English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ W ] / We were very close

We were very close translate Turkish

121 parallel translation
The essence was the same, it was my continent, we were very close.
Duygu aynıydı, bu benim kıtamdı ve çok yakındık.
We were very close friends, but I didn't get to bid you a proper farewell.
Bir zamanlar iyi birer dosttuk, ama sana doğru düzgün veda edebilme fırsatı bulamamıştım.
We hadn't seen each other in 14 years, but we were very close at one time, even after high school.
14 yıldır görüşmüyoruz. Ama eskiden çok yakındık, liseden sonra da öyleydi.
We were very close in a way.
Bir açıdan çok samimiydik.
We were very close.
Çok yakındık.
We were very close then, don't you have her address?
O zamanlar çok yakındık, sende adresi yok mu?
I raised my hand and put it against her cheek... and for that moment we were very close.
Elimi yavaşça yanağına koydum ve o an gerçekten çok yakındık.
We were very close for many years.
Yıllardır birbirimize çok yakınız.
You know, to think about and write down whatever our last words were to the world... or to somebody we were very close to.
Anlamışsındır, dünyaya veya yakın olduğumuz birisine söyleyeceğimiz son sözleri düşünüp yazacaktık.
We were very close in those days.
O zamanlar aramız çok iyiydi.
I gotta tell you, we were very close many years ago, but I...
Söylemeliyim, yıllar önce çok yakındık, ama ben...
We were very close!
Gerçekten çok yakındık!
We were very close, my father and I partly because we'd lost my mother several years earlier.
Biz çok yakındık, babam ve ben biraz da bir kaç yıl önce annemi kaybetmiş olduğumuzdandı.
When we were young, we were very close.
Biz küçükken çok yakındık.
We were very close, you and I.
Sen ve ben, birbirimize çok yakındık.
And I know,'cause we were very close once.
Ve biliyorum çünkü bir zamanlar biz çok yakındık.
We were very close.
Birbirimize çok yakındık.
Since law school. We were very close.
Hukuk fakültesinden beri.
We were We were very close.
Birbirimize çok yakındık.
I respect you and your parents we were very close.
Sana ve ebeveynlerine saygı duyuyorum. Çok yakındık.
Look, we were very close friends... ... with many common interests... ... bonded in a multitude of arenas, with one consensus in particular.
Bakın, biz çok yakın arkadaştık çok ortak yanımız vardı pek çok alanda bağımız vardı, özellikle de bir konuda.
We weren't all that fond of each other but we were very close.
Biz birbirimize o kadar düşkün değildik ama çok yakındık.
We were very close for many years.
Yıllar boyunca çok yakındık.
And we were very close.
Ve biz çok yakındık.
And yet, we were very close friends.
Çok yakın arkadaştık.
And I thought we were very close.
Ve ben çok yakın olduğumuzu düşünmüştüm.
We were very close to nail him.
Onu yakalamak üzereydik.
We were very close growing up.
Küçükken hep beraberdik.
We were very close.
- Çok yakındık.
We were very close friends.
Biz çok yakın arkadaşdık.
Do you recall when we were small... and twilight came as we played... and both of us became frightened... and we'd cuddle very close and hold each other tight.
Hatırlar mısın, oyun oynarken akşam olurdu ve çok korkardık ve birbirimize yaklaşıp sarılırdık.
We were all so very close.
Hepimiz çok yakındık birbirimize.
- We always ate together, watched the same Tv shows together, we were always very close.
- Her zaman birlikte yemek yer, beraber aynı Tv programlarını seyrederdik, birbirimize her zaman çok yakın olduk.
But, you know, it's been years since I've seen Mandy and we were once very close.
Mandy'yi görmeyeli yıllar oldu. Eskiden aramızdan su sızmazdı.
Kes was on a nearby planet and, uh, we were getting very close.
Kes, oranın yakınında bir gezegendeydi ve biz birbirimize yakındık.
And we were all very close as a family.
Ve ailece birbirimize çok yakındık.
We were very close, he and I, sir.
Öğretmenlerinin ve eski okul müdürünün övgü dolu referansları. Birbirimize çok yakındık, müdür ve ben, efendim.
We were very close, him and I.
- Tanrım.
We were four friends, very close friends.
Biz dört arkadaştık, çok yakın arkadaş.
We were working long hours in very close proximity.
Yakın bir şekilde uzun saatler boyunca çalışıyorduk.
When Carol was seven or eight years old, we were very, very close.
Carol 7-8 yaşlarındayken aramız çok çok iyiydi.
To be honest, we were never very close. She was always so distant.
Dürüst olmak gerekirse, hiç yakın olmadık, her zaman mesafeliydi.
Aiden and I were only cousins, but since he didn't have any brothers or sisters, we became very close.
Aiden ve ben sadece kuzeniz, ama ağabeyi ve kız kardeşi olmadığı için çok yakınlaşmıştık.
We were in the neighbourhood visiting a very close friend and I wanted to take this opportunity to say thank you for your time.
Bu civardaki çok yakın bir arkadaşımı ziyarete gelmiştik ve bu fırsatı kullanarak bana zaman ayırdığınız için teşekkür etmek istedim.
And if we were actually thrown into an orbit Which took us towards the center of the galaxy We could get very close to that quasar
Bizi galaksinin merkezine yaklaştıracak bir yörüngeye fırlatılırsak o kuasara çok yaklaşabilir ve gerçekten kavrulabiliriz.
We don't have a time machine to take us back so the only thing we can do is look at things that we think are similar to what they were like and these hot springs are very, very close
Bizi geri götürecek bir zaman makinemiz yok. Dolayısıyla yapabildiğimiz tek şey çok benzeştiklerini düşündüğümüz şeylere bakmak. Ve bu kaplıcalar erken dönemde Dünya'da bulunduğunu düşündüklerimize çok yakın.
I kept running into critics who were basically expressing something very close to a religious few, namely free will is such an important idea, if we gave up the idea of free will, people would lose their sense of responsibility and we would have
Dinsel olan birkaç tanesine çok benzer fikirleri savunan ve şöyle diyen eleştirmenlerle sürekli karşılaştım : Bak! Özgür irade çok önemli bir şey ve özgür irade kavramından vazgeçersek insanlar sorumluluk duygusunu yitirir ve kaosa sürükleniriz.
Many of you were close, very close, to Dr. Wexler, and we'd appreciate any information you can provide.
Çoğunuz, Dr. Wexler'a yakın, hatta çok yakındınız ve vereceğiniz her türlü bilgiye minnettar olacağız.
We were together... very close.
Biz yakındık. Çok yakındık.
- We'd like to talk to him. - My daughter and I were very close. And it simply isn't possible that she wouldn't tell me she was pregnant.
Kızımla çok yakındık ve hamile olduğunu bana söylememesi imkansızdı.
We were always very close with him.
- Onunla her zaman çok yakındık.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]