Bu o adam translate Portuguese
16,617 parallel translation
- Bu benim sorunum değil adamım.
- O problema é teu.
- Bu adam fotoğrafçıymış.
- O homem era um fotógrafo...
Görgü tanıkları bu adamın size saldırdığını söyledi.
Testemunhas disseram que ele atacou-o?
Bilmek istediğin her şeyi anlatacağım seni öldürmek isteyen adamın kim olduğunu ebeveynlerin neden öldüğünü çevrende neden bu kadar ölüm olduğunu Kelly'i neden kurtaramadığını.
Digo tudo o que queres saber, quem era o homem que tentou matar-te, porque morreram os teus pais, porque há tanta morte à tua volta, porque não conseguiste salvar a Kelly.
Adam bu, değil mi?
Este é o tipo.
Kocam kayboldu ve bu adam nerede olduğunu biliyor!
O meu marido, o Mac, desapareceu e ele sabe onde está!
Bu adamı sana usulünce evlenme teklif etmekten alıkoyan nedir?
O que impede esse homem de pedir a sua mão corretamente?
Kimmiş bu adam?
E quem é o tipo?
Madam Fraser bu adamı cenazeye hazırlamam için yardımcı olur muydunuz acaba?
Madame Fraser... Poderia fazer o favor de me ajudar a preparar este homem para ser sepultado?
Bu adamı kamp kuruldu dediği yere götürün.
Levem este homem na direcção em que ele diz que está o acampamento.
Şuraya yazıyorum, senin gibi 100 adamım olsaydı bu savaş yarın sona ermiş olurdu.
Ouça bem, se eu tivesse 100 homens como o senhor, esta guerra terminaria amanhã.
Kaç adamımız olduğunu bilmesinin imkânı yoktu bu da demektir ki çok fazla olduğunu varsaymış olmalı.
Ele não tinha forma de saber quantos homens tínhamos, o que sugere que tínhamos os homens contados acima do número.
Bu limanın mahsulleri yeni Vali'ye kalırsa adam değilim.
Raios me partam se o novo Governador vai ganhar alguma coisa com todo este meu trabalho.
Benimle bu tayfayı siklemem için konuşan adam, dışarıdakilerle herhangi birşey yaptırmak için konuşabilecekken, bu şekilde olması gerekmediğini bilirken, bu yaptığı boş geliyor.
Mas parece-me um desperdício. Por saber que não tem de acabar assim. Por conhecer o homem que fez com que me preocupasse com esta tripulação.
Bugün buraya geldim ve alt kattaki adamın fethini bu kadar çabuk tamamlamasını hayretle karşıladım. Onun tarafını seçenler gibi o da hakkıyla kazandığını düşünüyor.
Hoje fui a um sítio estupefacto pela rapidez com que aquele homem, lá em baixo, completou a missão dele, o quão minuciosamente pareceu convencer toda a gente que conheço, a ficar do lado dele.
Bu esnada Billy ve ben meyhaneye girip adam toplamaya başlayacağız.
Entretanto, eu e o Billy iremos recrutar à taberna.
Eminim eğer Kaptan Flint gerçekten hayatta olsaydı bir avuç adam göndermekten başlarına yarım bir adam koymaktan ve gecenin köründe bu kadar zayıf bir tehdit iletmekten daha iyisini yapabilirdi.
Se o capitão Flint estivesse realmente vivo, faria mais do que enviar meia dúzia de homens liderados por meio homem. Chegam a meio da noite e entregam uma ameaça tão fraca como esta.
Dün gece olanlarla ilgili hikâye bu gemideki adam sayısı kadar anlatıldı.
A história sobre o que aconteceu ontem à noite foi contada tantas vezes como quantos homens existem neste navio.
Olaydan sorumlu adam bu.
Este é o homem responsável.
Bütün rezil fedekarlıklar o kutunun içindekilerin bir parçası ve bu şeyler bir adamın elinde güvende olamayacak kutsal şeyler.
Todos os horríveis sacrifícios que fizemos para apanharmos esse baú fazem agora parte dos seus conteúdos, e essas coisas... São coisas sagradas que não confio dar a ninguém.
Eski korsanların şimdi sokaklarda askerler ile hoşbeş ettiği İngiliz kurallarının benimsendiği Nassau dünyasında bu rejime karşı çıkan son adam şimdi İngiltere'de asılmak üzere gemiyle gönderildi bile.
Estamos a viver num mundo onde Nassau adoptou o Regime Inglês, onde antigos piratas agora trocam piadas com soldados nas ruas, onde o último homem que resiste e desafia Inglaterra está prestes a ser levado para lá para ser enforcado.
O zaman belki bu adamı tanırsınız?
Então talvez reconheça este homem?
- Derdin ne senin? - O attı. - Bu küçük adam doğru diyor.
Qual é o teu problema?
Belfast Katili olduğu iddia edilen adamın eşi bu sabah yoldan geçen biri tarafından görüntülenen tuhaf bir olaya karıştı.
A esposa do homem que a polícia alega ser o Estrangulador de Belfast esteve envolvida num incidente bizarro no início desta manhã, gravado em vídeo por um transeunte, enquanto ocorria.
O zaman akıl sağlığınızın durumunun anlaşılabilmesi için daha ileri testlerin yapılabileceği güvenli bir kliniğe sevkiniz ayarlanana kadar hastanede kalacaksınız. Katili savunan adam bu!
Então você será mantido preso preventivamente no Hospital até que possam ser tomadas medidas para o transferir para uma clínica psiquiátrica segura onde possam ser feitos mais exames para determinar a natureza da sua incapacidade mental.
Geçen gece ormanda gördüğün adam bu mu?
É o homem que viste na outra noite, no bosque?
Adam da bu mu?
E é este o homem?
Belki de bu adam düşüncesizce deneyi kendi üstünde uygulayan şimdi de insan etiyle beslenen bir canavara dönen baş genetik uzmandır.
Talvez este tipo seja o geneticista que imprudentemente fez a experiência nele próprio e agora se transforma numa criatura que se alimenta de carne humana.
Müdürün canavara dönüştüğünü gördüğü bu adam kurbanlardan birinin kıyafetlerini giyiyordu.
Este tipo, que o gerente viu transformar-se num monstro, tinha a roupa de uma das nossas vítimas.
Bu o, soldaki adam.
É ele, o tipo da esquerda.
Geçen yaz, bu adam, yani Lou ve arkadaşları, bizi arabayla yoldan çıkardılar, zorla karım ve kızımın olduğu arabama girdiler.
No verão passado, este homem, Lou, e os amigos, abalroaram-nos na auto-estrada e dois deles tomaram-me o carro à força e levaram-no com minha esposa e filha.
Bu adamın karısı ve kızıyla ilgili ne söyleyebilirsin?
O que tens a dizer sobre a esposa e a filha deste homem?
Adam hala onu atmadı, bu da bir şeydir.
Ainda não a expulsou, o que já é bom.
Bu da beni dünyanın gelmiş geçmiş en kudretli adamı yapar.
O que faria de mim o homem mais poderoso da história.
Ben de doğdum. Bu Randall denilen adamın bizle ne alakası var?
E o que raios tem esse tal Randall a ver connosco?
Malı Rayburn'e teslim eden adam bu mu?
É o tipo que entregava o produto ao Rayburn?
O karakteri canlandırmaya, o olmaya tamamen kendini adamıştı ve bu belli oluyordu.
Quero dizer, ele estava totalmente dedicado a interpretar a personagem e a ser aquela personagem, e isso notava-se.
Ama Inwood'da öğrendiğin bazı şeyler peşini bırakmıyor mesela seninle derdi olan biri başbaşa görüşmek için gelirse çözmek için elinden geleni yaparsın ama bu anlaşmazlığı herkesin önünde dillendirirlerse bizim orada adamın altındaki toprağı çekip alıverirler.
Mas certas coisas que se aprendem em Inwood nunca se esquecem. Se alguém tem um problema contigo e vai falar diretamente, fazemos o que pudermos para tratar disso. Mas falar do problema em público...
Bu adamı kim gönderdi, Bryan?
Como o deixámos ir, Bryan?
Adamıma, havuzlara bu sistemi kurduğunda asla seni kayda almasını söylemedim ama sanırım derinlerde bir yerde yapacağını biliyordum.
Nunca disse ao meu homem para as tirar, mas... Suponho que bem lá no fundo, sabia que ele o faria.
Bu adamın yüzünü iyi ezberle.
Memoriza o rosto deste tipo.
BU adamın suratına iyi bak.
Grava o rosto deste homem.
Bu adam da Kraus. Bölgesel Güvenlik Memuru.
E aquele é o Kraus, o Oficial de Segurança Regional.
İlk girdiğimde beni ve Hansen'ı izlediğini gördüğüm adam bu.
É o mesmo que me filmou e ao Hansen quando cheguei.
Sanırım bu adamı dışarıda çevreyi filme alırken gördüm.
Acho que vi este tipo a filmar o perímetro.
Göremiyorum, nerede bu adam?
Não o vejo.
Bu adamı ya da bu kadını gördüyseniz Lütfen durumu hemen temasa geçin.
Se você vir qualquer um deles, contacte o Estado imediatamente.
Eğer bu adamı adalet önüne koyarsak... Flash bana tekrar izin verir.
Se o levarmos para enfrentar a justiça, o Flash perdoa-me.
Bu adamın hayatı üzerinde gücün var.
Tu tens o poder sobre a vida deste homem.
Adım Ernesto Requena. Yanımdaki bu çirkin adam iş arkadaşım Carreno.
Chamo-me Ernesto Requena e o meu companheiro é o Carreño.
Seni kaçırmaya çalışan adam bu mu?
Foi este o homem que tentou raptar-te?
bu o 1223
bu olabilir 58
bu oda 25
bu olsun 16
bu olmaz 67
bu olmayacak 50
bu olay 48
bu olacak 24
bu olur 45
bu olamaz 268
bu olabilir 58
bu oda 25
bu olsun 16
bu olmaz 67
bu olmayacak 50
bu olay 48
bu olacak 24
bu olur 45
bu olamaz 268
bu olur mu 39
bu onun sorunu 17
bu o mu 242
bu odada 30
bu olayda 16
bu onun 40
bu olabilir mi 19
bu oldu 16
bu önemli değil 131
bu olmamalıydı 17
bu onun sorunu 17
bu o mu 242
bu odada 30
bu olayda 16
bu onun 40
bu olabilir mi 19
bu oldu 16
bu önemli değil 131
bu olmamalıydı 17
bu onlardan biri 29
bu olağanüstü 52
bu olmalı 51
bu olduğunda 20
bu olanaksız 43
bu önemli 208
bu onun işi 28
bu önemli mi 29
bu onun arabası 16
bu o değil 91
bu olağanüstü 52
bu olmalı 51
bu olduğunda 20
bu olanaksız 43
bu önemli 208
bu onun işi 28
bu önemli mi 29
bu onun arabası 16
bu o değil 91