Wide open translate Turkish
2,128 parallel translation
'Cause someone needs to blow that shit wide open.
Birisinin bu gerçeği söylemesi lazım, değil mi?
- Okay. I'm, like, wide open- -
Gözüm dört açık gibi.
I mean, was wide open, you know?
Yani, ardına kadar açıktı.
When I went into the baggage car, the loading door was wide open.
Bagaj vagonuna gittiğimde kapı ardına kadar açıktı.
I'm wide open if you got any ideas.
Eğer bir fikrin varsa açığım.
Ears wide open.
Kulaklarinizi iyice acin.
Staring with eyes wide open.
Gözleri sonuna kadar açık.
Her eyes were wide open, staring at the linoleum like there was some secret message... encoded in a tile.
Gözleri sonuna kadar açıktı. Sanki bir mozaiğe işlenmiş gizli bir mesajı fark etmiş gibi döşemelere bakıyordu.
We found one of the security cages wide open, and we started turning on the lights.
Güvenlik ızgarasının açık olduğunu görünce ışığı açtık.
I'm never gonna walk into my house and see the third period at a ranger game going on with the goddamn bay door wide open so the whole goddamn neighborhood can see!
Gün bitmeden The Post'tan ararlar mı diye bahse var mısınız? Sonra merkezdekiler bu işin peşine düşer. Ve buradaki sorun bu değil bile.
Your cover's been blown wide open.
Gizliliğin sonuna kadar açıldı.
You get me all the cash you got, or I'm gonna slice her wide open.
Bütün paranızı verin yoksa keserim.
That just blows the case wide open, doesn't it?
Bu tamamen açık, üfürme bir dosya, değil mi?
I got him, but if I engage now, this thing blows wide open.
Hallediyorum. Ama yakalanırsam tüm bu iş elimizde patlar.
Then we'll bust this case wide open.
Sonra da davayı iyice bir gözden geçiririz.
Get him! Fuck! ... breaks into a wide open hauls it in at the 31 yard line...
- Açıklık bulup aradan sızıyor ve topu 31 yarda taşıyor.
My mother was yelling at him because he was... screwing this nurse and she wanted him to look at the effect that it was having on me so she pushed me at him, hard, and I hit a table and I split my forehead wide open : he sewed me up.
10 yaşındaydım. Annem bir hemşireyi becerdiği için ona bas bas bağırıyordu ve bunun benim üzerindeki etkilerini bilmesini istedi ve beni babama doğru hızlıca itti başımı masaya çarptım ve başımda büyük bir yarık açıldı, babam dikiş attı.
I know My weekend's wide open, now that...
Hafta sonum tamamen boş...
I'm wide open.
Müsaitim.
Like, wide open.
Olabildiğince açık.
Sorry to barge in, but your door was wide open.
İçeri daldığımız için kusura bakma, ama kapı açıktı.
Look, any time you have an idea like this, my door's wide open.
Bak, ne zaman böyle bir fikrin olursa, kapım sana açık.
It's not breaking in if the front door's wide open.
Eğer ön kapı ardına kadar açıksa izinsiz girmek sayılmaz.
There's a broken door to the bedroom and the window was wide open like someone maybe got out that way or tried to.
Yatak odasının kapısı kırılmış. ve cam sonun kadar açık. camdan birisi dışarı kaçmış gibi yada denemiş.
The door was wide open.
Kapı aralıktı.
Everything but the door will be wide open.
Seni bekliyor olacağım.
Yes, he keeps his eyes and his asshole wide open.
Evet, gözlerini ve göt deliğini sonuna kadar açıyor.
She's gonna be wide open on the three-point line.
Üç sayı çizgisinde boşta olacak.
Nothing but wide open spaces.
hiç bir şey yok etrafta sadece geniş düzlükler...
Break On Through To The Other Side... A massive cultural earthquake is splitting the country wide open. And out of the crack steps a band called The Doors.
Muazzam bir kültürel deprem ülkeyi sallarken oluşan çatlaklardan "The Doors" adında bir grup çıktı.
That thing's been ripped wide open! Slightly different dynamics with a wormhole.
Solucan delikleri biraz farklı bir dinamiğe sahiptir.
I am wide open.
Sonuna kadar açığım.
She's already got Evan's nose wide open.
Evan'ın aklını başından almış bile.
You leave these doors wide open, computers on, chair running.
Bilgisayarlar ve koltuk çalışırken kapını sonuna kadar açık bırakıyorsun.
They find a flaw they're going to rip us wide open.
Bir hata bulup bizi açıkça mahvedecekler.
You just busted the game wide open.
Az önce yeni bir taktik buldun.
Open wide.
Büyükçe aç.
Open wide.
Ağzını kocaman aç.
You open your mouth really wide.
Ağzını kocaman açıyorsun.
I like big things. I like wide-open spaces.
Büyük yerleri, geniş alanları seviyorum.
Now, when you open the door and go into the room, make sure you open the door wide and leave it open.
Kapıyı açıp odaya girdiğinde kapıyı tamamen açtığından emin ol ve açık bırak.
Open the window wide again.
Pencereyi sonuna kadar aç
Open wide.
İyice aç.
Nothing for a half hour? Wide open.
Yarım saat boyunca hiçbir şey yok mu?
Open wide.
Geniş aç.
I need to look inside your mouth. Now open wide.
Şimdi, kocaman aç bakalım.
Also, don't open your eyes so wide!
Bir de gözlerini çok açma!
- Open wide for mommy!
- Annecik için ardına kadar aç!
Go ahead and open wide for me.
Şöyle buyrun ve benim için geniş açın.
Open wide?
Geniş mi açıyım?
To see my arms open wide, rejoicing in your triumph and giving you leave to press any noble intentions on my daughter.
Senin zaferinle şad olmuş Kollarımın açılmasını görmek istiyor. Kızım hakkındaki asil niyetleri
open 994
opening 56
opens 16
opened 20
open your mind 30
opener 50
open the window 84
open the door 2669
open the gate 269
open it 1442
opening 56
opens 16
opened 20
open your mind 30
opener 50
open the window 84
open the door 2669
open the gate 269
open it 1442
open your mouth 357
open the gates 106
open your eyes 699
open the damn door 76
open up 2215
open the trunk 45
open it up 264
open the box 45
open your heart 22
open bar 41
open the gates 106
open your eyes 699
open the damn door 76
open up 2215
open the trunk 45
open it up 264
open the box 45
open your heart 22
open bar 41