Kendini bırak translate Russian
560 parallel translation
Herşeyden önce, lütfen kendini bırakıp, bayılma.
И, прежде всего, не впадай в истерику.
Birkaç gün sonra kendini bırakıp istediğin gibi ağlayabilirsin.
Потом, через пару дней ощутишь самое настоящее потрясение.
- Sadece bir oyun olduğunu biliyorum. Ama şimdi kendini bırakırsan, "idare eder" dersen, ileride de böyle olursun.
Но если ты сейчас отступишь,... если ты пустишь это на самотек, то ты можешь это упустить.
Arkandan doğal olarak. Rahat ol, kendini bırak. Bu ne güzel vücut...
Расслабься, позволь себе... какое тело... благословенна вода что обнимает тебя!
Kendini bırakıyorsun. Uykuya dalıyorsun.
Позволяешь себе соскользнуть, провалиться в сон.
Kendini bırakıyorsun ve bunu neredeyse çok kolay yapıyorsun.
Ты позволяешь себе просто идти, и это у тебя получается.
Kendini bırak ve ışığa bak.
Только позвольте себе смотреть И идти на свет.
Yaygara koparacağına, sadece kendini bırak.
Мы все воображаем нечто сложное...
Ama eğer kendini bırakıp da fazla korkarsan... ülkemiz kötü adamların hakimiyetine girer.
Но, он был храбрецом. Но, если позволите себя запугать, тогда плохие парни завладеют страной.
Kendini bırak, rahatla.
Просто сделай. Расслабься.
Kendini bırak, rahatla.
Следуй за игрой. Расслабься.
- Paul, kendini aç bırakıyorsun.
Пауль, ты себя голодом морил.
Rahat bırak kendini.
- Я же говорил, не смешивай колоды.
Babam onu tanırdı ve severdi ama Iris, adam ondan dansı bırakıp da sadece ona karılık yapmasını isteyince teklifi reddettiğini söylediğinde, babam kendini gülmekten alamadı.
Отец знал его, и он ему нравился, но он не мог сдержать смех, когда Айрис сказала, что ответила отказом, просто потому, что он хотел, чтоб она бросила танцы и была только его женой.
- Kendini acındırmayı bırak.
- Оставь эти нежности.
Phil kendini öldürmezdi. Kendini kandırmayı bırak.
Он не покончил бы жизнь самоубийством, если бы я была в Риме.
Bırak dünya kendini paramparça etsin, hak ediyor!
Пусть весь мир на куски разлетится, как он того и заслуживает
Bırak, kendini bizden biri sansın.
Пусть думает, что он с нами.
Kendini bana bırak.
Просто доверься мне.
Şimdi, şimdi elimi bırak ve kendini o tarafa at.
Теперь отпусти мою руку и резко разворачивайся.
Bırak kendini!
Счастливого плавания...
Başkalarını bırak da kendini düşün.
Ты думаешь больше о себе, нежели о других.
Abdullah, kurşunlarını boşa harcama, en azından bir kurşun bırak yoksa kendini öldürecek tek bir kurşunun bile kalmaz.
ќставь хоть патрон, јбдулла, нечем будет застрелитьс €.
" Kendini kandırmayı bırak!
" Хватит строить иллюзии! .
Şimdi kendini ellerime bırak ellerim seni ısındırsın, tahrik etsin kucaklaşmamız bir Etna patlaması kadar akkor ve durdurulamaz oluncaya kadar!
Я вверяю моим рукам задачу согреть вас, воя в бушующий поток неудержимый и раскаленный как извержение Этны!
Odana geri dönüyor ve kendini o dar döşeğine bırakıyorsun.
Возвращаешься к себе в комнату и падаешь на свою слишком узкую кровать.
Kendini koyveriyorsun, akıntıya bırakıyorsun kendini :
Ты просто позволяешь себе идти, позволяешь себе идти бездумно :
Kayıyor, kendini sürüklenmeye bırakıyor, daha derine gidiyorsun : ... boşluğu arıyor, ondan kaçıyorsun.
Ты соскальзываешь, позволяешь себе погружаться, - в поисках пустоты, убегая от неё.
- Bu sefer kendini bana bırak.
- Давай я сама всё буду делать.
Kendini övmeyi bırak Max.
Прекрати, Макс.
Kendini bana bırak, gerisini merak etme.
Только прижмитесь ко мне, и всё будет в порядке.
Düşüncelerine ket vurma serbest bırak kendini
Let your mind go Let yourself be free
Düşüncelerine ket vurma Serbest bırak kendini
Let your mind go Let yourself be free
Kendini Ejderin kollarına bırak.
Отдохни в лапах Дракона.
- Kendini mahkemenin merhametine bırak.
- И надейся на снисхождение суда.
Kendini serbest bırak.
Запускаем пограничный контроль.
Mutfakta kendini yere bırakıverdi.
- Рассказывай, рассказывай.
Bırak kendini.
Давайте.
Kendini müziğin ritmine kaptır ve bırak ayakların hareket etsin, tamam mı?
Ты чувствуешь ритм музыки? Мы только переставляем наши ноги.
Hadi ama, Bart. Kendini akıntıya bırak.
Перестань, Барт. Повторяй за всеми.
Kendini düşünmeyi bırak. En iyi arkadaşlarımdan birinin ölümünü seyrettim.
И вообще, думай сама за себя, я только что видел, как погиб мой лучший друг!
- hayır - o zaman bırak, küçük bebek kendini mutlu etsin işte benim zıpırım
- Нет. - Так отдай ребенку его бутылочку. Это мой девиз.
Kendini sevdiren tek niteliği, her zaman arkasını temiz bırakırdı.
Одной из его подкупающих особенностей характера было то, что он всегда убирал за собой.
Bırak kendini.
Отдайтесь целиком этому настроению.
Hep aynı şeyi söylerdi. " Kendini rahat bırak.
Он всегда повторял - делайте, что вам хочется.
Kendini rahat bırak. Bana ve ekibime takıl.
Не морочь себе голову.
Hayır. Öyleyse kendini acındırmayı bırak.
Так хватит тут мученицу из себя строить.
Kollarını hikâyenin şiddetine göre salladı sonra kendini yere bırakıp bacaklarıma sarılıp, kendisini bırakmam için yalvarmaya başladı.
Он размахивал руками, пока рассказывал историю затем он бросился на землю схватил меня за ноги и просил меня его отпустить.
Toparla kendini, göt herif! Boş ver, bırak onu!
Ты чего разлёгся, засранец?
Kendini düşünmeyi bırak. Onları düşün.
Перестань думать только о себе, подумай о них.
Buradaki ders şu kendi kendini geliştirmenin büyük şehirlerde yaşayan insanlara bırakılması daha iyidir.
Вывод такой что самосовершенствование - удел жителей больших городов.
bırak 1242
bırak beni 1950
bırakma 58
bırakıyorum 119
bırakma beni 65
bırakın 390
bırakmam 34
bıraktım 124
bırakmayacağım 38
bırakın beni 769
bırak beni 1950
bırakma 58
bırakıyorum 119
bırakma beni 65
bırakın 390
bırakmam 34
bıraktım 124
bırakmayacağım 38
bırakın beni 769
bırakacağım 37
bırak onu 1012
bırakalım 42
bırakın gelsin 27
bırakın gitsinler 39
bırak gitsin 444
bırakmak mı 26
bırak kalsın 58
bırakın geçeyim 78
bırak gitsinler 68
bırak onu 1012
bırakalım 42
bırakın gelsin 27
bırakın gitsinler 39
bırak gitsin 444
bırakmak mı 26
bırak kalsın 58
bırakın geçeyim 78
bırak gitsinler 68