English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Russian → Turkish / [ Я ] / Я пойду с ним

Я пойду с ним translate Turkish

179 parallel translation
- Я пойду с ним.
- Onunla gidiyorum.
Я пойду с ним, сэр.
Onunla gideceğim, efendim.
Я пойду с ним.
Onunla ben giderim.
Должна сказать одну вещь..... если будет идти мужчина с бутылкой виски... боюсь, я пойду с ним.
Sana bir şey söylemeliyim. Ellilik viskiyle bir adam çıkıp gelirse... korkarım onunla giderim.
Тогда я пойду с ним.
O zaman onunla, ben gidiyorum.
Я пойду с ним.
Ben ilgilenirim.
- Со мной. Я пойду с ним.
- Benimle.
Куда он ни пойдет, я пойду с ним.
Küçük velet nereye giderse, ben de onunla gideceğim.
Я пойду с ним.
- Evet, yaparım. Onunla konuşmak istiyorum.
Денни, думаю, это я пойду с ним.
- Denny, galiba ben de ona katılacağım.
Эллиотт сказал мне, что если я пойду с ним... что я не смогу больше увидеть её... что я даже не смогу позвонить ей.
Elliot bana eğer onunla gidersem annemi bir daha göremeyeceğimi hatta onu telefonla arayamayacağımı....... söyledi.
- Я пойду с ним в школу на танцы.
- Cuma ne olacak? Beni okul dansına götürecek.
Я ходила в спортзал поговорить с Кейси и он сказал, что ты сдашь только если я пойду с ним на свидание.
Casey'le konuşmak için spor salonuna gittim, ve seni geçirmesinin tek yolunun benimle bir randevu olduğunu söyledi.
Я пойду с ним.
Onunla gidiyorum.
Доктор, я пойду с ним и точка.
Doktor, onunla gidiyorum ve konu kapandı.
Ничего, если я пойду с ним на свидание?
Onunla çıkmamın senin için mahsuru var mı?
- Я пойду, поговорю с ним. - Да, пожалуйста.
- Gidip bakacağım.
Оставайся с ним, а я пойду привяжу веревку к машине.
Sen burda dur. Ben yukarı çıkıp ipi arabaya bağlayacağım.
Извините, ребята, я пойду и поздороваюсь с ним.
Afedersiniz çocuklar, gidip merhaba demeliyim.
Раз уж я проснулся, то пойду с ним.
- Bekle, ben de seninle geleceğim..
Я пойду за ним даже и в церковь и там буду драться с ним
Gerekirse onu kiliseye kadar takip eder, orada meydan okurum.
Я не пойду с ним - он потеет, воняет и ничего не может!
Terliyor, kokuyor ve beceremiyor. - Kapa o orospu çeneni!
- Я не пойду с ним!
- Onunla gitmiyorum!
Я пойду, сяду рядом с ним.
Onunla oturacağım.
Нет, с ним пойду я.
Hayır, ben gideceğim onunla.
Я лучше пойду посмотрю, все ли с ним в порядке.
Onun iyi olup olmadığına bakmaya gidiyorum.
Я сказала, что не пойду с ним танцевать, будь он единственным мужчиной в Меритоне!
Meryton'da kalan son erkek olsa bile onunla dans etmezdim.
Да, я пойду поговорю с ним.
Evet. Onunla konuşacağım.
- Я пойду с ним.
Ben de onunla gidiyorum.
Я с ним никуда не пойду.
Onunla çıkmayacağım.
Я пойду поговорю с ним.
- Doğru.
Вот, вот. Давай я пойду поговорю с ним.
Şimdi burada, burada, bırak onunla konuşayım, tamam mı?
Я пойду прогуляюсь с ним.
Onu gezintiye çıkaracağım.
Я зайду сверху. Потом резко приторможу и вернусь с ним по дуге.
Pas geçecek gibi yaklaşıp ani sert frenle yay çizip onu yakalayacağım.
Не возражаешь, если я пойду выпить с ним?
Bu delikanlıyla içki içmeye gidebilir miyim?
Хорошо, дай мне закончить с этим, и я пойду помирюсь с ним.
Tamam, şunu beraber yerine koyalım ve yukarı çıkıp barış için biraz uğraşıyım.
Я не пойду с ним на концерт. Но я думала, вы договорились.
- Ama plan yapmışsınız.
Но, несмотря на всю эту ужасную боль, которую мы оба пережили, и которая будет продолжаться, пока мы будем находиться рядом, если ты очень хочешь - я пойду на концерт Боуи с ним.
Ama çektiğimiz ve birlikte bir gece daha geçirirsek çekeceğimiz bu korkunç acıya rağmen, Bowie konserine gitmemi istersen giderim. - Bunları söylemen benim için çok anlamlı.
- Я пойду поговорю с ним.
- Onunla konuşacağım.
Нет, может, я снова пойду с ним на свидание.
Aslında onunla tekrar çıkmayı düşünüyorum.
Я пойду маршем на Боба и поговорю с ним.
Marş marş deyip Bob ile konuşacağım.
Я пойду поговорю с ним.
Hemen gidip onunla konuşacağım.
Я сейчас пойду и поговорю с ним.
Ona söylemeye gidiyorum.
Ну, думаю, я пойду поговорю с ним.
Sanırım gidip onunla konuşacağım.
Ладно, попрощайся с ним. А я пойду пока поставлю чайник.
Sen vedanı et, ben de kendime kahve alayım.
Я думаю, что пойду с ним.
Sanırım onunla gideceğim.
И я не пойду с ним разговаривать.
Onunla konuşmayacağım.
Хорошо, я пойду поговорю с ним.
Onunla konuşacağım.
- Я пойду и поговорю с ним
Gidip onunla konuşacağım.
Я закончу с этим. Пойду, и поговорю с ним.
- Bu benim olayım, gidip onunla konuşacağım.
Я пойду, посмотрю все ли с ним в порядке.
Gidip iyi mi diye bakacağım.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]