English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ H ] / Hayır sağol

Hayır sağol translate French

860 parallel translation
Hayır sağol.
Je n'en ai aucune envie.
- İçki ister misin? - Hayır sağol.
Veux-tu un verre?
- Hayır sağol.
Prends de la confiture.
.Hayır sağol, Owen.
Non, merci, Owen.
Hayır sağol.
Non, merci.
Hayır sağol, partilerle aram iyi değildir.
Non. Je n'aime pas les sorties.
- Hayır sağol.
- Non, merci.
- Hayır sa... Hayır sağol.
- Non, merci.
- Hayır sağol! - Seni sıkmam.
Bien, je n'insiste pas.
"Hayır, sağol."
"Non, merci."
Hayır, sağol dostum. Bugün ayık kalmaya kararlıyım.
Non merci, je dois garder l'esprit clair.
- Hayır, sağol.
- Non, merci.
Hayır, sağol.
Non merci.
Hayır, sağol Horace.
- Bien sûr. Non, merci.
- Biraz duvar tenisi oynayalım mı? - Hayır, sağol.
On fait une partie?
- Hayır, sağol. Gitsek iyi olacak.
- Non, merci, nous partons.
Hayır, sağol.
Non, non, non.
- Hayır, sağol Swana.
- Non, merci, Swana.
- Hayır, hayır. Hayır, sağol. Pek müzik kulağım yoktur.
Je n'entends rien à la musique.
- Hayır, sağol.
- Non.
- Hayır, sağol. Evde bir tane var.
- Merci, j ´ en ai déjà une.
Hayır, sağol.
Non, merci.
Hayır, sağol dostum. Siz gidin.
Non, merci, vieille branche.
Hayır, sağol, Carl.
Non, merci, Carl.
Hayır, sağol. Bu işime gelmez.
Il ne m'irait pas.
- Gelemem, sağol Keyes. - İki zeytinli? - Hayır, sağol.
- Avec deux olives!
Hayır, sağol Lewton.
Non, merci.
Hayır, sağol. Asla bir brendiden fazla içmem ve bazen bu bile fazla oluyor. Ben sadece kahvemi bitireyim.
Non, merci, je ne bois jamais plus d'un cognac, et c'est même parfois trop.
- Hayır, sağol Bob. Az önce yedim.
- Merci, je viens de dîner.
Hayır, sağol Bay Grisby.
Non merci, M. Grisby.
- Müzik dinlemek ister miydin? - Hayır, sağol.
- Tu veux écouter de la musique?
- Çok teşekkürler ama hayır, sağol.
- Non merci. - Merci, mais non merci.
- Azıcık içkiye ne dersin? - Hayır, sağol.
Il faut boire quelque chose pour vous remettre.
Hayır, sağol!
Non, merci.
- Hayır, sağol. Neden? Senin karın olabilir, ama benim de avukatım.
C'est votre femme, mais c'est mon avocat!
- Hayır, sağol. Perde sonrası konuşmalarda olduğu gibi.
Ça me fait penser a ces discours.
Hayır, çok sağol. Sullivan yasasına göre sivillerin ateşli silah taşıması yasaktır.
Merci, mais ce serait violer la Loi de Sullivan pour un civil qui aurait ça.
- Hayır, sağol.
- Pas maintenant. Merci.
Hayır, sağol, kalabalık ederim.
Merci. Je ne veux pas déranger.
- Hayır, sağol. Benden hoşlanmadın, değil mi?
Je ne vous plais pas?
Hayır, sağol paranı sakla.
Non, merci. Gardez votre argent.
- Sigara? - Hayır, sağol.
Une cigarette?
- Hayır, sağol.
Non, merci.
Hayır, sağol.
- Non, merci.
Yeterli cesareti ve hırsı varsa... Yiyecek? Hayır, sağol.
Mais si vous terminez cette chanson, ou n'importe quelle chanson d'ailleurs...
- Ayı yahnisi mi? Hayır sağol.
Non, merci.
"Hayır" demiş kurbağa. "Olmaz, sağol."
"Non", dit la grenouille.
Hayır, sağol.
Non.
Hayır, sağol şimdi değil.
- Non, merci.
- Hayır, sağol, başka bir şey yok.
- Non, ce sera tout.
- Hayır, sağol.
Je n'en veux pas. Pourquoi?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]