Bu yalan translate Russian
2,911 parallel translation
Peki bu yalan çocuğa zarar veriyor mu?
Эта ложь навредит ей?
- Bu yalan.
- Это ложь.
- Yalan mı? Bu yalan değil.
Это не ложь.
- Bu yalan söylemek.
- Это враньё.
Bu yalan söylemek değil.
Это... Это не враньё, нет.
- Ama bu yalan söylediği...
- Но это не значит...
Bu yalan. Yalan söylüyor.
- Это... это... это ложь.
O bir çapkın, yalan söylemekte iyi ve çok kötü bir siniri var ve bencil de. Bunların hepsi doğru ama yinede Oh Soo'nun bu kadar olduğunu diyemezsin.
очень хорошо врет такое нельзя сказать о О Су.
Size yalan söylemeyeceğim bu hiç de eğlenceli bir şey değildi.
Но врать не буду : то ещё занятие.
Bırak bu ahlak düşkünü yalan tavırları!
Ах, хватит! Избавь меня от морали.
Çocukluğumdan bu yana Ruslar hakkımda yalan söylüyordu.
Ну, эти русские врали про меня с самого моего детства.
Demek istediğim ; yalan söylüyor ve bu yüzden senden hiç kimseye bahsetmedi.
Я имею в виду, он все еще лжет мне о нападении и никогда не говорит со мной о тебе.
Bu konu hakkında bile yalan söylüyorum, ne yapardım biliyorum.
Вру. Я знаю, что бы я сделала.
Sen de imzaladın. Bu da onlara yalan makinesine girmeyi reddettiğin için sözleşmeyi fesh etme yetkisi verir.
Как ты правильно заметил, мы соревнуемся с самого первого дня.
Sen hep bana yalan söylerken, bu uçakta senin arkanda duran tek kişi ben oldum. Tüm buzamn içinde senleydim.
Я единственная поддерживала вас в той ситуации, а вы лгали мне всё это время.
Ta ki Şimdiye kadar. Güvenlik bu Ülkenin en büyük yalanı.
До сих пор безопасность - это самая большая ложь.
Bu bir yalan!
Это ложь!
Yalan bu!
Это вранье!
Bu yüzden mahkemede senin için yalan söyledi.
Вот почему он прикрывал тебя в суде.
Sırf bu yüzden bana yalan söyleme.
Не лги! Ты позвал меня, и вот почему!
Bu demek oluyor ki, Tapasvi ji yalan söylüyor.
Значит, Тапасви-джи лжет.
Aylarca neyin peşinde olduğumuz hakkında bize yalan söyledin ve bu işi başaramayacağımızı anladığın için yalan söylemeye devam etmek istiyorsun.
Ты месяцами лгал нам о том, на что мы охотимся. А теперь, когда все ясно и достижимо, ты продолжаешь лгать.
Öncelikle yalan sayılmaz. Bu görmezden gelme.
Во-первых, не врать, а умалчивать.
Bana karın hakkında yalan söyledin. Herhalde bu uçuş için de karına yalan söylemişsindir.
Ты солгал мне, что не женат, ты солгал своей жене об этом рейсе.
Bu yüzden onu ısıran yılan hakkında yalan söyledi.
Вот почему он солгал об укусившей его змее.
Babanızın bu konuda yalan söylediğini sanmıyorum.
Не думаю, что ваш отец бы врал о таком.
Hristiyanlar için yalan söyleme, aldatma, hırsızlık... benim örneğimde çalmak ; benim haketmediğim notu kopyaile almamdır. ve bu da yasaklanmıştır zaten.
Для христиан такие вещи, как ложь, жульничество, воровство- - в моем случае, оценка, которую я нечестно заработал- - все это под запретом.
Hayır bu, çünkü yalan söyledikçe Pinokyo'nun burnu uzar.
Это не шутка. - Шутка, потому что, когда Пиноккио врет, его нос растет.
Eğer bunu ihanet olarak görmüyorsan neden bu konuda yalan söyledin?
А зачем тебе врать о чем, если ты не считаешь это предательством.
- Bu senin genellikle yalan söylerkenki oktavın.
Ты обычно в этой октаве врёшь.
Bu flemingle görüşmeni istemiyorum, ve artık başka yalan istemiyorum.
Не встречайся с этим Флеммингом и не ври мне больше.
Eğer bu kadar yalan söylemeseydiniz belki hala birlikte olabilirdiniz.
Если бы не врали столько, то, возможно, до сих пор были бы вместе.
Asıl sorun bu konuda yalan söylemen.
Важно то, что ты солгал.
Sana hiç yalan söylemedim ve şimdi de bu işe kalkışmam Rebecca.
Я никогда не врал тебе, Ребекка, и начинать не собираюсь.
- Bu çaldı. - Yalan söylüyorsun hepsine.
- Ты врёшь им.
Bu lanet bir yalan!
Это наглая ложь!
Bu abes yalanın hiçbir doğruluk payı yok elbette.
В этой абсурдной выдумке, безусловно, нет ни слова правды.
Bu inanmak istediğin bir yalan. Tıpkı bir çocuk gibi.
Эта ложь, в которую ты хочешь верить.
Bu yüzden tamamen yalan sayılmaz.
Так что, это не совсем ложь.
Bana doğruyu söyle, bu yüzden sana yalan söyleyebilirim.
Говорите мне правду, что бы я смог солгать за вас.
Bu senin yalan kokun.
Это твой запах лжи.
Bu kadar yalan yeter.
Закончим с твоей ложью.
- Yalan söylemeyeceğim, bu çok iyi.
- Не буду врать. Это просто улет.
Bu konuda hiçbir zaman yalan söylemedim.
Об этом я никогда не врала.
ve benim görmediğim bu süre boyunca kardeşim bu dimdik çocuktan... sürekli yalan söyleyen bir katile dönüşmüş.
Но пока я не присматриваю за ним, мой брат превращается из этого смелого парнишки во... врущего сквозь зубы убийцу.
Ve bu odadaki herkes tabii ki ölüm döşeğindeki annelerine bile rahatça yalan söyleyebilir.
Не скрою, все в этой комнате способы солгать родной матери на смертном одре.
- Neden Ted bu konuda yalan söylesin?
- Зачем Тэду лгать об этом?
Dr. Newsome, bu adam size, kim olduğuyla ilgili yalan söylüyor.
Доктор Ньюсом, этот человек врал вам о том, кто он.
Yemin altında yalan söylemek demek bu.
Это значит врать под присягой.
Ama bu sadece daha büyük bir yalanın parçasıydı, değil mi?
Конечно, это всего лишь часть ещё большей лжи, так ведь?
Bu evde daha kaç tane yalan saklanacak?
Сколько ещё твоей лжи будет в этом доме?
yalancı 695
yalan 387
yalan yok 19
yalancısın 41
yalan söyleme 168
yalan söylüyorsun 705
yalan söylemedim 30
yalandı 35
yalanlar 47
yalan söyledim 210
yalan 387
yalan yok 19
yalancısın 41
yalan söyleme 168
yalan söylüyorsun 705
yalan söylemedim 30
yalandı 35
yalanlar 47
yalan söyledim 210