Your keys translate Turkish
1,937 parallel translation
- You do not have your keys?
- Anahtarın yok mu senin?
Give me back your keys.
Eşyalarını al, anahtarlarını ver.
Drop your keys and put your hands on the car.
Anahtarınızı bırakıp ellerinizi arabanın üstüne koyun.
Roger, you have your keys with you? Yeah.
Roger, anahtarların yanında mı?
Just, I probly won't see you, so, uh, leave the pass, your keys, all that stuff in your top drawer, and I'll leave all the things you need to sign on your desk, okay?
Belki seni göremem, kartını, anahtarlarını ve her şeyi üst dolaba koy. Bende imzalaman gerekenleri masana koyacağım.
Give me your keys.
Şimdi anahtarlarını bana ver.
You gave me your Keys to drive you home.
Seni eve bırakmam için anahtarlarını bana verdin.
Even after you find out that everything else is gone... your keys, your wallet, your clothes, your car, your condo...
Her şeyini kaybetmiş olsan da mı? Anahtarlarını, cüzdanını, giysilerini, arabanı, evini, her şeyini.
Your keys, your wallet, your clothes, your car, your condo... everything?
Anahtaların, cüzdanın, elbiselerin, araban, evin, her şeyin.
Give me your keys.
Anahtarlarını ver.
now, put your keys on the bar,
Anahtarlarını tezgaha bırak.
Did you forget your keys?
Anahtarını mı unuttun?
Just give me your keys.
Anahtarları ver.
Leave your keys with Rhonda.
Anahtarlarını Rhonda'ya bırakırsın.
- These are your keys, sir.
- Anahtarlarınız efendim.
The last time you had action, you sat on your keys.
Daha demin dondurmalarla oynaşıyordun.
Sookie. I need your keys.
Anahtarlar lazım.
Oh, Mr. Schue, you forgot your keys.
Bay Shue, anahtarlarınızı unuttunuz.
- You don't get some sleep, it won't be your keys that get lost - it'll be your mind.
Uyumazsan sırf anahtarını kaybetmekle kalmaz, aklını da kaybedersin böyle.
Give me your keys.
Ver şu anahtarları.
You don't have your keys?
Senin anahtarın yok mu?
How was i supposed to react when i find out that you've been rifling through lois'brain like you lost your keys in there?
Senin Lois'in beyni ile orada bir şey unutmuşsun gibi kurcaladığını öğrendiğimde tepkim ne olmalıydı?
- Here's your keys, chief.
- Anahtarlar.
I have checked your keys.
Benimki sınavlarınızı okumakla geçti.
You obviously wanted me to know this Or you wouldn't have left your keys,
- Belli ki öğrenmemi istedin.
I'm gonna need you to give me your keys.
Anahtarlarını vermeni isteyeceğim.
- Then can you leave me your keys on the way out?
O zaman odadan çıkıp bana anahtarları bırakabilir misiniz?
He said they found your keys in the kol pond.
Anahtarlarını Koi havuzunda bulmuşlar.
Those are the keys to your house.
Evinin anahtarı.
Lindsey, quick, the keys to your car.
Lindsey, çabuk, arabanın anahtarı.
Yeah, and about that- - I know your mother's out of town, you've got the keys, and Dan has a car.
Yeri gelmişken... annenin şehir dışında olduğunu biliyorum, anahtarlar sende ve Dan'in arabası var.
I need the keys to your room.
Odanın anahtarları bana lazım.
You know what? Just take your * * * keys.
Biliyor musun?
Gimme your car keys. Come on!
Arabanın anahtarlarını ver.
Or... enjoy sleeping on a park bench tonight because your money and keys are one with my crotch.
Yoksa... parktaki bir bankta sana iyi uykular. Sonuçta paran ve anahtarların bende.
Get the keys at your uncle's.
Git de, amcandan anahtarı alıver.
I'll be calling Human Resources and instructing them to terminate your contract, retrieve you car, collect any keys, computer data, documents, any items of clothing that might have been purchased with corporate funds.
Araban, anahtarların, bilgisayardaki bilgilerin, dosyaların alınacak. Şirket hesabından alınmış olan tüm kıyafetlerinde.
Now, you give me your car keys.
Şimdi sen bana arabanın anahtarlarını ver.
Now, give Daddy the keys, or I'm gonna melt your fucking face off!
Şimdi, babacığına anahtarları ver, yoksa o yüzünü eritirim senin!
Cell phone, keys, wallet and your sunglasses.
Cep telefonun, anahtarlar, cüzdan, ve gözlüklerin.
That or squeeze your balls until you gave me your car keys.
Olmazsa arabanın anahtarlarını alana kadar taşaklarını sıkacaktım.
And, um, empty your pockets of any change, keys, cellphones.
Ceplerini boşalt. Bozuk paralar, anahtarlar cep telefonları...
- You give me your car keys!
- Sen, bana arabanın anahtarını ver.
Where are your car keys?
Arabanın anahtarları nerede?
The keys to my trailer- - your new home.
Karavanımın anahtarı, yeni evinizin. Keyfini çıkarın.
Give me your car keys.
Arabanın anahtarlarını ver.
Don't forget your keys.
Anahtarlarını unutma.
- This about your damn keys?
- Lanet anahtarlarla mı ilgili?
I'm gonna need your keys.
Anahtarlarını almam gerekiyor.
Y... you're holding your car keys. Um...
Elinde arabanın anahtarları var ama.
Just look down at your laptop and hit some keys.
Sadece laptop'ına bak ve tuşlara bas.
keys 492
keyser 16
keys clacking 30
keys jingle 29
keys jangle 38
your phone 169
your honor 7894
your own 34
your hat 64
your full name 16
keyser 16
keys clacking 30
keys jingle 29
keys jangle 38
your phone 169
your honor 7894
your own 34
your hat 64
your full name 16
your teacher 17
your best friend 68
your ex 322
your name 485
your tea 43
your sister 409
your mum 57
your majesty 3240
your mother 885
your old man 28
your best friend 68
your ex 322
your name 485
your tea 43
your sister 409
your mum 57
your majesty 3240
your mother 885
your old man 28
your mom 327
your dad 423
your highness 1544
your point being 45
your brother 593
your mind 60
your mother is dead 28
your face 246
your heart 112
your call 269
your dad 423
your highness 1544
your point being 45
your brother 593
your mind 60
your mother is dead 28
your face 246
your heart 112
your call 269