Düşünmem lazım translate Spanish
419 parallel translation
Düşünmem lazım.
Tendría que pensarlo.
Şimdi biraz düşünmem lazım.
Aquí hace falta pensar un poco.
Düşünmem lazım.
Déjame pensar.
Biraz düşünmem lazım.
A ver, déjeme pensar...
Düşünmem lazım, plan yapmam, savaşmam lazım.
Tengo que pensar que planear... que luchar!
Düşünmem lazım.
Tengo que pensar.
Bilmiyorum. Bunu bir düşünmem lazım.
Tengo que pensarlo.
Birşey diyemem, Zeb. Bunu düşünmem lazım.
No sé qué hacer, Zeke, tengo que pensarlo.
Bunu düşünmem lazım.
Me gustaría pensar en esto.
Düşünmem lazım.
Muy bien, señor. Estamos a su disposición.
Düşünmem lazım.
Tengo que pensarlo.
Bunu düşünmem lazım.
Tengo que pensarlo.
Biraz düşünmem lazım.
Me gusta pensar a solas.
Diğer bir deyişle tuzağa düşmeyi düşünmem lazım.
En otras palabras, quieres atraparme.
Adamlarımı düşünmem lazım.
Debo pensar en mis hombres.
Düşünmem lazım.
Debo reflexionar.
- Benim düşünmem lazım.
- Lo estoy pensando.
Ne demek düşünmem lazım?
- ¿ Qué tiene que pensar?
O konuyu düşünmem lazım. Aferin!
- Debo pensarlo.
Biraz düşünmem lazım.
Estoy sorprendida. Requiere reflexión.
Üzerinde düşünmem lazım.
Quisiera algún tiempo para pensarlo.
Düşünmem lazım.
Lo meditaré.
- Düşünmem lazım.
- Debo reflexionar sobre ello.
Bir şey düşünmem lazım. Ya?
Necesito pensar.
Bunu yeni baştan düşünmem lazım.
Debo replantearme las cosas.
Bekle, düşünmem lazım.
Espera, tengo que pensar.
Bunu düşünmem lazım.
Y eso es algo que no puedo ignorar.
Gitme tarihi konusunu düşünmem lazım.
Tengo que pensarme las fechas.
Biraz daha düşünmem lazım.
Necesito pensarlo bien.
Birkaç gün düşünmem lazım, bu büyük bir karar.
Me gustaría tener unos días para pensarlo, porque es una decisión importante.
Düşünmem lazım.
Todavía tengo que pensarlo un poco más.
Bilmiyorum. Düşünmem lazım.
Tendré que pensármelo.
Hayatım hakkında düşünmem lazım.
Tengo que pensar en mí, en MI vida.
- Düşünmem lazım.
Déjeme pensar.
Bunun üzerinde daha fazla düşünmem lazım.
Debo pensarlo un poco más.
İşimi düşünmem lazım.
Tengo trabajo en que pensar.
Evet, düşünmem lazım ve arkadaşımla konuşmam gerek.
Déjame hablarlo con mi amiga.
Şimdi, bayan, bunu biraz düşünmem lazım.
Bueno, señorita, me lo tendré que pensar.
Bir gün gerçekten düşünmem lazım. " Gee, F.D.R, yardımıma ihtiyacı var.
Y un día pensé que Roosevelt necesitaba mi ayuda.
Affedersiniz ama henüz kararımı vermiş değilim... teklifinizi biraz düşünmem lazım.
Si supieran hacerlo, estarían sobre aviso, y eso es lo que no ocurre. Los hay que lo llevan escrito en la cara, pero no todos.
Düşünmem lazım.
Tendré que pensármelo.
Oh, Benim... Benim bunu düşünmem lazım.
Lo pensaré.
Düşünmem lazım, Phil.
Déjame pensarlo, Phil.
Düşünmem lazım.
Necesito tiempo para pensar.
Bilmiyorum. Bunu düşünmem lazım.
No sé, tengo que pensarlo.
Düşünmem lazım.
- Está bien, piénsalo. - Esta noche hay un concierto.
Düşünmem için zaman vermeniz lazım.
Si quieres que lo piense, dame tiempo.
- Biraz düşünmem lazım.
- Debo pensarlo.
Düşünmem lazım.
Debo pensarlo.
Pekala, düşünmem için zaman lazım.
Necesito tiempo para pensar.
Bu konuda nasıl düşünmem gerektiğini bilmem lazım.
Necesito saber qué pensar sobre esto.
lazım 25
düşündüm 122
düşünüyorum 297
düşünüyorsun 44
düşün 451
düşünün 108
düşüneceğim 105
düşünmüyorum 81
düşünceler 16
düşünmek 24
düşündüm 122
düşünüyorum 297
düşünüyorsun 44
düşün 451
düşünün 108
düşüneceğim 105
düşünmüyorum 81
düşünceler 16
düşünmek 24
düşünmedim 36
düşünemiyorum 69
düşünceli 20
düşünme 63
düşünürüm 38
düşünüyor 23
düşüneyim 58
düşünmeliyim 39
düşünüyordum 129
düşününce 41
düşünemiyorum 69
düşünceli 20
düşünme 63
düşünürüm 38
düşünüyor 23
düşüneyim 58
düşünmeliyim 39
düşünüyordum 129
düşününce 41
düşünüyorum ki 20
düşünüyor musun 27
düşünsenize 76
düşünsene 342
düşünüyorum da 210
düşündüm de 330
düşündüğüm gibi 49
düşün bunu 33
düşündüm ki 259
düşün bakalım 35
düşünüyor musun 27
düşünsenize 76
düşünsene 342
düşünüyorum da 210
düşündüm de 330
düşündüğüm gibi 49
düşün bunu 33
düşündüm ki 259
düşün bakalım 35