Düşündüm translate Spanish
45,883 parallel translation
Angor'un gözüyle işin bittikten sonra Gunmar'ınkini kullanabileceğini düşündüm.
Pensé que podías usar el ojo de Gunmar como usaste el de Angor.
Önceleri deneyimlediğim duyusal bağlantının binayla ilgili olduğunu düşündüm.
Al principio creí que la conexión sensate que experimentaba tenía que ver con el edificio.
Evet, bu ı düşündüm.
Sí, eso es lo que yo pensaba.
Düşündüm de, bir kaleciye meydan okuyabilir..
Un reto para un portero, me imagino
Sorun olmadığını düşündüm.
Dijiste que no querías problemas.
Senin olabileceğini düşündüm.
Supuse que vendría usted.
Augustus'un en sevdiğim şarkısını bitirebileceğimizi düşündüm.
Pensé que podíamos acabar con la canción favorita de Augustus.
Bir daha düşündüm de kendini şanslı say.
Pensándolo bien, considérate afortunado.
Onu mezarlıktan dönerken gördüm ve boş bir evin önünde oturmaktan daha iyidir diye düşündüm.
La vi volviendo del cementerio y pensé que era mejor que estar sentado frente a una casa vacía.
Sonra düşündüm ki bu Francie'nin özel günü. Ve abisinin beni bundan uzaklaştırmasına izin vermemem gerektiğine karar verdim.
Este es el día de Francie, y no dejaré de venir por su hermano.
Parti verirsem gelirsin diye düşündüm.
Supuse que si hacía una fiesta, tú vendrías.
Hayatımı iyice düşündüm.
Pensé en mi vida.
Bir çocuk daha gelince Rachel ile Miguel'in yardıma ihtiyacı olabileceğini düşündüm.
Y con el nuevo bebé en camino pensé que Rachel y Miguel podrían necesitar ayuda.
Bilmiyorum, ama... Ben düşündüm ki...
No sé, pero... pensé que...
Örtbas edebileceğini düşündüm.
Pensé que podía cubrirlo.
Bunu yapmadıklarını düşündüm.
Me di cuenta de que no lo hicieron.
Elimizdekileri ele güne sergilemek için iyi bir dönem olmadığını düşündüm.
Pensé que no fuera un buen momento para hacer alarde de lo que tenemos.
O gelmeden biraz temizlik yapsam fena olmaz diye düşündüm.
Sólo pensé en hacer un poco de limpieza antes de que ella llegue aquí.
Hapishanedeyken hep ne düşündüm, biliyor musun?
¿ Sabes lo que pensaba cuando estaba en prisión?
Beni yakıp kavuracağını düşündüm.
Temía que me consumiera.
Hayatımın sonuna kadar onunla olacağımı düşündüm. O öldü.
Y pensé que pasaría toda mi vida con él, pero murió.
Beni kandırdığını düşündüm.
Pensé que me había engañado.
Diğerlerinden daha iyisini yapabileceğimi düşündüm.
Pensé que podría hacerlo mejor que los demás.
Montclair'e girmeden 30 dakika önce düşündüm.
Pensé que tal vez 30 minutos antes de entrar en Montclair's.
Belki beni yeniden takıma alırsınız diye düşündüm.
Quería reincorporarme al equipo.
Bahçe onun için doğru yer olur diye düşündüm.
Me pareció que el jardín era el lugar correcto para ella.
Babam gittiğinde sana anlatacağım. Bir daha asla seks yapmayacağımı düşündüm.
Cuando tu papá se fue, creí que jamás volvería a tener sexo.
Beni canlı canlı yiyebilecekleri gerçeği aklıma geldi ve ben de bu riski almaya değer diye düşündüm.
Pensé en ser comido vivo y dije : "Sí, vale la pena".
Senin gibiler benzer çevrelerdendir diye düşündüm.
Los de tu tipo se mueven en los mismos círculos.
Kurusıkı kullanırız diye düşündüm.
Decidí que vamos a usar balas de fogueo.
Gerçekten sadece seni düşündüm Ilginizi çekebilir Brunch'da bulduğum bir şey.
Realmente sólo pensé que podrías estar... interesado en algo que capte en el almuerzo.
Benim gibi bir adamla konuşmak istemeyeceğini düşündüm ama
Creí que no querrías hablar con un tipo como yo, pero...
Sabah, parayla gittiğinde çıldırdım, ama aynı zamanda düşündüm ki :
En la mañana, cuando te fuiste con mi dinero estaba furioso, pero también pensé :
O yüzden gelmeliyim diye düşündüm.
Así que pensé venir...
Bir isim düşündüm.
Se me ocurrió un título.
Deneyebileceğimiz bir danışman tanıyor ve düşündüm ki belki sende bize katılmak istersin.
Él conoce a un consejero que podríamos intentar, y... Pensé que podrías unirte a nosotros.
Yaşadıklarından sonra, senin bir baba gibi davranamayacağını düşündüm.
Después de lo que has pasado, no pensé que pudieras Manejar a un padre ahora mismo.
Sonra düşündüm ki seninle bu geziye gelirsem, eğlenebilirim ve eğlenceli olabilir. Bir şekilde o geri döner ama...
Por eso pensé que si me fuera de viaje contigo y que me lo pasara bien y le mostrara que soy divertida él volvería conmigo pero...
Ben yasadışı olduğunu düşündüm su kirliliğinden.
Creía que estaba prohibido echar cebo al agua.
Beni yakalayacağını düşündüm bir an.
Creía que me iba a pillar.
Ben düşündüm ki...
Creía que me iba a morir.
Kate, ah, Kate Öldüğünü düşündüm.
Ay, Kate, ay, Kate, creía que te habías muerto.
- Çünkü düşündüm ki...
- Porque creo que...
Ve düşündüm ki belki beraber gitmek istersin.
Y quería saber si querías ir juntos.
Rica etsem dolaptan masa örtüsünü alıp sehpanın üzerine serer misin? Hediye ve tebrik kartlarını oraya koyarız diye düşündüm.
¿ Puedes... darme el camino de mesa del armario del pasillo, y... ponlo en la mesa lateral.
Dünyanın sonun da bir yemek yani son bir yemek iyi olurdiye düşündüm.
- Fin del mundo, yo pido comida. - La última comida será preparada.
- Ama sonra düşündüm.
- Pero luego empecé a pensar.
Düşündüm.
De acuerdo.
Biliyor musun bi ara tekrar bir araya geliyoruz diye düşündüm.
Sabes que hubo un tiempo en que pensé que estábamos en camino de volver a estar juntos.
Belki artık beni istemezsin diye düşündüm.
Pensé que quizás ya no me querrías.
Kesinlikle böyle düşündüm.
Es justo lo que creía.
düşündüm de 330
düşündüm ki 259
düşünüyorum 297
düşünüyorsun 44
düşün 451
düşünün 108
düşüneceğim 105
düşünmüyorum 81
düşünceler 16
düşünmek 24
düşündüm ki 259
düşünüyorum 297
düşünüyorsun 44
düşün 451
düşünün 108
düşüneceğim 105
düşünmüyorum 81
düşünceler 16
düşünmek 24
düşünmedim 36
düşünemiyorum 69
düşünceli 20
düşünme 63
düşünürüm 38
düşünüyor 23
düşüneyim 58
düşünmeliyim 39
düşünmem lazım 60
düşününce 41
düşünemiyorum 69
düşünceli 20
düşünme 63
düşünürüm 38
düşünüyor 23
düşüneyim 58
düşünmeliyim 39
düşünmem lazım 60
düşününce 41