English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ Y ] / Your job

Your job translate Turkish

15,237 parallel translation
You did your job.
Sadece işini yaptın.
You know what your job is, Paul?
Senin işin ne biliyor musun Paul?
- No, just... you could've lost your job... or faced prosecution had inmates gone missing that day.
- Hayır, sadece bu yüzden işini kaybedebilirdin. Eğer mahkumlar da kaybolsaydı ceza bile alabilirdin.
And two, if you were doing your job, we'd all be a lot better off by now.
İki, sen işini yapıyor olsaydın biz şimdiye kadar çoktan iyi olmuştuk.
It's not your job to convince her. It's your job to keep her safe.
Onu inandırmak senin işin değil.
Cause I wanted to give you credit and make sure that you didn't lose your job over this and I sort of ended up...
Yaptıkların için sana kredi vermek ve bu yüzden işini kaybetmediğine emin olmak için.
But it's your job.
Sonuçta bu senin işin.
And once you're in my dream, your job is to stop these nightmares by finding that monster and killing him.
Ve rüyama girdiğinde görevin ; o canavarı bulup öldürerek bu kâbusları sonlandırmak.
Chris, do you remember your job?
Vazifeni hatırlıyor musun Chris?
I'm the one who made you lose your job.
İşini kaybetmene sebep olan benim.
As low man on the totem pole, your job will be to empty the trash all over the campus and to clean up any messes you may find along the way.
Piramidin en altındaki adam olarak görevin kampüsteki çöpleri boşaltmak olacak. Arada gördüğün pislikleri de temizleyeceksin.
You would lose your job with the school board for a mistake you made when you were 21.
21 yaşındayken yaptığınız hata yüzünden okul yönetimindeki işinizi kaybederdiniz.
No, that's your job.
Hayır, bu senin işin.
But I don't want to tell you how to do your job.
Ama size işinizi nasıl yapacağınızı söylemek istemem. O yüzden...
Unless you have a warrant for my arrest to go with your search warrant... I'm gonna go and do your job for you.
Arama emrinizi destekleyecek tutuklama emriniz olmadığı sürece işinizi sizin yerinize yapacağım.
I don't... that's... that's... that's your job.
Ben bilemem.... bu... bu sizin işiniz.
You... Your job?
- İşin mi?
Your job is to seduce the Holy Father.
Senin görevin Kutsal Babamız'ı baştan çıkarmak.
If you had preached in your church against the narcos and refused to give me communion, I wouldn't feel disrespected, you would simply have been doing your job, and I wouldn't have felt obliged to use violence against you.
Kilisende uyuşturucuya karşı vaaz versen,.. ... bana komünyon vermeyi reddetsen saygısızlık ettiğini değil işini yaptığını düşünür,.. ... sana şiddet uygulama gereği hissetmezdim.
You've lost your job, We have no money,
İşini kaybettin. Hiç paramız yok.
Your job is to be Elijah's shadow. All right?
Sizin işiniz Elijah'ın gölgesi, tamam mı?
Isn't that your job?
Bu senin işin değil mi?
Oh, so, you're gonna do your job now, all of a sudden?
Artık birden bire işini mi yapacaksın?
Your job was police and stranger danger stuff.
Senin işin polis ve tehlikeli yabancı insanlar hakkında.
N-no, that's your job.
Hayır, bu senin işin. Gazeteci olan sensin.
You are terrible at your job.
- İşinde fenasın be.
You lied to her about the real reason you were going on vacation, which was to get your job back.
Ona işini geri almak için çıktığın tatilin gerçek nedenini söylemedin.
What I meant was, what is your job?
Demek istediğim ne iş yapıyorsun?
Show the mundanes you're doing your job.
Bu sıradanlara işini doğru yaptığını göster.
It was your job to look after her.
Onu korumak görevindi.
- But nevertheless, as a plumber, you're gonna be very concerned about your job.
- Ama muslukçu olarak işinle ilgili olacaksın.
If anything, I'd like to help you get your job back.
Sadece işinizi geri almanıza yardım etmek istiyorum.
Do your job.
İşini yap.
They only work for you if you keep your job.
İşinize devam ettiğiniz müddetçe sizin için çalışıyorlar.
And just know, someday... I'ma tell you how to do your job.
Ama bir gün, işini nasıl yapman gerektiğini söyleyeceğim.
Nelson and Murdock was never just your job.
Nelson ve Murdock senin asla sadece işin değildi.
Go back to your job, and let me do mine.
Şimdi işinin başına dön ve bırak ben de kendiminkini yapayım.
All you gotta do is keep your mouth shut, do your job, and everything will be fine.
Tüm yapman gereken çeneni kapalı tutmak işini yapmak ve her şey iyi olacak.
- As in, your job?
- İşinden gibi mi?
He wouldn't be at large if you and your men had done a better job at the Chatelet.
Eğer sen ve adamların, Chatelet'te işini iyi yapsaydı serbest olmayacaktı.
Your new job.
Senin yeni işin.
Take your shirt off and give him a hand job.
Bluzunu çıkar ve ona mastürbasyon yap.
That scheming nut job who made your life a living hell has now moved on to mess with mine.
Hayatını cehenneme çeviren o plancı manyak şimdi benim hayatımı dağıtmaya geldi.
I was gonna say your night job, you know, that thing that you do at night.
Gece işin konusunda diyecektim. Gece yaptığın iş var ya hani.
So you want to come to me and talk about how hard your fucking job is as a teacher's assistant...
Öğretmen asistanı olarak işinin ne kadar zor olduğundan mı bahsedeceksin?
You could have your old job back, be your own man.
Eski işine dönüp kendi kendinin efendisi olabilirsin.
If I always heard confessions like yours, Your Holiness, I'd be out of a job.
Papa Hazretleri eğer her zaman sizin gibilerin günahlarını çıkarsaydım işsiz kalırdım.
We did an excellent job at curbing their spirits, but at the same time, Your Holiness, I am sorry to say that we can only delay for so long.
Onların ruhlarını frenlemede mükemmel bir iş çıkardık ama aynı zamanda, Papa Hazretleri üzülerek söylüyorum ki ancak bu kadar erteleyebiliriz.
But let's just be honest, you're just as overrated at your new job as you was at your last one.
Ama dürüst olalım, yeni işinde de eskisinde olduğu gibi abartılıyorsun.
Prentending to be your people and getting close to you is my job.
Sizden biriymiş gibi davranıp size yaklaşmak zaten benim vazifem!
Last few years, best you could do on the job was pull your pud, now you gonna act all supercop on me?
Son birkaç yıldır, işte yapabildiğin en iyi şey otuz bir çekmekti. Şimdi bana mükemmel polislik mi taslıyorsun?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]