These men translate Turkish
5,730 parallel translation
Three of these men have Two-Threes'ink.
Cesetlerin üçünde 2-3 çetesinin işareti var.
These men will require prosecution.
- Bu adamların yargılanması gerekecek.
These men betrayed our trust.
Bu adamlar güvenimize ihanet ettiler.
These men plotted murder.
Bu adamlar cinayet planladılar.
These men conspired.
Bu adamlar komplo kurdular.
Now, the evidence against these men is clear.
Şimdi, bu adamlara karşı kanıt açıktır.
- You tried to murder these men...
- Bu adamları öldürmeyi denediniz.
Huh? Colluding with all of these men to overthrow the powers that you blamed for destroying your life!
Bütün bu adamlarla birlikte hayatınızı yok etmekle suçladığınız güçleri devirmek için ittifak kurdunuz!
I gave you the names of these men, remember? Like it was yesterday.
- Size bu adamların isimlerini vermiştim hatırlıyor musunuz?
Major, you said yourself these men are like a gangrenous limb, a sickness that needs to be bled from this town.
Binbaşı, bu adamların kangrenli uzuvlar, bu kasabadan atılması gereken bir hastalık olduğunu kendiniz söylediniz.
'It's been almost four weeks, Superintendant,'and these men are still out there.
Yaklaşık 4 hafta olmasına rağmen, bu adamlar hâlâ dışarda Başkomiser.
These men used to work for Hortensa, until their mistress lost her head, and now they work for me.
Bu adamlar eskiden Hortensa için çalışıyorlardı. Hanımları kellesini yitirene kadar, artık benim için çalışıyorlar.
Because until you pointed us in the direction of that IED in backlog, we had no evidence linking these men to any militant activities or terrorist groups.
Siz rafa kaldırılan bombayı sorana kadar bu adamları askeri veya terörist gruplara bağlayan bir kanıt bulamamıştık.
You see, these men, they got families, they got kids they want to see again.
Bu adamların yeniden görmek istedikleri aileleri, çocukları var.
And you're telling me all these men work for a woman?
Şimdi tüm bu adamlar bir kadın için mi çalışıyor?
Okay. Talk to these men.
Bu beylerle konuşur musun?
Diane, officials are seeking to question these men seen entering the mall minutes before the explosion occurred.
Diane, yetkililer patlamadan dakikalar önce alışveriş merkezine giren bu adamları arıyor.
These men from abroad are the best.
Yurt dışındaki bu adamlar en iyisi.
These men will escort you home and stand guard until I return.
Bu adamlar eve kadar sizi koruyacak. Ben dönene kadar da nöbet tutacaklar.
You know these men.
Bu adamları tanıyorsun.
We know each of these men have specialized military training.
Bu adamların her birisinin, özel ordu eğitimi aldığını biliyoruz.
[sighs] You killed these men.
Bu adamları öldürdün.
That's why you have these men.
Bu yüzden bu adamlara sahipsin.
And secondly, I have no idea who these men are.
Tamam.Başka bir liste deneyelim.
Can you identify any of these men?
Bu adamlardan herhangi birini tanıdın mı?
These men are gonna get you out.
Bu insanlar seni buradan cikaricaklar
We had seen the faces of these men.
Bu adamların yüzlerini gördük.
These men will not go back to Washington without a trophy.
Bu adamlar bir ödül almadan Washington'a geri dönmezler.
- Is this the reason these men...? - Hmm?
- Yoksa bu insanların böyle olmalarının sebebi...?
These men will show you to your room.
Bu beyler sana odanı gösterecekler.
The sad part is we have all these men that wanted us really badly, and they're all gone.
- En kötü tarafı, - Bizi deli gibi isteyen erkeklerin tümü - bu şekilde gitmiş oldu.
So you think that these men, men like Ben, should be locked up for 18 hours a day in solitary confinement, for years on end?
Yani sence bu şekilde, Ben gibi adamlar günde 18 saat boyunca tek göz hücreye kapatılmalı ve bu yıllarca sürmeli.
These men will take you to Jan.
Bu adamlar seni Jan'a götürecek.
Did you conspire with Nathaniel Tallmadge and these other men to assassinate Major Hewlett and Judge Richard Woodhull?
Nathaniel Tallmadge ve diğer adamlarla birlikte Binbaşı Hewlett ve Yargıç Richard Woodhull'a suikast için komplo kurdunuz mu?
- Mr. Brewster, it is pointless to impugn the words of these good men.
Bay Brewster, bu iyi adamların sözlerini yalanlamak çok anlamsız.
These men were sent here to subjugate us.
Bu adamlar bize boyun eğdirmek için buraya gönderildiler.
Many tribes rose up..... to drive the white men from these lands.
Birçok kabile beyaz adamları bu topraklardan kovmak için ayaklandı.
He was on His Majesty's ship the Charity at the battle of Lowestoft and we heard these reports that men were picked from the water.
Lowestoft savaşında Majestilerinin Charity gemisinde ve denizden gelen birinden haberler duydum.
You have these two men who are going to play such an important role in shaping the future of the 20th century, and they have no idea what history has in store for them.
Bu iki adam 20. yüzyılın şekillenmesinde çok önemli bir rol oynayacaklardı. Henüz tarihin onlar için neler hazırladığının farkında bile değillerdi.
You look at the great leaders. These were men who understood the most important resource they had available to them to fight a war... not the weapons, not the planes, not the tanks.
Büyük liderlere baktığınızda onlar bir savaşta ellerindeki en önemli materyalin silah, uçak ya da tanklar olmadığını bilirler.
'Anyone helping these two men through some misguided sense of loyalty'should be in no doubt as to the seriousness of the crimes'they've committed,'the brutal murder of PC Kirsten McAskill,'the attempted murder of Sergeant Catherine Cawood,
Bu 2 adama yardım ve yataklık eden her kim varsa onların işlediği suçların ciddiyetinin farkında değil demektir. Polis Memuru Kirsten McAskill'in acımasızca öldürülmesi Çavuş Catherine Cawood'a cinayet teşebbüsünde bulunulması üstelik kendisi bu akşam hastanede ve sağlık durumu ciddi.
You confused these two men?
Bu iki adamı birbirine mi karıştırdınız?
- PENGUIN CHATTERS - All these were men of war.
Hepsi savaşçı idi.
These are driven, healthy, upwardly mobile young men with good genes and bright futures.
Bunlar iyi genleri, potansiyelleri ve parlak gelecekleri olan azimli ve sağlıklı genç adamlar.
They go out on their own without their men these days, in twos and threes now.
Bu günlerde dışarıya yanlarında hiç adam olmadan çıkıyorlar,... hem de ikişerli üçerli.
These are not young men!
Bunlar genç adamlar değil!
At some point in 1533, these two men, meeting as they did, did what we might do were we to meet a fellow countrymen in a foreign place - they had their picture taken.
Bu iki adam 1533 yılında bir zamanda karşılaştı. Yabancı bir ülkede kendi vatandaşımızla karşılaştığımızda bizim de yaptığımız gibi, resim çektirdiler.
Or, had one of these two men heard about it and said,
Ya da, adamlardan biri şöyle demiş olabilir :
In fact, before we re-animate our men, you have to choose one of these outfits.
- Biz buradaki uygun kıyafetleri kullanarak - erkeklerimizi canlandırıcaz.
These poor men.
Şu adamlara yazık.
These are Berling's men.
Bunlar da Berling'in adamları.
menopause 29
menny 43
mentally 86
mental illness 17
men in black 19
men like you 25
men laughing 35
men or women 16
men and women 63
meningitis 25
menny 43
mentally 86
mental illness 17
men in black 19
men like you 25
men laughing 35
men or women 16
men and women 63
meningitis 25
men shouting 34
menstruation 26
men and 21
mence 46
these 760
theseus 51
these are my friends 112
these are for you 196
these things take time 64
these are my parents 38
menstruation 26
men and 21
mence 46
these 760
theseus 51
these are my friends 112
these are for you 196
these things take time 64
these are my parents 38
these days 368
these things happen 186
these are your friends 17
these are 200
these are my children 16
these are my people 41
these are good people 21
these people 330
these are delicious 19
these are their stories 161
these things happen 186
these are your friends 17
these are 200
these are my children 16
these are my people 41
these are good people 21
these people 330
these are delicious 19
these are their stories 161