English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Russian / [ B ] / Ben değil

Ben değil translate Russian

8,937 parallel translation
Ama bunu sen yaptın, kardeşim, ben değil.
Но ты это сделал, братишка, не я.
Başını belaya sen soktun Liam, ben değil.
Лиам, ты сам устроил себе проблемы.
- Ben değil, onlar ediyor.
Не я. Они.
Hayır, ben değil.
( ЖЕН ) Нет, не я.
Hayır. Hayır tatlım. Ben değil.
Нет, нет, милая, не я.
Üvey babam saldırgandı, ben değil.
Мой отчим так делал... не я хмм. не вы
Sana ben değil Reynolds yalan söyledi.
Я тебе не врала. Это был Рейнольдс.
Yani, bunun bir gelenek olduğunu biliyorum ama sadece ben değil ve neden nefret ettiğimi biliyor musun?
Я имею в виду, что я знаю эти все традиции Но это просто не я И ты знаешь, что я действительно ненавижу?
- Ben değil.
Кому это надо?
Ben değil, sensin!
И почему? Потому что ты ребёнок, Бэт! Ты, а не я!
Hayır, ben değil C35 maddesi öyle diyor.
Не я это сказал. А параграф 35.
Ben ve Layla hakkındaki gerçek ortaya çıktı. Martun benimle ilgili pek mutlu değil.
Теперь правда вышла наружу обо мне и Лайле, и у Мартуна я не в фаворе.
Sen, ben ve onun. Ve bu şekilde olmak zorunda değil.
А так не должно быть.
Ben ölmeliydim. O değil.
Я должен был умереть, не она.
"Benimle" değil. Ben bu tarafta, Geon Woo şu tarafta kalıyor.
Не со мной... а он там.
Ne baban ne Essex kovanı. Ve tabii ki de ben de değil.
Ни своему отцу, ни эссекскому роду, и точно не мне.
Ben Stevie'ye hiç birşey sormazdım. ve şimdi o burada değil. Soracağım kimse de yok.
Я ничего не спрашивал у Стиви, а теперь её нет, и некого спросить.
Ben generalle görüşürüm. Irgatlarla değil.
Я буду говорить с шефом, а не наёмным служащим.
Dolu değil ama ben öyleyim.
- Ружье не заряжено. Заряжена я.
- George senin dostun değil. Ben de değilim.
И я тоже.
Öyle değil mi? Ben sana aitim ve sen de bana.
Я - твой, а ты - моя.
- Ama ben daha iyiyim, değil mi?
— Но я ведь лучше, правда?
Ben bildiğime göre, onlar da bilmeli değil mi?
Они должны знать то же, что и я, правда?
- Bu yüzden operasyon umrunda değil. - Ben olsam daha iyi bir son söz bulurdum.
Найди последние слова получше.
Ben bunu polisle çalışmak için değil seninle çalışmak için kabul ettim.
Я согласилась не для того, чтобы работать с полицией. А чтобы работать с тобой.
Ben insanların zam almalarını sağlamaya çalışıyordum. Maaşlarını tamamen kesmeye değil.
Я пытался придумать, как платить людям больше, а не как не платить ничего.
- Listede ben de varım, değil mi?
Я в списке, не так ли? Да.
Hâlâ kendim değilim! Fakat Itachi'nin yaptığı jutsu şunu farketmemi sağladı... Kabuto'ydum ben, bir başkası değil.
Это... все еще не настоящий Я! как...
BEN! O DEĞİL!
Не ты!
Ama ben mükemmel göründüm, değil mi?
Но я выглядела сногсшибательно, да?
O kararı ben vermeliydim, sen değil.
Но такое решение должен принимать я, а не ты.
- Sorun değil. Ben iyiyim.
- ( ЖЕН ) Нет, я в порядке, в порядке.
Ben Louis değilim, bu da palavra değil.
Я не Луис, и это не обман.
Ben burada oturmuş ve aptal gibi duvara bakarken arkadaşlarına mesaj atmaya devam etmek istiyorsan o da sorun değil.
Если ты хочешь продолжить переписку со своими друзьями, пока я сижу тут и пялюсь в стену как идиот, то это меня устраивает.
- Burada soruları ben sorarım, Bay Beck, sen değil!
Здесь я задаю вопросы, не ты, мистер Бек!
Bu imkansız. - Sam, Sam, bırak da onlarla ben konuşayım. - Olan bu değil ki ama!
- Сэм, Сэм, дай мне с ними поговорить это не то, что произошло!
Biliyorum, biliyorum. Ben resmen deliyim ama plan delice değil, değil mi?
Знаю, формально спятил, но не план, не так ли?
Ve bu görülmüş şey değil, gerçekten. Şimdi, Ike'ın bize anlatabileceği bazı şeyler var. Ben anlamadım.
А такого никогда не происходит, вообще-то и сейчас есть некоторые вещи, о которых Айк не может нам сказать я не понимаю
Çünkü insanları kandırıp buna inandırsanız bile ben yapmadığım bir şey için üzgün olamam, değil mi?
нет Даже если вы заставили людей поверить в это, я не могу сожалеть о том, чего не делал, не так ли?
- Ve sadece ben ve babanı da değil.
И не только меня с твоим отцом.
-... şeflerden değil. - Ben de öyle.
- особенно своим топором.
Hakkında dava açıldı. Geçen sefer bir sorunu olduğunda Harvey'ye gitmişti,... ama bu kez bana geldi ben de işi bir başkasına yüklemek istemiyorum. Anlıyorsun değil mi?
Я хочу помочь, потому что восхищаюсь Эстер и её компанией, и если против неё выдвигают необоснованный иск, то какой бы скромной ни была моя помощь, я буду рада её оказать.
- Donna sekiz yaşında bir çocuk değil ve ben de karımı aldatmıyorum.
Да, но вы заставляете двух дорогих вам людей чувствовать себя преданными.
İşimiz bitti burada değil mi? O zaman ben geri dönüp etrafı düzenleyeyim.
Мы же тут закончили?
O ben de değil.
Ну, у меня его нет.
Bir şeyler değişmiş, ben ortadan kaybolduğum için değil bu.
Что-то изменилось, и не только из-за моего исчезновения.
Ben... Kimse değil.
Он ничто.
- Kim müzisyen değil ki Morty? - Ben!
Кто из нас не музыкант, Морти?
Ben beceremedim, ve bir kara deliği bir güneşe çevirdim, yani belli bir noktada, kendinize sormanız gerek bunun gerçek olabilme ihtimali nedir ve şu hepimizin kendine söylediği koca yalan değil çünkü yalnız ölmekten korkuyoruz?
У меня не получилось заставить это работать, а я могу обратить чёрную дыру в звезду, так что в какой-то момент задаёшься вопросом, каковы шансы, что это работает, а не является каким-нибудь большим обманом, который мы повторяем себе потому, что боимся умереть в одиночестве?
Sorun değil, ben iyiyim.
Всё нормально, я в порядке.
Ama düşündüğün sebepten ötürü değil onu ben yenmediğim için değil.
Но не по той причине, не из-за того, что это не я убил его.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]