English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Russian / [ B ] / Bu önemli değil

Bu önemli değil translate Russian

1,210 parallel translation
Bu önemli değil.
Это не имеет значения.
Sistemi yokedebilir, ama bu önemli değil.
Это может уничтожить систему, Но это не важно. Я знаю.
Ama bu önemli değil...
Дело не в этом, Дэйв!
Sanırım bu önemli değil.
Хотя это и неважно.
- Biliyor musunuz? Bu önemli değil.
Знаешь что?
- Bu önemli değil.
- Это неважно.
- Bay Cody bu önemli değil.
- Мистер Коди, это не так важно.
Beni anlamıyorsun, ama bu önemli değil.
Ты не понимаешь меня, но это не важно.
Bu önemli değil, anne.
- Ну вот дело тоже, мама.
Bu filmi dev ekranda görenler sadece bizler olabiliriz. Ama bu önemli değil çünkü zaman çizgisi üzerinde bu dönemdeki kişiliklerimizin anlık bir fotoğrafı olacak.
И... мы, возможно, единственные людьми, которые когда-либо увидят эту вещь на экране, но это не имеет значения, потому что это есть и всегда будет снимком того, кто мы есть в этот конкретный момент времени.
Hem seksenli yıllarda bu çok da önemli değil.
Тем более, уже 80-е.
Önemli olan bu, değil mi?
Я же сижу на колёсах.
Ama işim için bu pek te etkileyici bir şey değil Ve dostum etkileyicilik belki de iş hayatında en önemli şeydir.
Но за мои деньги о ней не очень хорошо заботятся. А забота, друг мой, - самая, наверное, важная штука в бизнесе.
- Üzgünüm. - Önemli değil. Luis, bu Nicole.
Люз, это Николь.
Çünkü önemli olan bu değil mi? Hayır Holden McNeil.
Нет, Холден МакНейл.
Evet, biraz şişmansın ama bu o kadarda önemli değil.
Ну ты немного полный, но не это главное.
Bu çok da önemli değil.
"Больше, чем я"? Это мне ни о чем не говорит.
Baba, bu onun için önemli değil.
Пап, дело не в этом.
- Bekle, Chandler, bu o kadar da önemli değil.
- Погоди, Чендлер, не принимай близко к сердцу.
Kimin neye inandığı önemli değil. Bu oldu.
Не важно, что никто не верит.
Genelde yatakta uyumam zaten. Yani bu çok da önemli değil.
Вообще-то, когда я в своей постели, я всё равно не сплю, так что это не имеет значения.
- Bu gerçekten önemli değil.
- Это не так важно.
Önemli ya da değil, bu mahkemeyi ilgilendirmiyor.
Как бы то ни было, к делу это не относится.
Neyi yok etmek için bu kadar çok çalışıyoruz? Bu konuda kimi zaman, her ne kadar farklı düşünsek de önemli olanın mesaj değil bizim itaatimiz olduğunu anlaman gerek Preston.
Вы должны понять, Престон что, если вы, или даже я, можем не всегда соглашаться с Его решениями мы не должны уделять этому внимания столько же сколько нашему подчинению Его воле.
Zafer kazanmış olarak gelmezsen bu hiç önemli değil.
Я не против, если ты вернешься, не покрыв себя славой.
- Bir kaç ay geçmeden sigorta... - Bu önemli değil.
- Они не дают...
Biliyorum bundan bahsetmenin sırası değil ama buradan ayrılmadan önce bütün bu çılgınlıklardan kafanı kaldırabilirsen seninle konuşmak istediğim çok önemli bir şey var.
Пока мы не уехали, может вы выделите несколько минут, освободитесь от всего этого безумия? Мне составить с вами очень важный разговор.
Evet, ama içki içmiyorum ve önemli olan da bu, değil mi?
- Метафора? Да. Но я не пью, и это самое главное.
Önemli değil, Chico, seni suçlamıyorum. Bu allahın belasını sabahtan beri yeniyorum. O kazanamaz
Всего минуту назад здесь все гудело, как в настоящей бильярдной, а теперь тихо, как в церкви.
- Üzgünüm. - Önemli değil. Bu beni çok kızdırdı.
- прости - ничего это меня разозлило
Bu artık önemli değil.
Это уже не имеет значения.
Hadi birlikte yiyelim. Bu önemli bişey değil.
Давай просто поедим вместе.
Eğer bu onun takıntısıysa, o kadar da önemli değil.
Ну, в этом нет большой беды.
Bu artık önemli değil.
Знаете что, это уже не имеет значения.
- Hiç önemli değil. Sana söyledim. Bu asla sorun olmaz.
Я тебе уже сказал, мы тоже только что приехали, так что у нас тут нет особых удобств...
Bu hiç önemli değil.
Ну подожди, это же не так важно
- Dinle, bu o kadar önemli değil.
Но это не дает Вам права говорить, что Барселона и барселонцы грязные
Bu 2. dünya savaşıyla ilgili ama önemli değil o kadar.
Но это неважно. Разумеется.
Kırık Kılıç beni bu şekilde anlayabildikten sonra artık ölürsem de önemli değil.
Найдя серьезного наперсника in Сломанном Мече если я умру, я доволен своей жизнью
Bu zamanda, bu, önemli değil.
Да это ничё. Это сейчас неважно, главное, чтоб... знакомый был, короче.
Devletin istediği sadece bu, benim için bu bile önemli değil.
Это все, что волнует государство, и того меньше.
O yüzden bu saçmalıkları bırak, çünkü eğer doğruysa bile önemli değil, çünkü benimle ilgili değil.
Так что оставь свои намеки. Даже если это правда, то это не важно, потому что дело не во мне...
- Hiç önemli değil. - O zaman neden bu kadar umurunda?
Тогда почему ты так беспокоишься?
- Önemli olan bu değil, Joey.
Суть вообще-то не в этом, Джоуи.
Önemli olan bu değil.
Дело не в этом.
- Evet. Ama önemli olan bu değil.
Но не в этом суть.
Lütfen acele etme. Bu önemli bir karar, bilmiyorum... ... biriyle evlenmek gibi bir şey değil.
Это важное решение, не то, что решить выйти замуж за кого-то.
- Hayır, dinle, senin için ne kadar önemli olduğunu biliyorum. Bu sadece bir takı değil.
Я знаю, как много он значит для тебя, это не просто украшение.
- Ama önemli değil çünkü bu konuda hiç bir şey yapamam.
Но я не могу ничего с этим поделать.
- Nasıldılar? - Çok hafif ama önemli olan bu değil.
- Легче воздуха, но не в этом дело.
Bu önemli bir şey değil.
Ничего страшного.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]