Harika bir iş translate French
1,282 parallel translation
- Harika bir iş becermişsin.
- Tu t'es drôlement bien débrouillée.
Ya, o kadar harika bir iş çıkardım ki, röportaj yaptığım adam beni dışarı attı.
J'ai même réussi à me faire jeter!
- Harika bir iş çıkardın.
- Bon boulot.
Harika bir iş millet.
Du bon boulot, les gars.
Harika bir iş!
Travail fantastique!
- Harika bir iş yapmışsın.
- Bien joué le coup de la Brinks, Gerry!
Harika bir iş çıkardı.
Elle a fait un sacré boulot.
son 16 yıldır burada harika bir iş yaptın.
Tu as fait un boulot incroyable pour le casino durant les 16 dernières années.
"Dünyanın en lezzetli kahvesi" Harika bir iş.
"La meilleure tasse de café du monde." Vous avez fait du bon boulot.
Harika bir iş çıkartmışsınız.
Vous faites du bon boulot.
Gerçekten çok etkilendim. Harika bir iş başlarmışsınız.
Je dois reconnaître que vous avez fait un sacré boulot.
- Yani dahice. Harika bir iş.
Beau travail.
Dr. Weaver ihtiyaçlarınızı belirtmede harika bir iş çıkardı.
Dr Weaver a fait du bon travail pour exprimer vos nécessités.
Dr. Phlox harika bir iş çıkarmış. Bizim barbar olduğumuzu düşünmüş olmalısın.
Tout ce que l'humanité a accompli, construire des vaisseaux comme celui-ci, voyager vers d'autres mondes, et nous sommes toujours à nous tirer dessus là en bas.
Açıkcası, bana göre Lucas'ı büyüterek harika bir iş yapmışşın.
Franchement, j'ai l'impression que vous avez merveilleusement bien élevé Lucas.
- Sağ ol. Bunu düzenlemekle harika bir iş yaptın.
Vous avez tout organisé à merveille.
- Harika bir iş!
Quel boulot génial!
Harika bir iş çıkarmışsın.
C'est du bon boulot.
Ruth, bu harika bir iş.
C'est de l'excellent travail.
Bunlar mı? Bence harika bir iş gerçekleştiriyorlar.
Elles font des miracles.
Harika bir iş çıkardın.
Tu as été fantastique là-dedans.
Gel buraya. Harika bir iş başardın!
Viens là, t'as fais du bon boulot.
Harika bir iş olmadığını biliyorum, iyi bir iş bile değil -
Ce n'est pas un très bon emploi, je sais...
- Harika bir iş çıkarıyorsunuz.
- Vous faites du bon boulot.
Ve anlattın. Rosie, harika bir iş çıkardın.
Et tu as été parfaite.
Resim yapıyorsun ve harika bir iş çıkarıyorsun.
Vous peignez. Et c'est excellent.
Harika bir iş çıkarmışsın ve hiçbir yara da almamışsın.
Tu les sauves, et ils diminuent ton salaire!
Her neyse... Burada harika bir iş çıkaracağına eminim.
De toute façon... je suis sûr que tu réussiras bien ici.
Florida'da harika bir iş aldı.
Il a trouvé un super job en Floride.
Harika bir iş başardın.
Tu as fait du bon boulot.
Çünkü harika bir iş başardın.
Tu viens de me rendre un putain de service.
- Dr. Dorfman harika bir iş çıkardı.
- Le Dr Dorfman est un magicien.
Bugün harika bir iş çıkardınız.
Vous avez fait du bon travail, aujourd'hui.
Luther evde harika bir iş çıkarmamış mı?
Luther a illuminé la maison.
Harika bir iş yapıyorsun.
Tu fais du super travail.
Teşekkürler. Harika bir iş çıkardın.
C'est du bon travail.
Harika bir iş ilişkimiz, evet.
Une belle relation de travail, oui.
Harika bir iş başadık, öyle değil mi yoldaşlar?
On a fait du bon travail. Pas vrai, camarades?
Kütüphanecilik zaten... harika bir iş.
Maman, tu ne comprends pas. Bibliothécaire, c'est un travail formidable.
AB'nin harika bir iş yaptığını düşünüyorum.
Je pense que l'U.E. A fait un travail magnifique :
Çok teşekkür ederim. Bana harika bir iş yapma fırsatı verdin.
Grâce à vous, j'ai pu faire un boulot qui en valait vraiment la peine.
Yani, benim gibi sıradan biri için harika ama senin için sadece bir iş.
Je-Je veux dire, cool pour les personnes comme moi, mais pour toi, je devine quel travail cela demande.
Kongre üyesi ve Harvard mezunu harika bir kadınla bir iş.
Je vais travailler pour une politicienne... qui était à Harvard.
- Bu iş için harika bir açı var!
Priscilla.
Yarın, hepsi bitince, herkese benim için hoşçakal de, ve onlarla çalışmanın ne kadar büyük bir onur olduğunu ve ne kadar harika bir iş çıkardıklarını düşündüğümü söyle, herkese.
que ce fut un honneur pour moi de travailler avec eux et qu'ils ont fait du bon boulot.
Evet, o bir aktör, ve harika iş çıkarıyor.
Oui, il est acteur et il fait un boulot splendide.
Harika bir iş çıkardınız.
Vous avez tous fait un excellent travail.
Harika, kendisi bütün gün para sayarken bana iş yaptırıp emredecek gösterişçi bir özel doktor daha.
Un autre docteur privé prétentieux qui va me donner des ordres et compter son argent.
Bu harika. Yabancı bir gezegende, bir Goa'uld piramidinde gizli gizli iş yapmak.
J'adore me balader avec vous dans une pyramide goa'uld sur une autre planète.
İş için harika bir yer.
C'est super pour travailler.
Yayıncılık is inde talihsiz bir zamana denk geldi harika bir kitap sahipsiz kaldı.
On est de plus en plus confronté à ce triste cas de figure : Un livre fabuleux sans famille d'accueil.
harika bir adam 26
harika bir gün 57
harika bir kız 40
harika biri 117
harika bir kadın 31
harika bir yer 43
harika bir duygu 21
harika bir haber 41
harika bir fikrim var 73
harika bir hikaye 23
harika bir gün 57
harika bir kız 40
harika biri 117
harika bir kadın 31
harika bir yer 43
harika bir duygu 21
harika bir haber 41
harika bir fikrim var 73
harika bir hikaye 23
harika bir haberim var 16
harika bir şey 123
harika bir parti 25
harika bir fikir 163
harika bir şey bu 19
harika biridir 26
harika bir çocuk 27
harika bir akşamdı 18
bir isim 33
bir işim çıktı 20
harika bir şey 123
harika bir parti 25
harika bir fikir 163
harika bir şey bu 19
harika biridir 26
harika bir çocuk 27
harika bir akşamdı 18
bir isim 33
bir işim çıktı 20
bir işim var 34
bir iş buldum 29
bir işe yaramaz 50
bir iş 43
işte 8558
iste 115
işin 35
islam 17
isis 37
isabel 128
bir iş buldum 29
bir işe yaramaz 50
bir iş 43
işte 8558
iste 115
işin 35
islam 17
isis 37
isabel 128
isabelle 104
işini 16
istemiyorum 1125
isaiah 38
işıklar 178
ışıklar 44
istiyorum 518
işte bu 2275
iste bu 21
işte burada 1824
işini 16
istemiyorum 1125
isaiah 38
işıklar 178
ışıklar 44
istiyorum 518
işte bu 2275
iste bu 21
işte burada 1824