English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Russian / [ D ] / Dışarıya

Dışarıya translate Russian

2,969 parallel translation
- Seçmeler dışarıya kapalı.
- Это закрытая репетиция.
Hey, benimle biraz dışarıya gelir misin?
Эй, ты не хочешь выйти со мной на секунду?
Evet, ama bunu yapmak için Trask'i dışarıya çekmeliyiz.
Да, но чтобы сделать это, нам понадобится выманить Траска.
Paketler kapsüle kondu ve mühürlendi ertesi sabah dışarıya çıkarılıp gömüldü.
Положили пакеты, запечатали капсулу, а утром вынесли и закопали.
Ardından ben dışarıya çıkacağım. Sen de temizlenmen için ne yapman gerekiyorsa yaparsın. O noktadan sonra yalnız kalmam gerekiyor.
Я тут же ухожу, а ты остаёшься и приводишь себя в порядок, потому что мне нужно будет побыть одной.
Dışarıya bakmayı seviyor.
Он любит наблюдать.
Üç gün önce dışarıya kaset çalar koydum.
Три дня назад мы оставили снаружи бумбокс.
Onun eşyalarını dışarıya atma.
Не выкидывай ее вещи.
Sorgunun ortasındayız. Dışarıya çıkın!
У нас допрос, пожалуйста, выйдите.
Dışarıya gelin!
На выход!
Siz Caroline ile içerisini ararken Damon ile ben dışarıya bakabiliriz.
Я и Деймон можем посмотреть снаружи, в то время как ты и Керолаин посмотрите внутри.
Bir TV programı, 1 milyon dolar ödül vereceğini söyledi, bu da bir sürü aptalı Koca Ayak'ı aramak için dışarıya çıkarttı.
О, одно телешоу предложило награду в 1 миллион, что привело к появлению толпы идиотов, ищущих снежного человека.
Dışarıya!
На улице.
Evet silah sesleri duydum ve dışarıya çıktığımda onu yerde yatarken gördüm.
Да, я услышала выстрелы, выбежала на улицу и увидела её... увидела, что она лежала на асфальте.
Jüri dışarıya çıkıyor.
Присяжные возвращаются.
Dışarıya geliyoruz.
Выходим!
Ya peşimden dışarıya doğru gelirsin, ya da bu kuponları yırtarım. Dediysem yaparım.
Ты можешь или поехать со мной прямо сейчас, или я порву эти купоны, и я это сделаю.
- Götürün dışarıya.
Уведите его.
Eller havada dışarıya çık!
Выходите с поднятыми руками!
Güvenlik gelip sana dışarıya kadar eşlik edecek. Kovulduğunu söylememe gerek yok. Birisi apaçık seni bana karşı kışkırtmaya çalışıyor.
Охрана собирается подойти и выпроводить тебя отсюда нет надобности говорить, ты уволен кто-то пытается настроить тебя против меня просто скажи. кто это тот, кому я доверяю куда больше, чем тебе
- Dışarıya açılıp, insanlarla haşır neşir olmak.
Освободиться, наладить пару связей, повидаться с людьми.
Bu akşam dışarıya çıkmamalı.
Он не должен никуда выходить этим вечером.
Dışarıya kapının yakınına koydum.
Я положил его у ворот. Думаю, в самый раз.
Mike aptalca bir fikre kapıldı ve bu notu dışarıya bırakırsa kitabı almalarını engeller diye düşündü.
У Майка возникла безумная идея, что если он оставит там эту записку это помешает им забрать книгу. Ерунда.
Şimdi dışarıya doğru zımbalıyor.
И скобы сразу наружу.
Dışarıya çıkacağız. Anneni aramaya gidiyoruz, tamam mı?
Мы пойдем, поищем твою маму снаружи, хорошо?
İki tanesi buradan dışarıya gittiler.
Те двое, что только что вышли отсюда.
Korumaları dışarıya çıkarıp, hedefe ulaşmana ihtiyacım var.
Проникни через охрану и возьми цель.
- Dışarıya çıktı, telefonda.
Снаружи, разговаривает по телефону.
Dışarıya.
Уйти отсюда.
- Nereye dışarıya?
На улицу, а потом куда?
Dışarıya çıkalım mı?
Хотите выйти на улицу?
Pekala. Dışarıya çıkıyorum.
Ладно, я выхожу.
Aslında dışarı çıktığında çok pembeydi ve rengi hemen sarıya döndü.
Поначалу был розовым и вдруг резко пожелтел.
Peki ya bu ifade dışarı sızarsa?
Что если о твоих показаниях кто-то узнает?
Görüyorsun ya Thane, bu kişi her kim ise dışarıda Jim Peters'a ulaşmak için evinin dışında gözetlemiş.
Так что, Тэйн, кто бы это ни был, он добрался до Джима Питерсона вне его квартиры.
Herkes dışarıya çıksın, şimdi!
- Все, на выход.
Eğer kapısı yeterince sağlam olan bir yer varsa... Penceresi ya da dışarı çıkışı olmayan bir yer.
Если есть что-то с достаточно прочной дверью, без окон и выхода наружу.
Ben köşeden bir şeyler alıp gelebilirim ya da dışarı çıkabiliriz.
Я могу выбрать какую-нибудь еду с из-за угла, или мы могли бы выйти, чтобы перекусить.
Dışarı çıkmak tehlikeli ya, ondan.
Я просто... ты же знаешь, там опасно находиться.
Ya dışarıda yalnız kalırsan?
Что если ты останешься там снаружи один?
Dışarıdaki yetkililer Kubbe'nin alaşımını ya da kökenini hâlâ bilmiyor.
Властям пока не удалось выяснить природу и происхождение Купола.
Bu işe dahil olan dört mahkumdan biri dışarıdan telefon almış. Dün gece 23 : 20'da İspanyol kökenli bir erkekten. Nona Palmeira'ya bakın demiş.
Одной из четырех участвовавших арестанток позвонил в 23.20 вчера вечером испаноязычный мужчина и сказал, чтобы она "позаботилась" о Ноне Палмейра.
Kendimi dışarıda tuttum. Makine programındaki değişiklikler saldırıya cevap olacaksa kabul etmek üzere tasarlandı.
Машина была запрограммирована реагировать на изменения только в случае атаки.
Anne, dışarıda bir yerde bir çocuğun olduğuna kızmadım ya da şaşırmadım.
Мама, я ни расстроен, ни удивлен. - О, спасибо тебе, Конрад да. что у тебя есть еще один ребенок.
Dışarıya çıkıp, biraz hava almalısın.
Вам нужно выйти наружу и подышать свежим воздухом. Немедленно.
- İş yemeği için dışarıya çıktı.
Нет.
Roma'ya gelip bizimle birlikte yaşayacağı kanepede uyuyacağı ve kaldığımız bir sene boyunca dışarıda restorana gitmek zorunda kalmayalım diye yemeğimizi pişireceği konusunda espri yapıp duruyor.
Она продолжает шутить по поводу того, что она поедет в Рим с нами, будет спать на диване и готовить нам, поэтому нам не придётся ходить в рестораны на протяжении всего года что мы там будем.
Dışarıya park etti.
Так, послушайте, я иду туда.
Bütün gece boyunca, dışarıda karanlık yüzümüzün dolaştığından korktuk ama ya o karanlık hallerimiz buysa?
Всю эту ночь мы переживали, что где-то там живут темные версии нас самих. А что если мы и есть эти темные версии?
Ya tüm gün dışarıda oluyor kim bilir nerede, ya da hep uyuyor.
Он то пропадает где-то целыми днями, то просто спит.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]