Hoş değil translate Russian
2,452 parallel translation
- Mm-hmm. - Oğlumla kamyonculuk oynayan bir çocuk doktoru var. Hiç hoş değil.
Так почему педиатр играет в грузовики с моим сыном, так не пойдет.
Oldukça hoş değil mi?
Правда же классный?
Hoş değil mi? Enfes bir şekilde tasarlanmış, usta bir şekilde de şekil verilmiş.
Изящная работа, мастерское исполнение.
Bu hiç hoş değil.
Так нельзя делать.
Bu hiç hoş değil.
Это оскорбительно.
"Hadi ama millet." "Fiziksel test yapmak hiç hoş değil."
Послушайте, не нужно смотреть повторы чужих встреч.
İçeri girip böyle takılman cidden hoş değil.
Мне не нравится, что ты так вваливаешься.
Bu hiç hoş değil, arkadaşlar.
Не прикольно, ребята.
Kocamla ilgili, yaptığın şu şey hakkında- - hoş değil.
То, что ты вытворила с моим мужем - не круто.
Emily olmadan burada olman bence pek hoş değil.
Я думаю, тебе не стоит быть здесь, когда Эмили нет дома.
Pekala, bu hiç hoş değil, tamam mı?
Это уже раздражает, ясно?
- Hiç hoş değil. - Tamam.
Мне очень обидно.
Bu hiç hoş değil dostum.
Вот это не круто.
Bir kuryeye yasadışı bir malı teslim ettirmek hiç hoş değil.
Знаешь что? Передавать в курьерскую службу свою незаконную фигню.
Hiç hoş değil beyler.
Ну хватит, парни! Это уже не шутки.
Bu hiç hoş değil...
Так нельзя. Нет.
Hiç hoş değil.
Это нехорошо.
Bu hiç hoş değil.
Это некрасиво.
- Bu hiç hoş değil.
– Это некрасиво.
Gözlerini dikmen hiç hoş değil.
- Не вежливо так таращиться.
Hiç hoş değil.
Это грустно.
Hiç hoş değil.
Но это гадко.
Hiç hoş değil.
Это даже некультурно.
Hiç hoş değil.
Беспонтово.
Bu hiç de hoş değil.
- Мсье, перестать!
Bak Tyler, hiç hoş değil bu.
Эй, Тайлер, не круто.
- En azından, bebek bu evde değil. - Hoş bir çifte benziyorlar.
Они кажутся милой парой.
Ne hoş, değil mi?
Разве не мило?
- Çok hoş biri, değil mi?
- Он милый, не правда ли?
Bayan O'Malley, bunlar hoş şeyler değil.
Миссис О'Мэлли, это тревожные признаки.
Hoş biriydi, öyle değil mi?
Она была милой, да?
- Hoş insanlar, değil mi?
- Они милые, да? - Да.
- Bana kızmadın, değil mi? - Hayır, bu çok hoş.
Нет, я рада.
Hoş kokuyor, değil mi? Çekici biri.
Он красив, наконец.
Durum hiç hoş değil.
Дело пахнет керосином.
Hoş teklif ama ben senin öğretmeninim, sevgilin değil.
Это очень мило, но я твоя учительница, а не подружка.
Bu hiç hoş değil.
– Это несколько некорректно.
Çok hoş, değil mi?
Правда, здорово?
Bu hiç hoş bir şey değil.
Это нехорошо!
Smith hoş çocuk, değil mi?
- А Смит ничего так, да?
Hoş bir görüntü değil.
Странно, правда? Да...
Orada duş perdelerinden hoş bir sergi var, değil mi?
Неплохие шторки для душа, правда?
- Kulağa hoş geliyor değil mi?
- Звучит неплохо, да?
- Kulağa hoş geliyor, değil mi?
Гораздо лучше.
Hoş bir şey değil.
Знаешь, это не прелесть.
Hoş bir kıza benziyor ama yine de, değil mi?
ј она вроде хорошенька €, да?
Feci hâlde hoş bir kız, değil mi?
ƒа, € знаю. ќна клева €, да?
Hiç erotik değil... Çok hoş.
Это хорошо.
- Pek hoş biri değil.
Она какая-то злая.
Şimdiyse bana oldukça ağır ilaçlar veriyorlar ki bu da sanırım benim çalışmama müsaade ediyor ama aynı zamanda her şey de bulanık görünüyor ki bu da öyle kulağa geldiği kadar hoş bir şey değil.
- Теперь они дают мне какие-то тяжелые препараты Которые позволяют мне функционировать Но с другой стороны, я как будто под водой
Çok hoş, değil mi?
Как трогательно.
hoş değil mi 45
değil mi 44479
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
değilmiş 21
değildir 62
değilmi 114
değil mi 44479
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
değilmiş 21
değildir 62
değilmi 114
değiliz 102
değilse 32
değilsiniz 26
değil mi dostum 28
değil mi canım 39
değil mi anne 66
değil miyim 77
değil misin 154
değil mi efendim 66
değildim 75
değilse 32
değilsiniz 26
değil mi dostum 28
değil mi canım 39
değil mi anne 66
değil miyim 77
değil misin 154
değil mi efendim 66
değildim 75