Your mother's translate Turkish
10,013 parallel translation
Your mother, she worked for the previous tenants.
Annen, bizden önce bu evde yaşayan aile için çalışıyordu.
It said you were always trying to escape, but when your mother was killed, you stopped.
Sürekli kaçmaya çalışıyormuşsun ama annen öldürülünce pes etmişsin.
What you're moving is not your mother's remains. It is the idea of her remains.
Çıkartılan, annenizden geriye kalanlar değil de, kaldığına inandığınız olacak.
Redecorating your mother's house?
Senin annenin evini tadilatta?
It's your mother, isn't it?
Annen değil mi?
What's wrong with your mother?
- Senin annenin sorunu ne?
Your mother's disappointment is still here.
Annenin sana karşı olan hayal kırıklığı hâlâ yerli yerinde.
It retains all your mother's memories, so it's easy to simulate.
Annenin tüm anılarına sahip o yüzden kolayca onu taklit edebiliyor.
Your mother's in Kansas, right?
Annen Kansas'taydı değil mi?
You know your mother's the glue that holds this place together?
Annenin burayı bir arada tutan şey olduğunu biliyor muydun?
- Mother's milk clouded your mind- - made you do bad things and not even remember.
- Annenin sütü Bulutlu. Senin zihinli kötü şeyler yaptı. Ve hatta hatırlamıyorum.
Your mother's on her way.
Annen gelmek üzere.
Your mother's surgery went very well.
Annenin ameliyatı çok iyi geçti.
During the procedure, your mother's laryngeal nerves were stunned.
İşlem sırasında anneniniz gırtlak sinirleri hasar gördü.
You're breaking your mother's heart.
Annenin kalbini kırıyorsun.
Anything that goes wrong in your life, you blame someone else... your mother, your ex-wife, even your fucking dead grandfather... which means that, if something goes wrong with us, you're gonna blame me.
Hayatında yanlış giden ne varsa, bir başkasını suçluyorsun. Anneni, eski karını hatta ölmüş dedeni. Demek ki bizim aramızda da yanlış giden bir şeyler olsa beni suçlayacaksın.
The feeling in the pit of your stomach knowing that scientology's chief dirty-tricks pi was just on my mother's front step.
Scientology'nin üçkağıtçı dedektifinin annenizin ön kapısında olduğunu öğrendiğinizde yaşadığınız o hissi düşünün.
It's your mother who has lied to you.
Sana yalan söyleyen kişi annendi.
- That's your mother?
- Bu annen mi?
This is your mother's idea of a better world? Starting a war?
Annenin iyi dünya anlayışı savaş başlatmak mı?
She's your mother.
Annen o senin.
And you... You vilified me for your mother's death for 22 years, and she's the one that chose to leave that way.
Ve annenin ölümü için 22 sene boyunca beni suçladın ama öyle gitmeyi o seçti.
And would it bother you if someone slept with your mother?
Birinin annenle yatmış olması senin için sorun olur muydu?
Let's see... if your mother ran out on you and your brother one night, didn't tell you where she was going or when she was coming back, and then threw herself, like a whore, into the bed of someone she barely knows,
Bilmem. Annen bir gün seni ve abini bırakıp kaçsa nereye gittiğini ve ne zaman döneceğini söylemese, sonra bir fahişe gibi doğru dürüst tanımadığı birinin koynuna girse...
Because, Norman, you have no idea what it's like to be your mother!
Çünkü Norman, annen olmanın nasıl bir şey olduğunu bilmiyorsun!
- Because, Norman, you have no idea what it's like to be your mother!
- Çünkü Norman, annen olmanın nasıl bir şey olduğunu bilmiyorsun!
And ask your mother what she did with my tongs... the new ones.
Anne de sor bakalım benim maşaları ne yapmış.
Your mother was working in the ER back then on call.
- Annen acil serviste çalışıyordu.
It's rude to take other people's food without asking. It's not rude when the other people is your mother.
Bu başkaları annenizse ayıp değildir.
It's your mother.
Senin annen.
Uh, your mother's Cousin Carlo called.
Annenin kuzeni Carlo aradı.
Or maybe you just want your mother to stop pestering you about meeting someone nice so you can settle down?
Ya da belki iyi biriyle tanışıp, yuva kurmasını isteyen annesi tarafından başının etinin yendiği bir adam?
When's the last time you saw your mother?
Annenizi en son ne zaman gördünüz?
You're not supposed to step on a crack'cause you'll break your mother's break, but you do.
Oyunda yanmaman gerekir çünkü anneni de kırmamalısın ama kırarsın.
Don't take this the wrong way, Gerald, but I've a feeling your mother thinks you could have done better than my girl - socially and so on.
Söylediklerimi yanlış anlama Gerald ama içimden bir his diyor ki annen, kızımdan iyisini bulabileceğini düşünüyor gibi, sosyal açıdan falan.
She went to your mother's committee for help two weeks ago.
İki hafta önce yardım için annenizin komitesine gitmiş.
Even so try calling your mother at all times
Beni boş ver de arada bir anneni aramalısın.
I did know your mother when she was a child... But you don't know the woman that she's become. Look, Preacher, I appreciate everything you've done.
Ama nasıl birine dönüştüğünü bilmiyorsun bakın vaiz yaptığınız her şey için minnettarım, gerçekten... onunla işim bitti
And, Fred, your mother's with him.
Fred annen onunla birlikte.
Your mother's right. Think of Jacob. Are you prepared to lose him again?
- Annen haklı Jacob'ı düşün... onu tekrar kaybetmeye hazır mısın?
Shall I disrupt my mother's grief to tell her that you're holding out for your 30 pieces of silver?
Üç kuruşluk ödeme için için annemin yas tutmasına mani olmak mı istiyorsunuz?
Look. Helena's the mother of your kid, and she's in trouble.
Helena çocuğunun annesi ve başı dertte.
Your mother's store.
- Annenin dükkanı.
Oh, shit. Your mother's store.
Hadi be, annenin dükkani burasi.
Your mother's heart will be a lot better afterwards.
Annenin kalbi çok daha iyi olacak.
Where's- - where's your mother?
- Annen nerede?
I know you feel your mother's hard on you, but it's because she worries.
Annenin seni zorladığını düşündüğünü biliyorum ama endişelendiği için böyle yapıyor.
Your mother's got this crazy idea about taking the baby out for ice cream.
Annen bebeği dondurma yemek için dışarı çıkaracakmış.
Your mother's rocking the baby, humming "Chattanooga Choo Choo"...
Annen "Chattamooga Choo Choo" yu mırıldanarak bebeği sallıyor.
Your mother's in...
Annen...
Well, you can tell your friend that I'm very comfortable treating a single mother.
Bekar anneleri tedavi etmek konusunda sıkıntı duymadığımı arkadaşına söyle.
your mother's dead 20
your mother's right 42
your mother's here 17
mother's day 25
your phone 169
your honor 7894
your hat 64
your own 34
your full name 16
your teacher 17
your mother's right 42
your mother's here 17
mother's day 25
your phone 169
your honor 7894
your hat 64
your own 34
your full name 16
your teacher 17
your best friend 68
your ex 322
your tea 43
your mum 57
your name 485
your sister 409
your majesty 3240
your mother 885
your mom 327
your old man 28
your ex 322
your tea 43
your mum 57
your name 485
your sister 409
your majesty 3240
your mother 885
your mom 327
your old man 28
your dad 423
your point being 45
your mother is dead 28
your mind 60
your highness 1544
your brother 593
your heart 112
your face 246
your call 269
your father called 16
your point being 45
your mother is dead 28
your mind 60
your highness 1544
your brother 593
your heart 112
your face 246
your call 269
your father called 16