English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Russian / [ C ] / Calısma

Calısma translate Russian

6,438 parallel translation
O gece isimlendiremediğin bir adamı gördün. Başka şeyler eklemeye çalışma.
- Нет, ты видела мужчину, которого не назвала.
Bana ahlaki üstünlük taslamaya çalışma.
- Не навязывай мне высоких моральных устоев.
Seni bir isim lazım duyuyorum. Bir çalışma içinde olan daha önce vardı Peki, birileri.
- Ну, это кое-кто, с кем ты уже сталкивалась.
Ac çalışma değildi Müdürü onlar şikayet çünkü dün tarafından durduruldu söyledi.
Управляющий сказал, что заходил вчера, потому что они жаловались на неработающий кондиционер.
- Kahraman olmaya çalışma Al!
– Не надо геройствовать, Ал.
- Ne kanıtı? - Casus yazılım onun çalışma mekanına bağlıydı.
- Сайт с его домашним заданием распостранял вирус.
- Bak işte, onun çalışma biçimini biliyorum.
Да, видишь? Ты знаешь ее образ действия.
İş yerlerinde çalışanların çalışma saatlerini kaydetmek için kullanılır.
Отсчитывает, сколько времени ты проводишь на работе.
Ve dahası, hiçbir bilimsel çalışma deneysel ilaçları sadece bir içerikle birlikte bulamayacak.
И кроме того, ни в одном научном опыте не станут вводить экспериментальный препарат одному испытуемому.
Zaman kavramıyla oynayan ilaçlar ile ilgili bir çalışma yürütüyordu.
Ему вменяется изобретение лекарственных средств, замедляющих восприятие времени.
- Çalışma tarzını araştırıyorlar şu anda.
Они смотрят на модель поведения.
Çok çalışma.
Не перетрудись.
Benimle oynamaya çalışma Holly.
- Не морочь мне голову, Холли.
Bizi yumuşatmaya çalışma, Angela.
Не разводи нюни, Анжела, мы должны припереть его к стенке.
Konuş, Simon.Hadi. İsmi sıkı çalışma, dürüstlük itaatkarlıkla eş anlamlıdır. Dürüst olarak yerini kimsenin dolduramayacağını düşünüyorum.
Это человек, который всего достиг самостоятельно, упорным трудом, настойчивостью, но не знаю, кто бы подошел на эту должность лучше, и я с гордостью называю этого прекрасного человека своим другом.
Bana yardım etmeye çalışma Henry.
Не пытайся помочь мне, Генри.
- Suçu bana atmaya çalışma.
Не пытайся меня обвинить.
Kabataslak bir çalışma. Ekleyip çıkarma yapabiliriz.
Грубые наброски, нужно довести.
Bay Hendricks Pied Piper'ı geliştirmede Hooli ekipmanı kullandığını bizzat itiraf ettiği için Kaliforniya Çalışma Yasaları gereği Hooli'nin Pied Piper'ın temel IP'sine sahip olma hakkı vardır.
Согласно трудовому кодексу Калифорнии, "Холи" обладает правами на базовую интеллектуальную собственность "Крысолова".
Bay Hendricks'in çalışma kontratına dahil ettiğiniz bu madde kanunlara aykırı.
Это положение было неправомерным, когда вы включили его в контракт мистера Хендрикса.
Burası biraz iğrenç ve küçük bir çalışma ortamı değil mi?
Это... какое-то отвратительная маленькая мастерская, да?
Değerli bir çalışma olacak.
Ну, звучит убедительно.
Bana bir çalışma tablosu oluşturdu.
Он приготовил таблицу.
- Çalışma Bakanlığı.
— В Министерство труда и социальной защиты.
Ben sosyal çalışma görevliniz Lindsey Kiwanuka.
Меня зовут Линдси Киванука, я ваш соцработник.
Bir şey denemeye çalışma.
Даже не пытайся что-то сделать.
Çalışma masası.
В столе.
Ne yazık ki, perakendecilerin onlarca satılan ve çevrimiçi hepsi ortak çalışma botları vardır.
К сожалению, это обычные рабочие ботинки, продающиеся партиями в супермаркетах и онлайн.
Üzerinde çalışma.
Работаю над ним.
- Çünkü çalışma olmadan ne kretin ne de nitrik oksit bir boka yaramaz.
Потому что без работы креатин или оксид азота не помогут.
Ellerine fırsat geçerse, çalışma kampında çürümeye terk etmeyeceklerdir.
Они не оставят её гнить в гулаге, если у них будет выбор.
Sakın beni kızdırmaya çalışma.
- Не смей, мать твою, меня дразнить.
Bunu başarmak... - Çalışma ve disiplin mi ister?
Чтоб этого не было... — Нужны тренировка и дисциплина?
Bu kamera çalışma değildi.
- Эта камера не работала.
Hey, Nick Bu bir çalışma olduğunu düşündüm.
Я думал, что Ник работает здесь.
Çalışma hafta sonları ve akşamları.
Работа по выходным и вечерам.
Bir özel dedektifin düzenli çalışma saatleri olmalıdır.
Частный сыщик должен постоянно быть в офисе.
Dekan tören için çalışma odasını kullanıyor.
Декан использует аудиторию для церемонии.
Seninle çıktığımız sıralarda, yaşam koçunla çalışma grubu hakkında konuşman.
Твои разговоры об учебной группе с твоим личностным тренером, когда мы встречались.
- Siz ikiniz çıktınız mı? - Bu bir çalışma grubu muydu?
Вы встречались?
Elroy'u çalışma odasında oyun gecesine davet ettik.
Мы пригласили Элроя на вечер игр в учебной комнате.
Evan'ın kendi başına çalışma durumu olabilir.
Есть вероятность, что Эван подрабатывает на стороне.
- Lütfen çalışma.
Пожалуйста, не надо.
Çalışma saatlerim açıkça belirtilmişti.
Мои часы приема ясно указаны в расписании.
Çalışma koşullarım yüzünden rahatsızlandım.
У меня постоянные растяжения из-за работы.
Adamları çalışma alanına götürelim Bay Tao.
Пусть те люди будут на площадке, м-р Тао.
Çalışma koşulları zor, ve güvenlikleri olmadığını söylüyorlar.
Слишком суровые условия работы. - Никто не озаботился их безопасностью.
Mikhail'in McGregor-Aldrich kimliğini almaya çalışmasının sebebini yumurtayı onların çalışma alanlarının birine saklamak istemesi olduğunu fark ettim.
Я подумал, что Михаил разрабатывал МакГрегор-Олдрич, чтобы спрятать яйцо в одном из их зданий.
Kalkmaya çalışma. Kendini ciddi şekilde sakatlayabilirsin.
Не пытайся сесть, иначе нанесешь себе серьезную травму.
Çalışma masamı ne yaptın?
А что ты сделала с моим столом?
Hubbard'la çalışma fırsatı elde etmiştim.
Мне предоставлялась возможность поработать вместе с самим Хаббардом.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]