English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ O ] / Onu bana bırakın

Onu bana bırakın translate French

121 parallel translation
Ayak bağı konusuna gelince onu bana bırakın.
Et puis, pour vous nourrir, il y a le système Marines!
Onu bana bırakın.
Faites-moi confiance.
Pekala evlat, onu bana bırakın artık.
Bien, les gars, laissez-le-moi.
Onu bana bırakın.
Laissez-moi faire.
Onu bana bırakın.
Laissez-la moi.
Onu bana bırakın!
- Laissez-le-moi!
- Onu bana bırakın, dersini vereyim.
- Laissez-le-moi. Il va comprendre.
Onu bana bırakın, efendim.
Soyez tranquille.
Artık onu bana bırakın.
Attendez dehors.
O tam dişime göre... onu bana bırakın.
C'est à moi de m'occuper de lui. J'en ferai ce que je veux.
Onu bana bırakın.
Laissez-le-moi.
- Onu bana bırakın.
- Laissez-moi faire
Onu bana bırakın.
Je m'en occuperai.
Onu bana bırakın.
Laissez-la moi!
Siz onu bana bırakın. Memphis Güzeli benim işim.
Le Memphis Belle, c'est mon boulot.
Onu bana bırakın demiştin.
"Laissez-le-moi", tu disais.
Onu bana bırakın.
Laissez-Ies-moi!
Onu bana bırakın.
Laissez-le moi.
Onu bana bırakın.
Il est à moi. Vas-y...
Onu bana bırakın böylece sağ salim evinize dönebilirsiniz. Bunu yapamam.
Laissez-le-moi et vous pourrez rentrer sain et sauf.
Onu bana bırakın.
Je m'en occupe.
Onu bana bırakın efendim.
Laissez-moi faire.
Onu bana bırakın
Rendez-la-moi
Onu bana bırakın
Laissez-la-moi
Onu bana bırakın!
Laissez-le moi!
Onu bana bırakın.
Je m'en charge.
O zaman onu bana bırakın.
Alors, je m'en charge.
Gördüğünüz gibi... bu kişisel. Onu bana bırakın.
Comme vous pouvez le voir, c'est aussi une affaire personnelle.
Tanrı askına... Onu bana bırakın.
Au nom de Dieu, confiez-le-moi!
Onu bana bırakın.!
Laissez-la moi!
Siz bana bırakın bu işi, meclise getiririm ben onu.
Laissez, je l'amènerai au Capitole.
Siz onu yakalayın. Burayı temizlemeyi bana bırakın.
Partez à sa recherche.
Onu bana bırakın. Dışarıda bekleyebilirsiniz.
Veuillez sortir et me laisser m'occuper de lui.
Peder, bırak şimdi duyduklarını, bana bunlar nasıl önlenir onu söyle! Aklınla da bir çare bulamazsan bu duruma...
Ne me le dites pas, si dans votre sagesse... vous ne pouvez me prêter aide!
Bırakın beni, onu bana ver...
Rendez-la-moi! Rendez-la-moi!
Bırakın beni, onu bana ver...
Lâchez-moi. Rendez-la-moi!
- Onu bana bırakın.
- Laissez-moi faire.
Onu yalnız bırakırsan, bana karşı zehirlemeyi kesersen yalnız olmasının avantajını kullanmazsan, tekrar birlikte olacağız.
Et on les retrouvera, si vous voulez bien lui ficher la paix et arrêter de le prévenir contre moi et de profiter de sa solitude.
Hayır. Ama eğer benim zıttım olan... kişilerden etkileniyorsa... ben ona yönelirken o bana yönelmiyorsa... ve aşkıma duyduğum inanç yıkılırsa... o halde onu sevmeyi bırakırım.
Non, mais si elle est fondamentalement attirée par des gens qui sont le contraire exact de moi, si elle n'est pas cette fille que je croyais faite pour moi, comme je me crois fait pour elle,
- Bana ne, rahat bırakın onu.
Je m'en fous.
Onu kimse öldürmesin. Bana bırakın.
Personne d'autre que moi ne le tue.
Onu siz bana bırakın.
Laissez-moi l'analyser.
Çünkü bana yalan söyler ve onu yüz üstü bırakırsan... East River'da biraz dip dalışı yapmak zorunda kalırsın...
Si vous vous rétractez, vous irez nager dans l'East River.
Bana ne yapacaksanız umurumda değil, sadece onu rahat bırakın.
Faites-moi ce que vous voulez, mais lâchez-la!
Onu bana bırakın. O bana ait.
Il est à moi!
Bana ne isterseniz yapın ama onu bırakın gitsin.
Faites-moi ce que vous voulez, mais lui, laissez-le.
Buraya bir kadını hamile bırakıp, dönmek üzere yollandım. Liderimiz Graydon, bana söylemeden gelip bebeği almış. Ben de onu geri çaldım.
Je devais féconder une femme et rentrer... mais Graydon, notre chef, a volé le bébé sans que je le sache... alors je l'ai revolé.
Bir de bana bir iyilik yapıp işe giderken onu da sanat kursuna bırakır mısın?
Tu peux le déposer à son cours de dessin?
Onu bana bırakın.Masaları çevirin Çıkılara dikkat, kuuçurmayın, birbirinizle sıkı temas Hep ızdırap çekti.Ama bana hep mutlu olacak bireyler bulmam gerektiğini söylerdi...
Il sera aux tables de jeu. Il s'attend à me voir. Ne le laisse pas partir.
Dün gece senin evinde kaldığını biliyorum. Onu bu sabah aldığını da. Bana yalan söylemeyi bırak
Je sais que vous l'avez hébergée, que vous l'avez récupérée ce matin, arrêtez!
- Bana vurmadı. Bırakın onu.
Il m'a pas frappée.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]