We were together translate Turkish
3,893 parallel translation
We were together when it happened.
Olay olduğu zaman, biz beraberdik.
We were together.
Biz beraberdik.
Think on the last time we were together in Virginia.
Son kez düşünün Biz Virginia beraberdik.
It doesn't bother you that we were together for 18 months over a decade ago, and she acts like she knows me better than you?
10 yıl, 18 ay birlikte olmamız ve beni senden daha iyi tanıyor gibi davranması seni rahatsız etmedi mi peki?
Unless you've changed your mind since we were together.
Birlikte olduğumuz zamanlardaki fikrini değiştirmediysen.
We were together from...
Biz beraberdik...
Really nice to me, kept telling me how... Good we were together.
Sürekli birlikte çok güzel zaman geçirdiğimizi söyleyip duruyordu.
Was one of the hardest days of my life, but I got through it because we were together.
Hayatımın en zor günlerinden biriydi fakat bunu birlikte olduğumuz için atlatabildim.
I knew you were gonna find the offer from when we were together for me to do something on the West Coast.
Beraberken Batı Yakası'nda yapabileceğim bir iş teklifi aldığımı öğreneceğini biliyordum.
- We were together a few months.
- Birkaç ay birlikte olmuştuk. Ne oldu?
Anyway, uh, she was great, but in all the time we were together, she never once told me how she was feeling.
Her neyse, süper biriydi ama birlikte olduğumuz onca sürede bir kere bile nasıl hissettiğini anlatmadı.
We were in the same yoga class together.
Her gün aynı yoga sınıfındayız.
We were just in class together.
Az önce beraber yogadaydık.
We were good together.
Birlikte çok iyiydik.
And, Arlene, I never told you this back then, but when me and you and Terry were together at the pass-through with that one waitress whose name we refused to learn'cause we couldn't believe that Sam had hired her... well, I was... listening in on Terry's thoughts that night.
Arlene, bunu sana geçmişte söylemedim ama sen, ben ve Terry Sam'in onu işe aldığına inanamadığımız adını bile öğrenmeyi reddettiğimiz garsonu birlikte düşünürken ben o akşam Terry'nin düşüncelerini dinliyordum.
Yeah, I've been busy putting our company back together... making up excuses for what the hell we were doing the last seven years.
Şirketi bir araya getirmekle son yedi yılda ne halt yediğimize dair bahane üretmekle çok meşguldüm.
Well, she's claiming she was fired because she had insider information about the Ponzi scandal, and that we were sleeping together, which we weren't.
Ponzi skandalı hakkında önemli bir bilgiye sahip olduğu için kovulduğunu ve birlikte olduğumuzu iddia ediyor. Ama öyle bir şey olmadı. Tabii ki olmadı.
I thought we were so good together.
Birlikte iyiyiz sanıyordum.
Wayne told me that he would be transported through here, and this was our chance to be together, the way we were meant to be.
Wayne buradaki hapse aktarılacağını söyledi. Birlikte olma şansımız karşımıza çıkmıştı. Olmamız gerektiği gibi.
I thought, I thought we were working so well together.
Beraber çok iyi işler yaptığımızı düşünmüştüm.
When was the last time we were all together like this?
En son ne zaman böyle toplanmıştık biz?
I want you to tell me one thing, I have done in the whole time that we've worked together that would indicate to you that my feelings for you were anything other than platonic.
Beraber çalıştığımız süre zarfında sana karşı yaptığım hangi hareket sana aşık olduğum izlenimini verdi sana?
We didn't even know they were friends, much less, like, together.
Bırak birlikte olduklarını bilmeyi arkadaş olduklarını bile bilmiyorduk.
We were at the CIA together.
CIA'yde beraber çalışmıştık.
But with time and patience, we were able to record Cain's voice and cobble together his pass-phrase.
Ama zaman içinde sabırla Cain'in sesini ve şifresini kaydetmeyi başardık.
Um, we were just discussing working on... the assignment together.
Hmm, tam şeyi konuşuyorduk ödevi... birlikte yapmayı.
But I knew from the first night we worked together that you were the real deal.
Ama beraber çalıştığımız ilk geceden anlamıştım ki sen daha iyiydin.
We were in the service together.
Beraber çalışırdık.
Somebody snuck into your office and released the press statement that we were gonna do together.
Birileri ofisine girip birlikte yapacağımız basın açıklamasını yapmış.
I thought we were in this together.
Bu işte beraber olduğumuzu sanıyordum.
We were at a refugee center together and there was a fire.
- Evet. Birlikte bir sığınma evinde kalıyorduk.
We used to take frickin'bubble baths together when we were three.
Onu bulmalıyım.
Within a few days, my dad and I, we had it out of the mothballs, we had it cleaned up, we had it all put back together, and we knew we were gonna have to fix the rear brake for the mechanical knee.
Bir kaç gün içerisinde babamla birlikte motoru güvelerden kurtardık, temizledik ve tüm parçalarını biraraya getirdik, ve mekanik dizim için arka freni onarmamız gerektiğini biliyorduk.
You said we were in this together, and then you just disappeared.
Bu işte beraber olduğumuzu söyledin, sonra ortalıktan kayboldun.
We were good together...
Birlikte iyiydik...
I thought we were having fun being together.
Birlikte eğleniyoruz sanmıştım.
I mean, I thought we were gonna go back together.
Yani barıştığımızı sanıyordum.
We were all together last night, of course, except for you, Colonel, and your night-time excursion.
Geçen gece hep birlikteydik elbette, sizin haricinizde Albay ve gece gezintisindeydiniz.
We were just looking together.
Birlikte arıyorduk sadece.
We were still piecing things together.
Biz hala aralıksız parçaları birleştiriyoruz.
We were working together, did he tell you that?
Birlikte çalıştığımızı size söyledi mi?
My father told me that we couldn't be seen together or the Four Corner gang-bangers were gonna kill us both.
Babam onunla görüşemeyeceğimi söylemişti. Four Corner çetesi ikimizi de öldürürmüş.
The first six years we were all together, you were a great father.
İlk altı yıl hep birlikteydik. Harika bir babaydın.
'Cause we were going to restore Heaven, bring the factions together.
Çünkü cenneti yeniden kendine getirip herkesi birleştirmek istiyordum.
We were all together last night, of course.
Geçen gece hep birlikteydik elbette.
We were all together last night.
Geçen gece hepimiz birlikteydik.
You didn't get the job because we were sleeping together.
Yattığımızdan dolayı işi almadın.
We were swimming together, and I felt... I felt so happy...
Birlikte yüzüyorduk ve ben çok mutluydum.
Look, we were together yesterday.
- Daha dün birlikteydik.
Together, we were going to change the world.
Birlikte dünyayı değiştirecektik.
Axl and I were- - you know, we spent a lot of time together.
Axl ve ben birlikte çok zaman geçirdik.
we were here 38
we were 914
we weren't 120
we were there 68
we were close 44
we were talking 74
we were here first 26
we were just friends 20
we were friends 142
we were happy 66
we were 914
we weren't 120
we were there 68
we were close 44
we were talking 74
we were here first 26
we were just friends 20
we were friends 142
we were happy 66