You gonna tell me translate Turkish
4,648 parallel translation
So you gonna tell me why you hit the panic code and then took down the man that you were with?
Neden panik kodunu aktif ettiğini, yanındaki adamı alaşağı ettiğini söylemek ister misin?
So... What were you gonna tell me?
Ee, sen ne diyordun?
Are you gonna tell me what we're doing here?
Burada ne aradığımızı söyleyecek misin?
You gonna tell me what's going on?
Neler olduğunu söyleyecek misin?
Are you gonna tell me where she really is?
Nerede olduğunu söyleyecek misin?
And the rubber room... when were you gonna tell me about that?
Ya Ceza Odası? Ne zaman söyleyecektin bana? - Hiçbir zaman.
You gonna tell me what's going on? I will.
- Bana neler olduğunu söyleyecek misin?
Gem, are you gonna tell me what happened?
Gem, bana ne olduğunu söyleyecek misin?
Are you gonna tell me who you are?
Kim olduğunu bana söyleyecek misin?
Are you gonna tell me?
Söyleyecek misin?
Are you gonna tell me that you're not trying to impress Emily?
Emily'yi etkilemeye çalışmadığını söyleyecek misin?
How did you - - were you gonna tell me about your inner demons, or was I gonna find out when you cut my air-hose supply in a supposed diving accident on our honeymoon?
İçindeki şeytanlardan bahsedecek miydin, ya da balayımızda sözde bir dalış kazası diyerek hava hortumumu kestiğinde mi öğrenecektim?
Now, you gonna make me guess? Or are you gonna tell me what's going on?
Tahmin mi edeyim yoksa neler olduğunu söyleyecek misin?
You're gonna tell me where the gamma bombs are.
Gama bombalarının yerini bana söylemelisin.
You're gonna tell me... who flew that tug.
Aracı kimin uçurduğunu bana söyleyeceksin.
Please, tell me that you didn't get to where you are On the back of a man who's gonna die.
Lütfen bana şu an bulunduğun yere ölmek üzere olan bir adam sayesinde gelmediğini söyle.
If you don't tell me what's going on, I don't know what I'm gonna do.
Neler olup bittiğini bana anlatmayacaksan ne yapacağımı bilemiyorum.
You gonna tell me what you're doing, or are you just gonna keep me guessing?
Ne yaptığını söyleyecek misin yoksa tahmin yürütmeye devam mı edeyim?
You're gonna tell me what you find?
Ne bulduğunu söyleyecek misin?
How come you didn't tell me that you were gonna fake your own death?
Kendi ölümünün sahtesini yapacağını nasıl olur da bana söylemezsin?
I don't suppose you're gonna tell me how you got those wounds either.
O yaraların nasıl olduğunu da söylemezsin herhalde.
So did you come here for caffeine, or are you finally gonna tell me what's going on with you?
Buraya kafein için mi geldin yoksa olanları anlatacak mısın artık?
You tell me, Tom, that you're not gonna do anything stupid!
Aptalca bir şey yapmayacağını söyle, Tom.
Let me tell you how this is gonna work, charlotte.
Bu işin nasıl yürüyeceğini sana anlatayım, Charlotte.
You're gonna tell me exactly what I want to know,
Bana ne istersem, ne zaman istersem her şeyi anlatacaksın.
Let me tell you something, Detective, if this is just a stall tactic so she spirit Keller out of town again, I'm gonna...
Sana bir şey söylememe izin ver, dedektif bu Keller'ı şehirden kaçırmak için bir şaşırtma taktiği ise...
Tell me what you're gonna ask me after bribing me.
Bana rüşvet verip ne isteyeceksin onu söyle.
Why didn't you tell me what you were gonna do?
Ne yapacağını neden bana söylemedin?
Are you seriously not gonna tell me the real reason you came in here?
Buraya gelme sebebini cidden söylemeyecek misin?
But if you do want to know where she is, You're gonna tell me where I can find eleanor nacht.
Ama nerede olduğunu bilmek istiyorsan Eleanor Nacht'i nerede bulacağımı söyleyeceksin.
You're gonna tell me what happened right here.
Ne yaşandığını bana tam burada anlatacaksın.
Really? What, you thought she wasn't gonna tell me, Dad?
Annemin bana söylemeyeceğini mi sandın gerçekten baba?
What...? Are you still gonna tell me she's not into you?
Bana hâlâ bu kızın senden hoşlanmadığını söyleme sakın.
I think you're gonna have to tell me the truth, Nick.
Bence ona doğruyu söylemen gerekecek Nick.
You're gonna tell me... who flew that tug.
Römorkörü kim uçurdu bana sen söyleyeceksin.
I'm never gonna tell you about my business, and you sure as shit ain't gonna tell me yours.
Sana asla işimden bahsetmeyeceğim ve sen de bana seninkini anlatmayacaksın.
You'll tell me later what this is gonna cost me.
Karşılığında ne istediğini daha sonra söylersin.
Hey. You said you were gonna tell me before you did anything.
Birşey yapmadan önce bana haber vereceğini söylemiştin.
If you're gonna stand there and tell me I'm not strong enough please don't.
Orada durup yeterince güçlü veya dayanıklı olmadığımı söyleyeceksen, lütfen yapma.
- Well, some easygoing girl who's gonna shake you up with her free spirit, so by the end of the summer, you can go back home to your boring life with a bounce in your step. - Tell me.
- Söyle bakalım.
You're gonna tell me everything you know about Dominic.
Bana Dominic'le ilgili bildiğin her şeyi anlatacaksın.
Well, if you want to use my key code to access secure files, you're gonna have to tell me why.
Gizli dosyalara ulaşmak için benim şifremi kullanmak istiyorsan bana nedenini söylemen gerekecek.
- Tell me, how are you gonna complete your giant bracelet?
- Anlat bana, bu kadar dev bir bileziği nasıl yapacaksın?
You're the only one with enough grit to play the part, and we can age you down in post, but I'm gonna tell you now, not gonna put up with any woe-is-me bullshit or diva histrionics.
Role gereken metanete sende var. Seni efektle gençleştirebiliriz ama söyleyeyim vay başıma gelenler tarzı diva artistliklerine tahammül edemeyiz.
Gonna get us out of here? I'll explain as soon as you tell me What you did on may 10, 1994?
10 Mayıs 1994'te ne yaptığını söylersen ben de cevabını veririm.
An I'm thinking you're gonna tell me why.
Ve ben de nedenini söyleyeceğini düşünüyorum.
And you're gonna tell me where Claire Novak is.
Bana Claire Novak'ın yerini söyleyeceksin.
All you're gonna do is try to tell me to drop my lawsuit, and I'm not interested in dropping my lawsuit.
Yapmaya çalışacağın tek şey, beni davamdan vazgeçirtmek. - Ve davadan vazgeçmek gibi bir niyetim yok.
Look, I'm not gonna say anything else until you people tell me that you understand that I never wanted to kill J-me in the first place!
Siz niyetimin J-me'yi öldürmek olmadığını anlayana kadar tek kelime bile etmeyeceğim.
He would always tell me time is gonna fly, you know, I'm gonna be older.
Bana hep zamanın uçup gideceğini ve yaşlanacağımı söylerdi.
Then you're gonna go to Sister Margaret Frances and tell her what happened yesterday and get me my job back now.
Ve sonra Rahibe Margaret Frances'e gidip dün ne olduğunu anlatacaksınız. Ve işimi tekrar alacağım.
you gonna be okay 128
you gonna cry 16
you gonna kill me 43
you gonna eat that 22
you gonna get that 42
you gonna 34
you gonna hit me 16
you gonna answer that 17
you gonna go 23
you gonna shoot me 51
you gonna cry 16
you gonna kill me 43
you gonna eat that 22
you gonna get that 42
you gonna 34
you gonna hit me 16
you gonna answer that 17
you gonna go 23
you gonna shoot me 51
you gonna arrest me 20
you gonna be all right 67
tell me 9887
tell me about yourself 90
tell me more 252
tell me about it 1085
tell me again 158
tell me something about yourself 16
tell me why 196
tell me you love me 72
you gonna be all right 67
tell me 9887
tell me about yourself 90
tell me more 252
tell me about it 1085
tell me again 158
tell me something about yourself 16
tell me why 196
tell me you love me 72
tell me that you love me 17
tell me something i don't know 107
tell me everything 270
tell me your name 121
tell me the truth 559
tell me something 611
tell me what you want 123
tell me what happened 368
tell me where you are 87
tell me i'm wrong 73
tell me something i don't know 107
tell me everything 270
tell me your name 121
tell me the truth 559
tell me something 611
tell me what you want 123
tell me what happened 368
tell me where you are 87
tell me i'm wrong 73