With these translate Turkish
19,519 parallel translation
How could you get mixed up with these fanatics?
- Nasıl bu bağnazlara bulaştın? - Baba!
I don't know what to do with these.
Bunlarla ne yapacağım bilmiyorum.
Never get involved with these people.
Bu insanlarla asla haşır neşir olma diye.
Well, maybe the same reason she didn't tell us he was admitted under a fake name with these exact same symptoms.
Bize aynı semptomlarla, başka bir isimle daha önce de hastaneye yattığını söylememesiyle aynı sebepten olabilir.
We're not going anywhere with these marshals.
Federal Polislerle bir yere gitmiyoruz.
Boo! What's wrong with these people?
Bu insanların derdi ne?
Señor alonzo, trust that I will deal with these men.
Bay Alonzo, bu adamlarla ilgileneceğime emin olun.
The government clearly states that India has no connection with these incidents.
Hükümet açıkça şunu belirtiyor. Hindistan'ın hiç bir bağlantısı yok bu olaylarla ilgili.
You don't have to concern yourself with these things Felicity.
Bunlarla kafanı meşgul etmene... gerek yok Felicity.
These things can be hurt, at least with these blades.
Bu şeyler zarar verebilir, en azından bu bu bıçaklar.
How the fuck am I supposed to work with these two morons if they don't speak English?
Eğer bu gerizekalılar ingilizce konuşamıyorsa onlarla nasıl çalışacağım?
I'm not very good with these, with this sort of thing, but I, um...
Ben bu tip şeylerde pek iyi değilimdir, ama...
Oh, no, I'm gonna honor it. I just dropped by to serve you with these.
Hayır daha da iyisini yapacağım, size bunları bırakmak için uğradım.
Must make you wonder who you've been working with these past few years.
Geçtiğimiz bir kaç yıl boyunca eğer biriyle birlikte çalışıyorsanız kim olduğunu merak etmeliydiniz.
But I do have some limeade in the fridge downstairs, along with these cherry turnovers that Agent Keen brought in that are... amazing.
Ama aşağıda buz dolabında Limeade'im var Ajan Keen getirmişti, inanılmazlar. - İster misiniz?
The hotel photo wasn't much to go on, but with these new images, Aram should be able to locate her in one of our databases.
Otel fotoğrafından pek bir şey çıkmadı,... ama bu yeni görüntüler ile,... aram onu veritabanlarımızdan birinde tespit edebilecektir.
Because it doesn't stick with these people.
Çünkü bu insanlarla yürümüyor.
I'm down here with these kids every day.
Hergün bu çocuklarla burada çok canım sıkılıyor.
Now, if you'll just bear with me, I need to review some of these charges on your card.
şimdi bana izin verirseniz, kartınızla ilgili bazı bilgileri kontrol etmem gerekiyor.
I found these in the executive washroom with her name on them.
bunları idare tuvaletinde buldum senatörün ismi yazılıydı.
Actually, these are the U.S. cities with the highest rates of human trafficking.
Bunlar Birleşik devletlerdeki en fazla insan kaçakçılığı oranına sahip bölgeler.
Canada... where you will liaise with immigration, customs, and TSA agents while learning firsthand how these crimes are perpetrated.
- Kanada Bu suçların nasıl işlendiğini ilk elden öğrenirken, aynı zamanda Gümrük, göçmen ve sınır ajanlarıyla birlikte çalışacaksınız.
An animal with a phase two mutation inflicted these wounds.
2. aşama mutasyona uğramış bir hayvan yapmış bunları.
With all due respect, Eleanor, just walking out the front door is a risk these days.
Saygısızlık etmek istemem Eleanor bu günlerde kapıdan çıkmak bile tehlike.
Look, Nick, I think we really need to find who these people are before we sign off on anything with them, okay?
Nick bence bu insanlarla anlaşmadan kim olduklarını iyice öğrenmeliyiz tamam mı?
You're gonna have to connect Holloway to these victims with some kind of physical evidence.
Holloway'i bu cinayetlere fiziksel kanıtla bağlamanız gerek.
These three hills here with the two rivers on either side connecting to the bigger river here, that is an exact match for what the keys are saying.
Burada üç tepe, burada da iki nehir, birleşerek daha büyük bir nehre dönüşüyorlar, bu, anahtarların bize söyledikleriyle birebir uyuyor.
The Counsel has suggested that I'm a revolutionary, that these people are revolutionaries, branded with a desire to overthrow authority.
Avukat benim devrimci olduğumu söylüyor. O insanların otoriteyi altetme isteğiyle dolu devrimciler olduğunu.
Um, I think that I should wash these onesies with the hypoallergenic detergent first.
Bence bu tulumları kullanmadan önce antibakteriyel deterjanla yıkamalıyız.
And I think these symbols on her phone have something to do with her next meeting.
Ve telefonundaki bu sembollerin yeni toplantısıyla alakası olduğunu düşünüyorum.
These poor wretches have been sent to us with the blessings of their family or workhouse to be put to good use in mines overseas.
Bu garibanlar, ailelerinin rızası ve yine onlar tarafından, ıslâh evlerinde veya ülke dışındaki madenlerde değerlendirilmek üzere bize gönderildiler.
So, with your permission, we'd like to take a closer look at these cases.
O yüzden izniniz olursa vakalara daha yakından bakmak istiyoruz.
You're quite the favourite with Mrs Tabb these days.
Bayan Tabb'ın bu günler gözdesininiz.
The president reads what these guys write when deciding whether or not we should go to war, so let's not give them a reason to go to war with the CJC.
Başkan, savaşa girip girmeyeceğimize karar verirken bu adamların yazdıklarını okuyor. O yüzden ÇTYK ile savaşa girmeleri için bir sebep vermeyelim onlara.
With the passports, there were all these ledgers.
Pasaportların yanında hesap defterleri vardı.
We can cross-check that list with suppliers ; see if any of these chemists have placed an order recently.
O listeyi tedarikçilerle çapraz eşleyip bu kimyagerlerden son zamanlarda sipariş veren var mı diye bakabiliriz.
Mr. Cooker, if these people have your daughter, your best shot at getting her back is to tell us everything you know about your dealings with Sands.
Bay Cooker, eğer kızınız bu kişilerin elindeyse onu geri alma konusunda en iyi şansınız bize Sands'le yaptığınız anlaşmalar hakkında her şeyi anlatmaktır.
Why would I bring all these people just for a meeting with you?
Neden bu kadar insanı sizinle yapacağım bir toplantı için getireyim?
I can't believe Conrad is booth-to-booth with all these other great apps.
Conrad'ın burada diğer müthiş uygulamalarla stand standa olduğuna inanamıyorum.
People make these kinds of lists when they're weighing their options, so I need you to be honest with me.
İnsanlar bu tür listeleri seçeneklerini değerlendirmek için kullanırlar. O yüzden bana karşı dürüst olmanı istiyorum.
These are the sort of people we're dealing with.
İlgilendiğimiz kişiler, bu tarz insanlar işte..
You never know with charities these days, you can't trust anyone.
Bu günlerde yardım kuruluşlarının ne yaptığını bilemezsin. - Hiç kimseye güvenemezsin.
Imagine, the ground we're walking on was once soaked with the blood of these poor bastards. - Yeah, you don't say.
Hayal et yürüdüğümüz toprak bir zamanlar o zavallıları kanlarıyla ıslanmıştı.
I think with little bit of luck, and if we follow these instructions, we can make it outta here.
Biraz şanslıysak, ve talimatları doğru uygularsak, Buradan çıkarabiliriz.
These things happen with exorcisms.
Şeytan çıkarmadan böyle şeyler olur.
These wounds had to have been made with proper tools and precision.
Bu yaralar doğru aletler ve hassasiyetle oluşturulmuş olmalı.
And how do I know you've actually been in contact with all these employers?
Peki bütün bu işverenlerle irtibatta olduğunuzu nasıl bileceğim?
What if the person bringing these case reports is someone with their own agenda and they're using the Vehm to carry it out?
Ya onlara bu isimleri veren kişi istediği kişiyi öldürmek için Vehm'i bir aracı olarak kullanıyorsa?
If this thing goes off, every one of these containers goes off with it, one after the other.
Bu şey patlarsa konteynerler de birer birer patlar.
Mom, we have to thank these guys, they stayed with him all this time.
Anne, bu insanlara teşekkür etmemiz lazım. Bunca zaman babamın yanında kaldılar.
The next day, my... my mom, my grandmother, and my aunt came up to the school to have a meeting about why they were... why they were trying to charge me with this, and there was, you know, three black women in the room, um, not including myself, and these all-white administrators.
Ertesi gün,... annem, büyükannem ve teyzem beni neden suçlamaya çalıştıkları hakkında bir toplantı yapmak için okula geldiller, odada üç siyah kadın vardı, kendim hariç, ve tüm bu beyaz yöneticiler.
these 760
theseus 51
these are my friends 112
these are for you 196
these things take time 64
these are my parents 38
these days 368
these things happen 186
these are your friends 17
these are 200
theseus 51
these are my friends 112
these are for you 196
these things take time 64
these are my parents 38
these days 368
these things happen 186
these are your friends 17
these are 200
these are my children 16
these are my people 41
these are good people 21
these people 330
these are delicious 19
these are their stories 161
these are beautiful 38
these men 83
these things 83
these two 100
these are my people 41
these are good people 21
these people 330
these are delicious 19
these are their stories 161
these are beautiful 38
these men 83
these things 83
these two 100