English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Russian / [ H ] / Hepsi bu

Hepsi bu translate Russian

10,470 parallel translation
Hepsi bu. Herkes pek bir ketum.
Это всё, что удалось узнать. все довольно скрытные
Hepsi bu.
И всё.
Hepsi bu mu?
И это всё?
Hepsi bu.
Вот и всё.
Bir hataydı, tamam mı? Tek bir bahis oynadım hepsi bu.
Послушай, это была ошибка, я сделал только одну ставку и все.
Hepsi bu mu?
Это всё?
Teşekkür ederim George. Hepsi bu kadar.
Спасибо, Джордж, свободен.
Pekâlâ, sana 60 saniye sağlayabilirim çöp kutusundan dosyayı alıp kendi bilgisayarına atmak için ama hepsi bu kadar. - Olur.
Хорошо, может, сумею найти тебе минуту для перетягивания файла из его корзины в твой компьютер, но только это.
Sildiği şeyin hepsi bu kadar mıydı?
Всё, что он удалил?
Hepsi bu.
И это всё.
İhtiyaç duydukları şeylerin hepsi bu. Grand Central'da Alex'i bana ve DATB'a arattılar. - Ondan öncesi yok.
Программа распознавания лиц нашла Алекс на вокзале, но до того ее нигде нет.
Hepsi bu kadar.
Это все, что от них осталось.
Ve hepsi burada, bu küçük çocukla başlıyor.
И всё начнётся здесь, с этой крохи.
Hepsi bu mu?
Это все?
- Aşk değildi. Söz konusu gecede bile, bu videonun bize gösterdiği gibi Bay Song başka kadınlarla flört ediyormuş. Şimdi, Mary, Lisa'nın ölümüyle ilgili soruları yanıtlayacak, hepsi bu kadar.
- мы должны спросить об этом романе - это не была любовь даже на этом видео видно, что Кен флиртовал и с другими женщинами а сейчас, вы будете задавать вопросы о смерти Лизы, и только
Neyse, hepsi... Hepsi bu raporda yazıyor.
В любом случае, всё это есть в отчёте
Sam ve Tommy pazartesi yumruklaştılar hepsi bu. Eğer bu cinayetse, o zaman ben... Haklarıma başvuruyorum.
У Сэма и Томми была драка, и всё если это убийство, тогда я.. я требую свои права
Bak, birkaç dakika sonra öldüğünü söyleriz. Hepsi bu kadar.
Мы скажем, что она умерла позже и всё.
Hepsi bu.
И все.
Hepsi bu mu?
Ты уверена, что это всё?
Hadi ama Snotlout, şu an canın yanıyor hepsi bu.
Ой, ладно тебе, Сморкала, ты сейчас переживаешь, вот и все.
Elinden gelenin hepsi bu mu?
На большее ты не способен?
Çok geniş seçeneklere sahipsiniz. Hepsi bu katalogda var.
Сейчас есть большое количество опций, из которых можно выбирать.
Mahkemenin devam etmesi gerek, hepsi bu.
Суд должен непрерывно работать... вот и все.
Bu yalnızca genç avukatların önünü açmak içindi, hepsi bu.
Дело было в открытости идеям от молодых сотрудников, вот и все.
- Daha yeni yetme, hepsi bu.
Подростковое, вот и все.
Marwan'a dair istihbaratı onlara ilettim hepsi bu.
Я предупредил их, что Марван едет к ним, вот и всё.
Hedef Berlin. Hepsi bu.
Вот и всё.
- Hepsi bu kadar. Daha önce olduğu gibi, haber kuruluşu olarak bu bilgilerin güvenilirliği için sorumluluğu alıyoruz.
мы уверены в надежности этой информации.
- Hepsi bu kadar. - KİRA'nın cevap vermesi kayda değer.
что Кира проигнорировал приглашение.
Yalnızca üç resim. Hepsi bu.
Три художественных полотна.
Hepsi bu.
И всё
Bu hediyelerin hepsi Zach'e mi yani?
Ого, это всё подарки Зака?
Bu sandalyede bu ofisin içinde bir ABD senatörü olarak oturuyorsan, hepsi benim sayemde.
Вы сидите в этом кресле, в этом офисе, в кресле сенатора, из-за меня.
Hepsi bu.
Только и всего.
Hepsi yanlış yerde en azından bu zaman dilimi için.
Они все не на своих местах,... для этой временной зоны, по крайней мере.
Bir hikaye mi bu yoksa hepsi yaşandı mı?
Это история или это и правда случилось?
Madem hepsi hikaye, neden bu kadar endişeleniyorsunuz?
Если они всего лишь истории, почему вы так взволнованы?
Hepsi bu kadar Baş Muhafız.
Это всё, судья.
Anlamaya çalış, bu insanların hepsi dönüştükten sonra başları dertteydi.
Попытатесь понять, все эти люди были в беде, после того, как они обратились.
Hepsi bu kadar.
Вот и все.
Bu gurur duyduğum bir şey ve bunların hepsi onu gördüğüm için o evli adamı gördüğüm için yok olabilir.
И это то, чем я горжусь, то, что... могло исчезнуть, из-за встречи с этим мужчиной, женатым мужчиной.
Ve bu insanların hepsi de oturuyormuş ve kalkmaya pek vakitleri olmamış.
А все жертвы сидели, и у них не было много времени, чтобы уйти
Mike, bu kanıtların hepsi halı dükkanının arkasındaki odadan mı?
Майк, всё это - из комнаты, которая позади магазина ковров?
Bu hırsızlığın cinayete sürüklenmesi için nişancımız tanınmayacağını düşünmüş olmalı. Ama şüphelilerimizin hepsi kurbanlarımızdan en az biriyle tanıdıktı. Mantıklı değil.
для того, чтобы ограбление перешло в убийство, стрелявший должен думать, что его не узнают, но все наши подозреваемые знакомы по крайней мере, с одной из жертв тут нет смысла
Bu şahısların hepsi çeşitli sahtekârlıklardan aranıyor.
Марвин Ниель, Ричард, Ван Дизер и Скотт Литл все они находятся под следствием по разным причинам
Bu gece tribünlerde bir sürü yetenek avcısı vardı. O sayıdan sonra hepsi de cep telefonlarına sarıldı.
На трибунах сегодня много агентов, и после твоего тачдауна они все начали названивать.
Hepsi cihatçılıktan hüküm giymiş bir düzine Müslüman erkek bu akşam salıverildi. Cezaları, onları ilk başta suçlu bulan mahkemece düşürüldü.
Масса мужчин-мусульман, все признанные джихадисты, были освобождены сегодня, их приговоры отменены тем самым судом, который изначально признал их виновными.
Hepsi bu mu?
Этого будет достаточно?
Bu insanların hepsi gönüllü mü?
Эти люди – добровольцы?
Onları çıkarabilmek için uyutmak zorunda kaldık ama bu sabah hepsi geri dönmüştü. Hiç gitmemişler gibi.
Нам понадобилось вколоть им транквилизаторы, но они вернулись этим утром как будто и не уходили.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]