English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Russian / [ D ] / Dışarı çıkarın

Dışarı çıkarın translate Russian

606 parallel translation
Birazdan, onu gizlice dışarı çıkarın.
Тихо выскользните с ней.
Beni dışarı çıkarın.
Выпустите меня.
- Onu bebek odasından dışarı çıkarın hemen!
Выведите её через детскую, быстро!
Dışarı çıkarın.
Ведите его на улицу!
Çalışanları da dışarı çıkarın.
Никого не впускать. Рабочих выгнать!
Bay Paul, kocama yardım edin lütfen Bu bavulları dışarı çıkarın.
Мсье Поль, помогите моему мужу поставить чемоданы на тротуар.
Fili dışarı çıkarın!
Уберите отсюда этого слона!
Bu insanları dışarı çıkarın!
Выводите людей!
Onu dışarı çıkarın hanımefendi.
Пусть он уйдет, сеньорита.
Artık beni dışarı çıkarın.
Вытащите меня.
Onu dışarı çıkarın. Burada yatamaz.
Увезите его, чтобы он не тух здесь.
Atları dışarı çıkarın!
Выводите лошадей!
Kamyonları da dışarı çıkarın. Orada olmamaları gerekiyor.
Вывези погрузчики, они не должны быть там.
Memur bey, sanığı dışarı çıkarın ve onunla nasıl ilgilenilmesi gerekiyorsa öyle ilgilenin.
- Надзиратель, выведите этого обвиняемого вон и поступите с ним так, как он этого заслуживает.
- Memuru dışarı çıkarın.
- Выпустите офицера.
Dışarı çıkarın!
Уведите его. Уведите его!
Bayan Brady, çocukları dışarı çıkarın.
Миссис Брэйди, уведите детей.
- Dışarı çıkarın.
- Уберите его!
Konuşmayı bırak Hemen Teng Piao'u dışarı çıkarın
Хватит спорить. Быстрее выводи Тенг Пьяо.
- Gece dışarı çıkar mısınız?
Вы гуляете по вечерам?
Şuraya bakın, bu pislikler hastaları da dışarı çıkarıyor.
- Дедушку нельзя выносить. Что они с ним сделают?
Dışarı çıkar çıkmaz, O'na açıklamayı yaparım. Siz böyle daha iyi olacağını düşünüyorsanız.
Xopoшo, eсли тaк бyдeт лyчшe, бyдь пo-вaшeмy.
Beni dışarı çıkarın!
Выпустите меня!
Dışarı çıkar mısınız, başkanım?
Выходите, господин президент.
Sonra, o bahçeyi kolaçan etmek için falan dışarı çıkınca anahtarı halının altından alıp karımın çantasına geri koyacağım. Tabii polis gelmeden önce.
Потом, пока он будет обыскивать сад и суетиться, я достану ключ жены из-под ковра и верну его в сумку до приезда полиции.
Bak, yukarı çıkıp şu üzerindeki hemşire formasını değiştirdikten sonra, dışarı çıkar güzel bir yerde birşeyler içeriz.
Слушай, почему бы тебе не переодеться и мы сходим куда-нибудь выпить.
Dışarı daha fazla çıkmalıyız ve insanların arasına karışmalıyız.
Нам надо чаще выбираться вместе, больше общаться с людьми. Например, сегодня
Kocan arkasını döndüğü anda sana b.r hayat yaratmak için dışarı çıkar çıkmaz.
Только Ваш муж вышел за дверь... чтобы добыть средства на жизнь
- Lütfen dışarı çıkar mısın?
- Пожалуйста, можешь просто уйти? !
Azize Agata'nın resmini dışarı çıkar.
Помести Св.
Bu gece benimle dışarı çıkar mısın?
Хочешь прогуляться сегодня вечером? - Нет.
Kızı dışarı çıkarın da temiz hava alsın.
Этой девушке плохо.
Arkadaşlarınla dışarı çıkar mısın?
А у вас есть друзья?
- Çıkarın bu adamı dışarı! Bu mesele artık Birleşik Devletler Senatosunun sorumluluğundadır.
Теперь дело переходит в руки Сената Соединенных Штатов.
.. n'olur bizi dışarı çıkar diye yalvarıyordunuz.
Они еще пожалеют, что мама-кошка не утопила их в ведре. Вот сейчас достану свой пестик.
Kötü yönetimlerin hatırası unutturulabilir. Kaderlerini güzelleştirmek isteyen Sicilyalılar olduğundan eminim. Adadan dışarı çıkarılan bazı Sicilyalıların uyandıklarını inkar etmiyorum.
Некоторые сицилийцы, уехавшие с острова, могут проснуться, но они должны уезжать молодыми, в двадцать лет - уже поздно.
Onu dışarı çıkarın.
Секретарь, вы всё записали?
Çıkarın onları dışarı!
Вывози!
Karınız nasıl oldu da bu şekilde dışarı çıkmanıza izin verdi?
Куда смотрела ваша жена, когда выпустила из дома вас так. - Что?
Hepsini dışarı çıkarın!
Всех выводите!
Dışarı çıkarın!
Выводите!
Atı dışarı çıkarın!
Уводите лошадей! Поезд возвращается!
- Dalga mı geçiyorsunuz siz? Çıkar mısınız lütfen dışarı.
Хватит смеяться надо мной!
Başınızı dışarı çıkarın.
Поднимитесь!
Karnını biraz böyle dışarı çıkar.
Животик чуть вперёд, вот так.
Hemen şimdi kalkın, pencereye gidin camı açın, kafanızı dışarı çıkarıp haykırın :
Хочу, чтобы вы встали и подошли к окну... открыли его, высунули голову и прокричали :
Krizi, enflasyonu, benzin fiyatlarını daha sonra çözeriz ama öncelikle oturduğunuz yerden kalkın camı açın, kafanızı dışarı çıkarıp haykırın :
Потом найдём, что делать с депрессией, инфляцией и ценами на нефть! Но сначала, встаньте со своего кресла, откройте окно, высуньте голову и прокричите :
Dışarıya çıkar mısınız?
Идите прямо туда.
Eğitimli rahip, Gervase odasına, okumaya gittiğinde diğerleri dışarıya çıkmış yumuşak Haziran havasının keyfini çıkarıyorlardı.
Учёный брат Гервасий вернулся в свою келью почитать, в то время как остальные вышли на улицу, чтобы насладиться нежным июньским вечером.
Karışımı içtin ve dışarı çıktın.
Ты выпил смесь и вышел наружу.
Öğle yemeğini ofise yakın bir yerde yiyorum. Akşamları dışarı çıkarım ya da bir şeyler atıştırırım.
В полдень я завтракаю в городе, по вечерам - гуляю, и даже если не гуляю, я сплю или ем всякую ерунду.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]