English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Russian / [ B ] / Başka bir şey yok

Başka bir şey yok translate Russian

1,393 parallel translation
Bu yolda başka bir şey yok.
В той стороне ничего нет.
- Yapabileceğim başka bir şey yok mu yani?
- Значит другого пути нет?
Niyetim o yumurcağı bir sene içinde adam etmekti ama teklifim içinizi açmadıysa elden gelecek başka bir şey yok.
У меня была мысль сделать из этого сопливого носа человека за год - но если это вам не подходит, тогда прощайте.
Bundan daha çok istediğim başka bir şey yok.
Этого я хотел бы больше всего.
Geri kalanlar için bugün başka bir şey yok.
Для остальных на сегодня ничего нет.
Hatıralar ve tozdan başka bir şey yok burada.
Здесь нет ничего, кроме воспоминаний и пыли.
Şuna Frère, buna Jacques, başka bir şey yok.
Frиre здесь, и Jacques там. неподражаемо.
Abur cubur ve biradan başka bir şey yok mu?
Закуски... И горы пива?
Ekranda yine harflerden başka bir şey yok.
Везде цензура.
Tuvalet sohbetleri ve ters şakalardan başka bir şey yok değil mi?
Там нет ничего кроме разговоров о сексе и обратных шуток, да?
- Başka bir şey yok Lund.
Там ничего нет.
Eric, yapabileceğim başka bir şey yok.
Они лгут всё время! - Ну, Эрик, я ничего больше не могу поделать с этим.
Şef, klinikte, kaybolan aile üyelerini arayan kalabalık bir grup var, ve hastaların iki saat önceki listesinden başka bir şey yok.
Шеф, у нас огромная толпа людей в клинике, которая ожидает новостей о членах семьи у нас список 2-х часовой давности
Hastanede bazı testler yapacağım, ama küçük bir çürükten başka bir şey yok sanırım.
Я проверю вас в больнице, но, похоже, это - сотрясение мозга.
- Hepsi bu. Başka bir şey yok.
Никаких "дальше"
Hepsi bu. Başka bir şey yok.
Больше ничего.
Benim araştırdığım şey de bu. Ve tam ortasındaki eski bir kovboy mezarlığından başka bir şey yok.
Это я и пытался выяснить, и, похоже, там нет ничего, кроме старого ковбойского кладбища в самом центре.
Karanlık bir tiyatrodan daha ürpertici başka bir şey yok.
Нет ничего страшнее ночного театра.
Pastadan başka bir şeye ayıracak paramız yok. Ve birkaç resim dışında başka bir şey yok.
У нас просто нет денег на что-то другое кроме торта, и проявить несколько слайдов.
Yaptığımız başka bir şey yok. Yiyip içip sıçıyoruz, yiyip içip sıçıyoruz.
Ничего кроме пожрать да посрать, пожрать да посрать.
Burada kimyadan başka bir şey yok.
Все замешано на химии.
Başka bir şey yok mu? Hayır yok.
Другого ничего нет?
Başka bir şey yok mu?
И больше ничего?
Yapacak başka bir şey yok.
Не сработало.
Burada biz ölülerden başka bir şey yok.
Кроме нас, мертвецов, тут никого нет.
Başka bir şey yok mu?
И всё?
- Başka bir şey yok mu?
- И всё?
Dışarıda yeryüzünden başka bir şey yok.
Снаружи только земля.
Biliyorum. Bunu istemezdim ama yapabileceğim başka bir şey yok.
Понимаю, но я бы не стал просить, будь у меня другой выход.
Kitaplardan başka bir şey yok.
Только книги.
Korkarım bizim yapabileceğimiz başka bir şey yok.
Боюсь, что теперь мы бессильны.
Benim yapabileceğim başka bir şey yok.
Я не могу ничего сделать.
Kan için kurban etmek veya başka bir şey yok.
никаких кровавых жертвоприношений, ничего подобного.
Şirket'in kara listesinden başka bir şey yok ortada.
Это всего лищь маленькая черная книга Компании.
Oğlumun şu anda etrafında kadından başka bir şey yok.
Мой мальчик. У него никого нет рядом, кроме женщины сейчас.
Şu anda yapabileceğimiz başka bir şey yok.
На данный момент мы ничего больше не можем сделать.
Başka bir şey bildiği yok ki.
Это - все, что он умеет.
Yapabileceğim başka bir şey yok mu?
Что же еще можно сделать?
Bana iyi davrandın evet, ama benim seni uyarmaktan başka yapabileceğim bir şey yok.
Ты и правда обращался со мной неплохо, но сейчас я не могу сделать ничего, кроме как предупредить тебя.
Bundan, başka birine bahsedersen seni öldürürüm, ama beni kavrayan kocaman kollarla birlikte yavaşça dans etmek kadar hoşuma giden bir şey yok.
Я убью тебя, если ты об этом кому-нибудь расскажешь, но... нет ничего, чтобы я любила больше чем медленные танцы с кем-нибудь большим и сильным рядом со мной совсем как ты, Смолвиль Я, Лоис, почему...
Dr. Cuddy, bundan başka söyleyebileceğim bir şey yok.
Доктор Кадди, я больше ничего не могу сказать.
Bilinçaltımda yada başka bir yerimde Burton ile ilgili hiç bir şey yok.
В моём подсознании нет ничего похожего на чувство к Бёртону.
Üzgünüm ama bundan başka yapabileceğim bir şey yok.
Боюсь, что более ничего не могу вам обещать.
Çok endişeliyim. Elimizden bir şey gelmez. Onun kendiliğinden iyileşmesini beklemekten başka bir çaremiz yok.
Я так за нее волнуюсь... что мы можем сделать... пока она не придет в себя...
Başka bir çocuk yapıp yapmamayı konuşmadık, ama eğer bir şey olursa ;... Bu kararın bizim adımıza verilmesini istemiyorum. Karar falan verildiği yok.
Мы не говорили о том, хотим ли мы еще одного ребенка и если что-то случится, просто я не хочу принимать решение за нас обоих так еще ничего не решено ты уверен?
Kendi hakkımda söyleyecek bir şey yok çünkü beni benden başka tanıyan yok.
Мне нечего сказать о себе, потому что никто, кроме меня, меня не знает.
Hayatımda bu çocuktan başka doğru dürüst bir şey yok ve çocuk da...
У меня не много было правильного в жизни за исключением этого парнишки, и этот парнишка...
Başka bir şey yapmak için vakit yok.
На все остальное нет времени.
Swann'ın senin dünyayı kurtaracağınla ilgili söylediği her şey başka bir yönden baktığımızda senin yok edicimiz olduğundu.
Но каждую строку, которую цитировал Свон, что путешественник спасёт землю, можно было интерпретировать и так, что ты - гибель для Земли.
Kaderin gibi kabul etmekten başka yapabileceğin bir şey yok.
Нет ничего, что ты можешь сделать, но прими это, как свою судьбу.
Elimizde başka bir şey de yok.
Все равно больше ни хера нет.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]