Your patient translate Turkish
1,913 parallel translation
Your patient had a cardiac arrest during the venous sampling.
Hastan toplardamar örneklemesi sırasında kalp krizi geçirdi.
Your patient is seizing.
Hastan nöbet geçiriyor.
She's not your patient.
- O senin hastan değil.
Find what's killing your patient... and then I'll find you another patient.
Hastanı öldüren şeyi bul, ben de sana başka bir hasta bulayım.
- Your patient's lung failure rules out M.S.
Hastanın akciğer yetmezliği MS'i eliyor.
- What causes lung failure plus your patient's previous symptoms?
Hastanın önceki semptomlarıyla beraber akciğer yetmezliğine ne sebep olur?
- Your patient's doing fine.
Hastan iyileşti.
I'm holding one of your patient sir, Mr. James Pettis.
James Pettis adında bir hastanız yanımda.
Your patient today. - You believed every word he said.
Bugün hastanın söylediği her şeye inandın.
Is your concern for your patient or your résumé?
Endişeniz kariyeriniz için mi yoksa hastanız için mi?
Look, doc, your patient might still be alive.
Dinle doktor, hastan hâlâ yaşıyor olabilir.
He's your patient, right?
O senin hastan, değil mi?
She's your patient.
O senin hastan...
- Your patient was the commander, right?
- Hastan bir komutandı, değil mi? - Evet, öyle.
Your patient has neurological problems.
Hastanın nörolojik sorunları var.
I think your patient needs a little more than sleep.
Bence hastanın uykudan biraz fazlasına ihtiyacı var.
If you believe your patient should live, then you should fight for it.
Eğer hastanın yaşayacağına inanıyorsan, onun için savaşmalısın.
- What about if he were your patient?
- Ya hastanız olsaydı?
How's your patient?
Hastan nasıl?
Your patient Robyn is up.
Hastanız Robyn uyandı.
You neglected to tell me that his wife was your patient.
Bana, karısının hastan olduğunu söylemeyi ihmal etmişsin.
Your patient is waiting.
- Hastanız bekliyor.
Get some 4-0 Vicryl so you can redo your patient's sutures.
Biraz 4-0 vicryl alıp hastanın dikişlerini yeniden yap.
Your job is to provide your patient with the best care which includes informing the caregiver of her condition.
Senin işin hastaya mümkün olan en iyi şekilde bakmak ve bunun içinde hastaya bakan kişiye hastanın durumunu söylemek de var.
Yo. How's your patient?
Hastan nasıl?
Now discharge your patient, refer him back to his physician, and do it now.
Şimdi hastayı buradan çıkarın, onu fizyoterapistine yönlendirin, hemen.
If Van Gogh was your patient, he'd be satisfied painting houses instead of the Starry Night.
Van Gogh hastan olsaydı yıldızlı geceler yerine evleri boymakla tatmin olurdu.
Don't open your patient.
Ameliyata başlama.
When your patient paid for his consultations... What Atait name on its path? Question?
Jake'i, yani asıl kocasını iyileştireceğinizi ve Simon'dan kurtulacağınızı ona söylediniz mi?
Normally, you'd be up in the patient room, hectoring her on what to do, instead you're up to your elbows in some irrelevant dead guy, who may or may not be connected to a magic cat,
Normalde, hastanın odasına çıkmış onun gözünü korkutuyor olurdun. Yerine, alakası bile olmayan ölü bir adamın sihirli bir kediyle bağı olup olmadığına takmış çünkü bana umursamadığını kanıtlamaya çalışıyorsun.
I thought maybe kutner was home nursing the rib you broke when you elbowed your way in for credit on the last patient. good.
Ve, iyiymiş.
I care about the patient and I care about the people who work on your team, they've been through a lot lately.
Hastayı önemsiyorum ve takımındakileri önemsiyorum. Son zamanlarda zor anlar geçirdiniz ve düşünmüştüm ki ben...
Your favor's repaid, patient's cured.
Borcun ödendi. Hasta iyileşti.
Hello. trying to sober them up so they can... help treat your dying patient.
Alo. Şimdi takımınlayım ve onları ayıltmaya çalışıyorum ki ölen hastana yardım edebilsinler.
- Then I'll be your patient.
Senin hastan olurum.
- Uh, it is, Mimi. Craig is our patient, and we believe that your behavior is affecting him.
Hayır Mimi, Craig bizim hastamız ve biz senin davranışlarının onu etkilediğini düşünüyoruz.
Ah, except that your innocent patient murdered another human being.
Tabii sizin o masum hastanızın başka bir insanı öldürmesi dışında...
Doctor, you care about your patient, and it also suits your case to see him in that light.
Hastanıza göz kulak oluyorsunuz ve bu aynı zamanda onu dışarıda görme isteğinize de uygun.
- Your mom's still in with a patient.
- Annenin hastası var.
And what is your relationship to the patient?
Hastayla yakınlığınız nedir?
I've been doing post-op on your hand surgery patient, Mr. Gold.
Elini ameliyat ettiğiniz Bay Gold'un ameliyat sonrası tedavisini yapıyordum.
You know, you were like a detective with your HIV patient.
Hastanın AIDS olduğunu bulmak için dedektif gibi çalıştın.
I wanted to do a temporal artery biopsy on a patient, and your girlfriend ignored me.
Bir hastaya şakak atardamarı biyopsisi yapmak istedim ama sevgilin beni dinlemedi.
I need your signature on our splenectomy patient's discharge form.
Dalağı alınan hastanın taburcu evraklarını imzalar mısın?
I'm trying to be patient because of your sister.
Biliyorsun ki ablanın hatırı için buradayım.
So in your opinion, we should let the patient die.
Yani sizce hastanın ölmesine izin vermeliyiz.
- I'm going to the drug company. and the patient's health? - You don't need your coat to treat it.
Tümörü tedavi etmek için paltoya ihtiyacın yok.
Your little patient.
Küçük hastandan.
We will be patient and he'll take your milk again.
Sabredeceğiz, o senin sütünü tekrardan içecek.
Well, the kid was obviously the sicker patient, and to have a cardiac tamponade during an angio is kind of like having your gas tank explode when you're filling her up.
Çocuğun daha hasta olduğu açıkmış,... anjiyo sırasında kardiyak tamponlama olması da sanki gaz deposunun doldurma sırasında patlaması gibi bir şey.
Today, one of your nurses almost killed my patient and then had the balls to blame me for his mistake.
Bugün hemşirelerinden biri neredeyse bir hastamı öldürüyordu ve hatası için beni suçlayacak kadar yürekli çıktı.
patient 177
patients 64
patient confidentiality 94
patient privilege 28
your phone 169
your honor 7894
your hat 64
your own 34
your full name 16
your teacher 17
patients 64
patient confidentiality 94
patient privilege 28
your phone 169
your honor 7894
your hat 64
your own 34
your full name 16
your teacher 17
your best friend 68
your ex 322
your name 485
your sister 409
your tea 43
your mum 57
your majesty 3240
your mother 885
your old man 28
your mom 327
your ex 322
your name 485
your sister 409
your tea 43
your mum 57
your majesty 3240
your mother 885
your old man 28
your mom 327
your dad 423
your highness 1544
your point being 45
your brother 593
your mind 60
your call 269
your mother is dead 28
your heart 112
your face 246
your friend 527
your highness 1544
your point being 45
your brother 593
your mind 60
your call 269
your mother is dead 28
your heart 112
your face 246
your friend 527