Bir anlaşmamız var translate Spanish
370 parallel translation
Yapılacak bir anlaşmamız var.
Vamos, Pequeño, tenemos que ajustar cuentas. Vamos.
Yeni bir anlaşmamız var, bir sürü heyecan yaşadık ve bu gece kasabaya gidiyoruz, sadece ikimiz.
Tienes un contrato nuevo, nos hemos divertido, y vamos a salir esta noche, solos tú y yo.
- Bir anlaşmamız var.
- Tenemos un pacto.
Bizim bir anlaşmamız var.
Hemos hecho un trato.
- Komiser ile olan bir anlaşmamız var!
- No me vengas- -
- Bak, bir anlaşmamız var.
- Mire, hicimos un trato.
Bir anlaşmamız var.
Hicimos un contrato.
Aşikaga'daki patron Shotaro ile bir anlaşmamız var.
Tenemos un acuerdo con el jefe Shotaro de Ashikaga.
Umarım Morgan Allen'in aptallığı yüzünden bizi suçlamıyorsunuzdur... çünkü onun dışındaki bizlerin sizinle bir anlaşmamız var.
Espero que no nos culpe a todos por la estupidez de Allen. El resto de nosotros tenemos un acuerdo con usted.
Aslında, üretici firma ile şöyle bir anlaşmamız var.
En realidad, tenemos un acuerdo con el fabricante.
Bizim bir anlaşmamız var.
En realidad estamos de acuerdo.
- Bir anlaşmamız var Bay Beddoe.
- Tenemos un trato, Sr. Beddoe.
- Sanırım bir anlaşmamız var. Sanırım.
- Supongo que tenemos un trato, ¿ no?
- Başka bir anlaşmamız var.
- Hicimos un trato con otra persona.
Bir anlaşmamız var :
Tenemos un trato :
Ne olmuş yani, bizim bir anlaşmamız var?
¿ Qué, de acuerdo?
Bizim Çinlilerle bir anlaşmamız var.
Tenemos un acuerdo, un tratado con los chinos.
Bir anlaşmamız var Bay Dalton.
- ¿ Ahí entra usted? Yo tengo un avión.
Bir anlaşmamız var. O benim yaşamımı izliyor, ben de onun ruhunu.
Tenemos un trato él cuida de mi seguridad y yo cuido de su alma.
Bu gece The Bay'da bir anlaşmamız var.
He organizado un encuentro con Shing esta noche en la Bahía Surf.
Çünkü bir anlaşmamız var.
Hicimos un trato.
Bunu önledik ve yapılacak bir anlaşmamız var.
Hemos contenido el mal y tenemos un acuerdo sobre la mesa.
Bizim bir anlaşmamız var.
Tenemos un acuerdo.
- Doğulularla bir anlaşmamız var. - Paralarını aldık.
Tenemos un trato y el dinero de los chinos.
Maalesef komutanınız Ashley-Pitt ve benim bir anlaşmamız var. Korkarım sizi kurşuna dizilmek üzere geri yollayacağım.
Desafortunadamente, su oficial comandante Ashley-Pitt y yo tenemos un acuerdo y me temo que serán enviados de vuelta para disfrutar la fiesta de fusilamiento.
Bizim de Cardassianlarla sorunlarımız oldu. Ama şimdi bir anlaşmamız var, ve yardım edebilecek pozisyondayız.
Hemos tenido problemas con los cardassianos, pero ahora que tenemos un tratado, queremos ayudar.
- Bir anlaşmamız var.
- Tenemos un trato.
Tony Taylor ve benim bir anlaşmamız var.
Toni Taylor y yo tenemos un trato.
Seninle bir anlaşmamız var.
- Tengo un contrato contigo. - Sí.
Bir anlaşmamız var ve onu yerine getireceğim.
- Sí, sí. Tenemos un contrato y prometo que lo cumpliré.
Bir anlaşmamız var, unuttun mu?
Oye, tenemos un trato, ¿ recuerdas?
- Gerçekten bir anlaşmamız var.
- Tenemos un acuerdo, sin duda.
Konsey ile bir anlaşmamız var. Onlar, hükümetin işine karışmazlar, bizde ruhani meselelere. Bu anlaşmanın üzerinden yüzyıllar geçti ve şu ana kadar gayet iyi işledi.
El Consejo no se mete en los asuntos del gobierno y nosotros no nos metemos en los asuntos espirituales.
Bir anlaşmamız var.
Tenemos un trato.
Bir anlaşmamız var.
Teníamos un acuerdo.
- Şimdi hatırla... bir anlaşmamız var, değil mi?
Ahora recuerda, tenemos un trato, ¿ verdad?
- Hayır... bizim bir anlaşmamız var.
- Tiene miedo. No, tenemos un acuerdo.
Malthus ve benim bir anlaşmamız var.
Pero como acabo de explicar, Malthus y yo tenemos un acuerdo.
Sizinle bir anlaşmamız var.
¿ Qué pasa? Tenemos un acuerdo.
- Şimdi yeni bir anlaşmamız var.
- Ahora hay un nuevo trato.
Neden olsun ki? Onlarla bir anlaşmamız var.
¿ Por qué deberia haberlas?
O zaman artık senle bir anlaşmamız var.
Entonces tenemos un acuerdo.
Önemsiz. Bizim, bir anlaşmamız var.
Irrelevante, tenemos un acuerdo.
Bir anlaşmamız var.
- Estamos de acuerdo.
Bir anlaşmamız var.
Tenemos un acuerdo.
Ve bizim de Stalin'le bir barış anlaşmamız var.
Así es. Y tenemos una alianza con Stalin prácticamente cosida.
Bizim anlaşmamız için sizin sadece yarım bir 100 dolara ihtiyacınız var.
Sólo necesita un medio billete de 100 dólares y trato hecho.
Bir anlaşmamız var.
Hemos llegado un acuerdo.
Sözlü bir anlaşmamız, karşılıklı bir anlayışımız var.
Toda la costa de Alaska es vulnerable.
Eğer iş yapmak istiyorsan ki seninle bir iş anlaşmamız var. Bu iyi değil.
Esta no es forma de hacer negocios.
- Onunla bir anlaşmamız var. - Fletcher ile mi?
Hicimos un trato.
bir anlaşmamız vardı 48
anlaşmamız vardı 26
vardı 193
varoş 16
vargas 68
vardır 53
varmış 24
var mı 248
var mısın 123
var ya 32
anlaşmamız vardı 26
vardı 193
varoş 16
vargas 68
vardır 53
varmış 24
var mı 248
var mısın 123
var ya 32
varsın 16
varım 207
var mısın yok musun 30
varsa 36
vardık 38
varenka 16
var tabii 24
varşova 132
var mıydı 25
varyemez amca 23
varım 207
var mısın yok musun 30
varsa 36
vardık 38
varenka 16
var tabii 24
varşova 132
var mıydı 25
varyemez amca 23
var efendim 22
varsayalım ki 19
varvara vasilyevna 23
bir ay sonra 33
bir anda 56
bir adam var 42
bir avukat 38
bir alman 26
bir ara 40
bir ay 77
varsayalım ki 19
varvara vasilyevna 23
bir ay sonra 33
bir anda 56
bir adam var 42
bir avukat 38
bir alman 26
bir ara 40
bir ay 77
bir an 49
bir at 67
bir arkadaşım var 42
bir adam 202
bir aptal 17
bir ay önce 34
bir araba 43
bir an önce 40
bir ailem var 30
bir ay içinde 20
bir at 67
bir arkadaşım var 42
bir adam 202
bir aptal 17
bir ay önce 34
bir araba 43
bir an önce 40
bir ailem var 30
bir ay içinde 20