Your mind translate Turkish
27,041 parallel translation
- to change your mind and talk to us.
-... seni şehir hapishanesine göndereceğiz.
Call us if you change your mind.
Fikrini değiştirirsen bizi ara.
Rachel's in my office looking at me right now and she's gonna think something's wrong in five seconds, so unless you've changed your mind about me not telling her, I gotta go.
Rachel şu anda ofisimde, bana doğru bakıyor ve ona söylememe konusundaki kararını değiştirmediysen eğer bir şeylerin yanlış gittiğini anlaması için beş saniyesi var, yoksa kapatmam lazım.
Are you f * * * out of your mind, or what?
Aklını mı kaçırıyorsun sen?
Are you out of your mind?
- Aklını mı kaçırdın sen?
Are you f * * * out of your mind?
Sen aklını mı kaçırdın?
Something on your mind or are you just trying to wow me with your new threads?
Kafanda bir şey mi var yoksa yeni giysilerinle beni etkilemeye mi çalışıyorsun?
Just put your mind to it.
Sadece kafana koyman yeterli.
I know about the battle... the one in your mind's eye.
O çarpışmayı biliyorum bunu gözlerinin içinde görebiliyorum.
Try to move the piano with your mind.
Piyanoyu düşüncenle hareket ettimeye çalış.
I'm already off the base, and I'm glad I am because you've lost your mind.
Üsten çıktım bile, ve iyi ki çıkmışım çünkü kafayı yedin.
- Are you out of your mind?
Aklını mı kaçırdın sen?
You make your mind up yet?
Henüz karar veremedin mi?
And by now, if you're not I don't know what's gonna change your mind.
Sen de şimdiye kadar emin olmadıysan, fikrini ne değiştirebilir bilmiyorum.
Something on your mind?
Aklınızda bir şey mi var?
You are completely out of your mind!
Aklını yitirmişsin!
Are you out of your mind?
Aklını mı kaçırdın be adam?
You should take a page from those carefree bastards and you should catch a wave, huh? Clear your mind.
O umursamaz piçlerden bir ders almalı sen de biraz dalga yakalamalısın.
So, are you ready for us to theoretically blow your mind?
O zaman aklını teorik olarak uçurmamıza hazır mısın?
I'll be at my sister's if you change your mind.
Fikrini değiştirirsen, ablamın evinde olacağım.
Well, if you ever change your mind, you know where to find us.
Şey, eğer olur da fikrini değiştirirsen, Bizi nerede bulacağını biliyorsun.
Clear your mind and focus on your...
Zihninizi boşaltın ve odağınızı...
We were blissfully not angry because we had blissfully moved on from Damon and his selfish, narcissistic existence, but when someone who you have erased from your mind has the audacity to show up at your door with flowers, and not even your favorite
Mutluyduk, kızgın değil çünkü mutlu bir şekilde yolumuza devam ettik Damon ve, onun nasist varlığı olmadan, ama aklından sildiğin birisi, küstah bir şekilde elinde çiçeklerle, hem de sevmediğin çiçeklerle ortaya çıkarsa...
Or you can let us do your dirty work over the next few days, and you can die with quiet in your mind, peace, and a smile on your face.
Ya da önümüzdeki birkaç gün pis işlerini yapmamıza izin verir.. ve aklındaki ölüme en yakın şekilde, huzurlu ve yüzündeki bir gülümsemeyle ölürsün.
Hey. - Have you lost your mind?
- Aklını mı kaçırdın sen?
You don't change your mind.
Sen fikrini değiştirmezsin.
It must've crossed your mind, though, when he was hitting you.
Sana da vururken kafanı karıştırmış olmalı.
Changed your mind?
Fikrini değiştirir mi?
Okay, you need to go back home, tell Daddy you changed your mind and you want him back.
Eve geri dönüp babama, fikrini değiştirdiğini ve onu geri istediğini söylemelisin.
I think in your mind, you're putting it to the best use possible, all things considered.
Bence, mümkün olan herşeyi dikkate alarak, olabilecek en iyi çözümü arıyorsun.
Maybe you could, you know, fight it, fight against it in your mind and get...
Bununla savaşabilirsin, zihninde buna karşı koyabilirsin.
And when you did, that your spirit and mind would be broken beyond repair.
Öyle olduğunda da, ruhun ve aklın onarılamayacak biçimde zarar görecekti.
- I appreciate your optimism, but I feel that I owe it to the people I serve to be the sharpest mind in the room.
- İyimserliğine minnettarım, ama çalıştığım insanlara karşı en keskin zekaya sahip olmam gerektiğini hissediyorum.
Then you won't mind if we check your records, see if you purchased any controlled substances with your medical credentials?
O zaman kayıtlarınızı kontrol etmemizde bir sakınca yoktur, bakalım tıbbi kimliğinizle herhangi bir düzenleyici madde aldınız mı?
Conversely, um, you'll have your lawyer, you know, kind of cool it with the mind games designed to psych us out.
Aynı zamanda, sen de avukatınla konuşmalısın. Bizimle akıl oyunları oynayarak psikolojimizi bozmaya çalışmasın.
Both y'all need to mind your business.
İkinizin de kendi işinizle ilgilenmeniz lazım.
Have you lost your simple-ass mind?
Beyinsiz aklını mı kaçırdın sen?
Do you mind eating after me or do you want your own spoon?
Benimkiyle yemeyi sorun eder misin yoksa kendi kaşığınla mı yersin?
Would you mind not attending to your personal... gratification when I'm in the room, trying to sleep?
Kişisel şeylerine devam etmesen ben odadayken, uyumaya çalışırken?
You're losing your freaking mind!
Kahrolası aklını kaçırıyorsun!
So please raise your glasses and toast.. ... to the future Mrs. Cavanaugh before she changes her mind.
Lütfen kadehlerinizi, geleceğin Bayan Cavanaugh'una kaldırın, fikrini değiştirmeden.
What Sara meant to say is... Mind your own damn business, Emily.
Sara'nın demek istediği şey kendi işine bak, Emily.
- Are you out of your fucking mind? !
- Aklını mı kaçırdın be adam!
Mind your manners, boy.
- Jamal Al Fayeed Ma'an'a gaz atınca ve bin kişi ölünce bir şey olmuyor. - Duan nerede?
Mind your own business.
- Kendi işine bak sen.
Because I have been keeping something from you that your subconscious mind picked up on and caused you to have a dream that I betrayed you in some way.
Çünkü senden bir şey saklıyordum senin bilinçaltın bunu algıladı Ve sana bir şekilde ihanet ettiğim O rüyayı görmene sebep oldu.
- Mind your business!
- Sen kendi işine bak!
Never mind the faggots, Ante, better worry about your Constitution exam.
İbneleri boş ver, Ante, anayasa sınavın için endişelensen daha iyi olur.
Do you mind if I share your table?
Bir sakıncası yoksa masanıza iştirak edebilir miyim?
You know, your attitude has made me change my mind.
Biliyor musun, tavrın yüzünden fikrimi değiştirdim.
I, hope you don't mind I went into your drawer.
Çekmeceni açtım umarım sorun etmezsin.
mind 439
mindy 774
minded 447
mind over matter 19
mind the gap 34
mind your head 41
mind your own business 391
mind yourself 33
mind your manners 33
mind your business 83
mindy 774
minded 447
mind over matter 19
mind the gap 34
mind your head 41
mind your own business 391
mind yourself 33
mind your manners 33
mind your business 83
mind control 21
minding my own business 39
mind you 638
mind how you go 28
mind if i 32
mind if i join you 109
mind awake 20
mind if i smoke 19
mind if i tag along 22
mind if i cut in 24
minding my own business 39
mind you 638
mind how you go 28
mind if i 32
mind if i join you 109
mind awake 20
mind if i smoke 19
mind if i tag along 22
mind if i cut in 24
mind if i sit 28
mind if i come in 53
mind if i take a look 27
minded people 18
mind if i sit down 37
mindedness 33
mindy lahiri 24
your phone 169
your honor 7894
your hat 64
mind if i come in 53
mind if i take a look 27
minded people 18
mind if i sit down 37
mindedness 33
mindy lahiri 24
your phone 169
your honor 7894
your hat 64
your own 34
your full name 16
your teacher 17
your best friend 68
your ex 322
your tea 43
your name 485
your sister 409
your mum 57
your majesty 3240
your full name 16
your teacher 17
your best friend 68
your ex 322
your tea 43
your name 485
your sister 409
your mum 57
your majesty 3240
your mother 885
your old man 28
your mom 327
your dad 423
your point being 45
your highness 1544
your brother 593
your mother is dead 28
your face 246
your heart 112
your old man 28
your mom 327
your dad 423
your point being 45
your highness 1544
your brother 593
your mother is dead 28
your face 246
your heart 112
your call 269
your father called 16
your friend 527
your voice 78
your lunch 18
your wedding 23
your hand 189
your father called 16
your friend 527
your voice 78
your lunch 18
your wedding 23
your hand 189