we were close 44
we were together 65
we were here first 26
we were just friends 20
we were friends 142