English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Russian → Turkish / [ Т ] / Ты жив

Ты жив translate Turkish

1,581 parallel translation
Итак, раз "Кольцо" знают, что ты жив, то ты останешься здесь внизу на некоторое время, и я купила тебе вот это.
Ring yaşadığını öğrendiğine göre bir süre burada tıkılı kalacaksın. Sana bunu aldım.
Так как я знаю, что ты жив, не может быть другой причины, по которой ты - принес бы в жертву мое будущее.
Hayatta olduğunu bildiğime göre bütün geleceğimi tehlikeye atman için başka mantıklı bir sebep yok.
Ты жив?
Hâlâ hayattasın?
Ты жив, ты в порядке!
Başarmışsın, iyisin!
Т-ты жив.
Hayattasın.
Макс, если ты жив, скажи что-нибудь, скажи что-нибудь раздражающее.
Max, eğer yaşıyorsan, bir şey söyle, rahatsız edici bir şey söyle.
Ты жив...
Tanrım...
Ты жив!
Yaşıyorsun!
теперь будь благодарен что ты жив
Hayatta olduğun için müteşekkir olmalısın.
- Ага, вроде как стать донором органов, но при этом ты жив и кричишь.
Tıpkı organ bağışlamak gibi ama canlı ve bağırıyor olacaksın.
О, Картер, ты жив!
Carter, yaşıyorsun!
Это моя судьба! Касс, ты жив?
Bu benim kaderim! Cass, hayatta mısın?
О, dios mio, Фил, ты жив!
Ay Tanrı'ya şükür! Phil, yaşıyorsun!
Рафаэль уже знает, что ты жив.
Raphael yaşadığını biliyor.
Фрай, ты жив!
Fry, yaşıyorsun.
Ты жив!
Yaşıyorsun.
Тебе повезло, что ты жив.
- Yaşadığın için şanslısın. - Evet.
"Кольцо" знают, что ты еще жив, Шоу.
Yüzük senin yaşadığını biliyor, Shaw.
Ты сбежал в ночь перед местью... И ты еще жив?
İntikam eyleminden bir gece önce kaçtın ve hâlâ nefes almaya cüret mi ediyorsun?
Ты даже не знаешь, каково это, быть одной, не зная, жив ты или мертв.
Yalnız kalmanın nasıl olduğunu bilmiyorsun sen yaşıyor musun, ölü müsün, hiçbir şey bilmiyordum.
Теперь ты последний, кто ещё жив на этом свете.
Hayatta kalan son kişisin.
Сэм ты еще жив?
İyi misin? Sam!
Итак, ты говоришь, что он был жив, когда ты ушёл?
Yani oradan ayrıldığında hayattaydı.
Но крик означает, что ты еще жив, понимаешь?
En azından, çığlık atmak, yaşadığını gösterir.
И, если ты еще будешь жив и в своем уме, у нас могло бы быть свидание.
Ve tüm bu iş bittiğinde hala yaşıyorsan, yemeğe çıkabiliriz.
Я все это придумала только чтобы проверить, жив ли ты еще!
Bunu kastettiğimi düşünme, Max. Sağ olduğunu görmek için uydurdum sadece.
А ты, в свою очередь, скажешь, когда тебя спросят, что когда ты уходил, Оуэн был подавлен, но вполне себе жив.
Karşılığında ise sana sorulduğu zaman burdan ayrılırken Owen'ın üzgün ama hayatta olduğunu söyleyeceksin.
"Слава Богу, ты жив".
Bu beklediğim teşekkürler tanrım yaşıyorsun yanıtı değildi.
Почему ты все еще жив?
Neden ölmedin sen?
- Я вижу твою гибель. Как ты ещё жив?
Senin öldüğünü görmüştüm.
Si, Стерлинг, потому что ты остался жив и можешь об этом рассказать.
Evet, destansıydı Sterling. Çünkü hâlâ hayattasın.
Где то, из-за чего ты пока жив?
Yaşamanı sağlayan şey nerede?
Гомерчик, ты жив!
Oh, Homie, yaşıyorsun!
В участке ты сказал, что Что я пыталась рационализировать. Что он был ещё жив.
Merkezde bana onun yaşadığını düşünmeye çalıştığımı söyledin.
Ага, ты должен быть. Это 15 марта, и ты был жив.
- Öyle olmalı, 15 Mart ve yaşıyorsun.
Дэм, ты жив.
Dem, hayattasın.
Ты уверена, что он вообще еще жив?
Hala hayatta olup olmadığını bile biliyor musunuz?
Ты жив!
Jake!
Ты знал, что Сэм жив.
Sam'in hayatta olduğunu biliyordun.
И теперь ты знаешь, что твой брат жив. Всё изменилось.
Artık kardeşin de avlandığı için işler değişti.
Ты ещё жив?
- Hala yaşıyormuymuş!
Морган, не знаю, жив ли ты.
Morgan. Orada mısın ya da beni duyabiliyor musun bilmiyorum.
Ты делаешь видео, подтверждающее, что ребенок жив.
Oğlunun yaşadığını kanıtlayan bir video çekiyorsun.
Ты же жив, большой мальчик.
Ölmedin ya, seni küçük bebek.
О, это небольшой подарок. Я помню, что ты купил коллекционное издание "Аполлон 13", а потом слышала как ты говорил Энди как фильм понравился бы твоему отцу, будь он жив, и тогда я подумала, что, возможно, твоему отцу хотелось бы быть космонавтом - тогда в его жизни было бы больше приключений.
"Apollo 13"'ün özel yapımını aldığını hatırladım,... ve ardından Andy'e eğer baban yaşasaydı onu ne kadar çok seveceğini anlattığını duydum,... ve sonra düşündüm ki,... belki de baban astronot olma fikrini seviyordu çünkü daha maceralı bir hayat yaşamak istiyordu.
Ты думаешь, он был все еще жив, когда мы закапывали его?
Sence onu gömerken hala yaşıyor muydu?
И скажи, Ты правда считаешь что Дикс еще жив?
Sonra da benden bekleki Deeks'in hayatta olabileceğini düşüneyim.
Ты хочешь представить всё так, будто Кевин жив?
Kevin'ın hayatta olduğunu sanmasını mı istiyorsun?
Хмм. И как ты до сих пор жив?
Hala nasıl hayattasın?
ѕоскольку ты до сих пор жив, € могу лишь догадыватьс €, что же случилось с јрло.
Hâlâ hayatta olduğuna göre, sanırım Arlo'ya ne olduğunu tahmin edebilirim.
Я прошу тебя, как твоя мать, которая хочет, чтобы ты остался жив, никогда не возвращайся в Рен Мар или куда-нибудь в Сан-Диего, или в Мексику, возможно, в Лос-Анджелес тоже не стоит.
Annen olarak senden isteğim, kiminle yaşayacaksan,... Ren Mar'da olmasın veya yakınında bir yerde,... ya da San Diego bölgesinde ya da Meksika'da da. Muhtemelen Los Angeles'ta da.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]