English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Russian → Turkish / [ Т ] / Там

Там translate Turkish

169,673 parallel translation
Там же, где мы сейчас.
Tam durduğumuz yerde.
Скоро там, Дикон?
Kafana göre takıl Deacon.
Ты всё ещё там.
Hala orada.
Он может быть там.
Orada olabilir.
Кэсси, если мы ошибаемся и его там нет, в 1899 мы его уже не найдём.
Cassie, yanılıyorsak ve o da değilse, bu 1899'daki son şansımız olabilir.
Можем пробраться вон там.
Oraya gizlice girelim.
Там нашёл их я.
Benim yaptığım gibi, aradığınız cevapları orada bulacaksınız.
Там.
Orada.
Она и дня не проведёт там, где не хочет быть.
Olmak istemeyeceği bir yerde asla olmaz.
Она ждёт меня там.
Beni orada bekliyor.
Отчёт где-то там.
Raporu bir yerlerde işte.
- ( джоел ) Это ивОнн принесла, она там диджеила.
Yvonne asmıştı. Orada DJ'lik yapıyordu.
Клайв, мы должны пойти в "Айс шип", там бомбезные тусовки.
Clive, Ice Ship'e gitmek zorundayız orası var ya yıkılıyor.
- ( рави ) Осторожно, там пулемётчик.
Makineli siperine dikkat et.
- ( лив ) Кажется, там наш парень.
- Sanırım adamımız orada.
- ( пэйтон ) Кстати, маэстро, как там яичница?
Lafı açılmışken, yumurta nasıl gidiyor üstat?
Свитеров или на чём ты там повёрнут.
Kazak, ya da neyden hoşlanıyorsan artık.
Там блуждал неприкаянный молодой человек без документов.
Genç bir adam eşyasız ve kimliksiz dolaşıyormuş.
Что бы там ни случилось... это... неважно.
Dışarıda her ne olduysa, Önemli değil.
Там военная зона.
Dışarısı bir savaş alanı.
Ходили от дома к дому, устроили там резню.
Evlere ardarda saldırdılar. Tam bir katliamdı.
Я на месте. - Там есть сейф.
Pekala, odadayım.
- Там дробовик и патроны.
Açtım.
СИнди не видела, что там было, но видел Стэн.
Cindy telefonda ne olduğunu görmedi ama Stan gördü. Tek yapmamız gereken...
- ( дин ) Кто там?
Kim o?
Во-вторых, не только я знал, что там живут пожиратели мозгов.
İkincisi beyin yiyicilerin yanında yaşadığımı bilen tek kişi ben değilim.
то там?
Orada kim var?
я т € нусь, чтобы отбросить их назад, а волос... там нет.
Ellerimi uzatır ve yüzümden çekerim böyle. ... ve sadece... saçlarım yok.
- ( сид ) я должна быть там.
Ben de orada olmak istiyorum.
ћилый, если ты там, ты должен проснутьс €! — ейчас же!
Bebeğim, oradaysan uyanmalısın, hemen!
- ( сид ) ќна ещЄ там.
Hâlâ orada.
Тебе там понравится.
Buna bayılacaksın.
Не могу перестать думать о том, что там идет война, а я здесь.
Bütün düşünebildiğim orda bir savaş çıktığı ve benim içinde olmayışım.
Если передумали - дверь там.
Eğer değilse kapı orada.
Или там, свободной, парящей?
Veya burdan yukarıya mı? Serbest bi şekilde mi? Yüzerek mi?
Сколько там еще оружия? Не знаю.
- Onlardan kaç tanesi daha silahlı?
Будь там Октавия, ты бы бросил ее?
Eğer Octavia orda olsaydı, Onu kalması için bırakır mıydın?
Будь там Октавия, я бы с ней хотя бы попрощался.
Eğer Octavia orada olsaydı... En azından hoşçakal diyebilirdik.
Как он там?
Ne yapıyor?
Кейн тоже там.
Kane dışarıda.
Там мы знали, с чем боремся.
O zaman neyi durdurduğumuzu biliyorduk.
Там наш общий дом.
Ve yuvamız burası.
Держись там.
Dayan biraz.
Твой дом - там, где я.
Senin evin benim yanım, tamam mı?
Но как там выжить?
Nasıl yaşayacağız?
Там остался очиститель воды. А на научной базе есть плантация водорослей.
Oraya su üreticisi bıraktılar ve Hükümet Bürosu Bilimi'nin alglere sahip olduğunu biliyoruz.
Исходя из того, что Мерфи рассказал про местный бункер, я думаю... я молюсь о том, чтобы там был генератор кислорода.
Murphy'nin deniz feneri sığınağına dair söylediklerine göre dua edelim ki oksijen üreticisi olsun.
Там вы найдёте ответы.
Oraya gidin.
Там какое-то нападение.
Bir saldırı oluyor.
- ( дэвид ) Ќет, € не... я знаю, ј там всЄ работает, просто €... - ( сид ) Ќет.
- Olamaz.
Там Джаха.
Jaha'nın elinde yani.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]