English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ Y ] / Your marriage

Your marriage translate Turkish

2,748 parallel translation
- Mm-hmm. - Of your marriage, you've been unhappy.
Evliliğinde mutsuzsun.
When your marriage is in trouble, that's what you do.
Evlilik tehlikeye girdiğinde, genelde bu yapılıyor.
Well, I think your marriage is long past trouble.
Bence evliliğin tehlike sınırlarını geçeli çok oldu.
And you never felt that the affair would threaten your marriage?
Ve siz bu ilişkiyi hiçbir zaman evliliğiniz için bir tehlike olarak görmediniz?
Your marriage is shit.
Evliliğin iğrenç.
Well, I got to tell you, Walden, burning all the mementos and photographs from your marriage can be construed as an angry gesture.
Söylemem gerekir ki Walden evliliğine dair tüm o hatıraları ve fotoğrafları yakman kızgın olduğun anlamına gelebilir.
Why don't we put your marriage on the back burner for now.
Neden evliliğini şimdilik bir kenara koymuyoruz.
To talk about your marriage.
Evliliğin hakkında konuşmak için.
Apparently, if your family donates enough money, Haven PD will deliver your marriage license.
Aileniz yeterince bağış yaparsa Haven Polisi size evlilik belgenizi getirir.
I'm not so much interested in the end of your marriage as I am about the custody fight over Eric.
Eric için yaptığınız savaşla ilgilendiğim kadar boşanmanızla ilgilenmedim.
You don't feel bad about your brother after your marriage
Evlendikten sonra kardeşini özlemeyecek misin?
Ifyou like her, I will perform your marriage
Ondan hoşlandıysan eğer, sizi evlendireceğim!
It is my fate to have this food, to perform your marriage
Evliliğinin geleceği için bu yemeği yemem gerek!
Is it about your marriage?
Evliliğinle mi alakalı? Düğün olmadı değil mi?
Your marriage to Denise Richards, it was kind of like her Vietnam,'cause she was constantly afraid of being killed by Charlie.
Denise Richards'la evliliğin onun için Vietnam gibiydi. Her an Charlie tarafından öldürüleceği korkusunu yaşıyordu.
You threw away your marriage when you refused to sign a prenup, okay?
Evlilik öncesi anlaşma imzalamadığın için evliliğini bir kenara atmış oldun, tamam mı?
And I know that that sounds crazy coming from the girl who turned down your marriage proposal.
Biliyorum, bunu evlenme teklifini geri çeviren birinden duymak biraz garip.
It might help you deal with your marriage crashing.
Neden gelmiyorsun?
If I had known your marriage would break up, David...
Evliliğinin biteceğini bilseydim, David...
"Danielle, I knew your marriage wouldn't last."
"Danielle, evliliğinin çok uzun sürmeyeceğini biliyordum."
Your marriage ended.
Senin evliliğin sonlandı.
You think I'm gonna give up on him just because you can't accept your marriage is over?
Sence sırf sen evliliğinin bittiniği kabullenemiyorsun diye ondan vaz mı geçeceğim?
You think I'm gonna give up on him just because you can't accept your marriage is over?
Sence sırf sen evliliğinin bittiğini kabullenemiyorsun diye ondan vaz mı geçeceğim?
How was your marriage?
Evliliğiniz nasıl gidiyordu?
You got out of your marriage, good for you.
Bir evlilik geçirdin, aferin sana.
You want some? You think that improv is gonna save your marriage?
Doğaçlamanın evliliğinizi kurtaracağını mı sanıyorsunuz?
Not to, whatever, but that can't bode well for your marriage.
Sırf şey yapmamak için, neyse, evliliğiniz için iyiye işaret değil.
And so that's how life goes and how your marriage goes
İşte hayat böyle bir şey ve evlilik de öyle.
The "Times" piece on your marriage was really inspiring.
Evliliğiniz için olan "Times" makalesi çok ilham vericiydi.
You just wanted to end your marriage.
Evliliğinizi bitirmek istiyordunuz.
And I was meant to take your class right at the moment your marriage imploded.
Tam da evliliğinin mahvolduğu sıralarda dersine girmem gerekiyordu.
Stuart, as your attorney, let me assure you, your marriage to Lorna is over.
Stuart, avukatının da sana tebliğ ettiği gibi Lorna'yla evliliğin bitti.
I do not want to destroy your marriage.
Evliliğini yıkmak istemem.
Mr. Patel to drive a wedge between your sister and her husband so you can dangle their failed marriage before Jenna's eyes.
- Bay Patel'i kullanarak, - kızkardeşin ve kocasını birbirine düşürüp, - başarısız evlilikleriyle Jenna'yı ayartmaya çalışıyorsun.
I think you're worried some junkie's going to ruin your new life, new marriage.
Bence birkaç uyuşturucu bağımlısının çiçeği burnunda evlilik hayatını ziyan edeceğinden korkuyorsun.
- ls it marriage for your sister?
- Kız kardeşin mi evleniyor?
We believe, Vince. lt's just taping your exes'testimonies to marriage is a pretty big leap.
Eski sevgililerine ifade verdirmekten evlilik faslına geçmek bayağı mühim bir sıçrama.
I always ask my clients, and that is, uh, are you sure that the two of you have done everything in your power to save your marriage?
Evliliği kurtarmak adına elinizden gelen her şeyi yaptınız mı?
There was three of us in this marriage - - me, you, and your ego.
Evliliğimizde üç kişi vardı ; sen, ben ve egon.
We just saved your damn marriage.
Evliliğinizi kurtardık.
All I ever hear from you, how much you hate your life, how awful it is to clean mud out of cleats, how terrible it is to stay in a marriage for the sake of the children.
Sürekli hayatından şikâyet ediyorsun. Kramponlardan çamur temizlemek şöyle kötü çocukların hatırı için evli olmak bu kadar kötü vesaire.
If you are a 53-year-old man, and you take a nine-year-old girl into your bed and consummate the marriage, it is not all right.
Eğer 53 yaşındaysanız, ve 9 yaşındaki bir kızla evlenerek yatağınıza alıyorsanız, bu pek uygun değildir.
In the Qur'an, punishment for having sex outside marriage is lashing 100 times on your backside.
Kuran'da ise, evlilik dışı cinsel ilişkiye girmenin cezası ; sırta 100 defa kırbaç vurmaktır.
The Bible teaches us that lust in your heart is a sin when acted upon outside the context of marriage.
İncil bize, içimizdeki şehvetin evlilik bağlamının dışında kullanıldığında günah olacağını söylüyor.
Just means you're thinking about your own marriage.
- Bu kendi evliliğini düşünüyorsun demek.
Ah, you lose your job it's gonna be a strain on a marriage, especially when your partner's a winner.
Evet, işini kaybetmek demek evlilikte de huzursuzluk getirir. Özellikle de eşin, bunun aksine başarılı bir şekilde ilerliyorsa.
I mean, when you hunted me down yesterday, and you told me that Gemma was a threat to your suddenly perfect marriage.
Dün gece beni tuzağa düşürmeye geldiğinde Gemma'nın mükemmel evliliğin için artık bir tehdit oluşturduğundan bahsettin.
So if you had to sum up your quarter century of marriage, what exactly would you say is your secret?
Çeyrek yüzyıllık evliliğinizi özet olarak geçersek tam olarak sırrınız nedir?
You think it's funny that your patient has destroyed a loving, long-term marriage with frequent and recurrent infidelity?
Sence bir hastanın sevgi dolu ve uzun süredir devam eden evliliğini sık sık zina yaparak yok etmesi komik mi?
But I have a marriage pact with your daughter, and we love each other, so...
Ama sizin kızınla evlenme anlaşması yapmıştık, ve birbirimizi seviyoruz, anlayacağınız...
I may only be your mother through marriage, but I'm here for you, dear.
Yalnızca evlilik yoluyla annen olabilirim ama yanındayım canım.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]