English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ B ] / Ben yürüyeceğim

Ben yürüyeceğim translate English

192 parallel translation
- Ben yürüyeceğim.
- I'll walk.
Ben yürüyeceğim.
I'll walk home.
Ben yürüyeceğim. Senle orda buluşuruz.
I'll walk and meet you there.
Ben yürüyeceğim.
All right.
Eşeği eve götür, ben yürüyeceğim
Take the donkey home, I'll walk.
Gidin siz, ben yürüyeceğim.
Go, I'll go on foot.
- Bak ben ne diyeceğim, ben yürüyeceğim.
- I'll tell you what, I'll walk.
Ben yürüyeceğim.
I'll... I'll walk.
Ben yürüyeceğim.
I'll walk. It's all right.
Sen devam et, ben yürüyeceğim.
You drive on, I'll walk.
Ben yürüyeceğim sen sürmeye devam et. Sonra görüşürüz. - Tamam!
- I'll walk, you drive and I'll see you later!
- Hayrı sağ ol, ben yürüyeceğim.
No, thanks. I'm gonna walk around for a while.
Ben yürüyeceğim.
I will walk.
Siz gidin Reis, ben yürüyeceğim.
Go ahead Captain. I'll walk.
- Ben yürüyeceğim!
- I'll walk a bit.
Ben yürüyeceğim.
Good day.
Ben yürüyeceğim.
I know I will.
Ben yürüyeceğim.
I'm walking.
Beni kafana takma. Her zaman söylerim, herkes kararında özgür olmalı. Ben yürüyeceğim.
Don't worry about me I've always said everyone must be free to decide I'll just keep walking, That will make it easier for you to decide
Şimdi ben sanırım dışarı çıkıp biraz yürüyeceğim.
And now, I... think I'll just go out for a little walk.
Siz gidebilirsiniz, ben eve yürüyeceğim.
You can go back and book off... I'm walking home.
Her ihtimale karşı ben yarım mil kadar yürüyeceğim.
I'm gonna walk up about half a mile, just in case.
Ben çıkıp yürüyeceğim... yalnız.
I'm going out for a walk - alone.
Huxley yürüdükçe ben de yürüyeceğim.
I'm going to keep on my feet as long as Huxley does.
Ben tek başıma yürüyeceğim.
I'll walk alone.
Ben yürüyeceğim!
croak here or walk.
Ben de seninle yürüyeceğim.
I'll walk with you.
Ben eve kadar yürüyeceğim.
I'll walk home.
Ben biraz yürüyeceğim.
I'm going for a walk.
- Ben biraz yürüyeceğim.
- I'm going for a walk.
Ben biraz yürüyeceğim.
I'm gonna take a walk.
Ben, ölümün gölgesinde vadi boyunca yürüyeceğim.
I shall walk through the Valley of the Shadow of Death.
Ben burada inip yürüyeceğim.
I'll get out here and walk.
Ben burada bir daire şeklinde yürüyeceğim.
I'm going to walk here round in a circle.
Ben de bu gün böyle yürüdüysem, yarın da bu şekilde yürüyeceğim.
So today, I walked like this and tomorrow, I'm gonna walk like this.
Ben bir süre yürüyeceğim.
I'M JUST GOING TO WALK FOR A WHILE.
Ben yürüyeceğim.
Go on.
- Sanırım ben biraz yürüyeceğim.
- I think I'll take a walk.
Ben biraz yürüyeceğim.
I'm gonna walk a while.
Ben biraz yürüyeceğim.
I'm going out.
- Ben, yürüyeceğim.
THANK YOU.
Ben biraz yürüyeceğim.
I'm going for a little walk.
Ben çıkıp trafiğin içinde körü körüne yürüyeceğim.
I'm going to go outside and walk blindly in traffic.
Sanırım... ben... biraz yürüyeceğim.
I... think I'll... just take a walk.
Tatlım, ben Slippery'e doğru yürüyeceğim.
Sweetheart, I'm going to walk down to Slippery's.
Ben biraz yürüyeceğim.
I'll just take a stroll.
Ben bu tarafa doğru yürüyeceğim, siz de beni takip edin.
I move this way, and you follow me.
Ben Baltimore yürüyeceğim.
I'll accompany him to Baltimore.
Galiba ben biraz yürüyeceğim
- I think I'm gonna walk.
Ben... Ben yabancıyla yürüyeceğim efendim.
I... I'll walk with the stranger, sir.
Ben biraz yürüyeceğim.
I'll go for a walk.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]