English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Russian / [ K ] / Kızı bırak

Kızı bırak translate Russian

1,295 parallel translation
- Kızı bırak.
- Отпустите её!
Kızı bırak.
Отпустите её.
Lütfen, lütfen, kızı bırak.
Пожалуйста, пожалуйста, отпустите её.
Lütfen, kızı bırak.
Пожалуйста, отпустите её.
- Kızı bırak. - Hemen şimdi!
Отпусти её, сейчaс же!
- Kızı rahat bırak.
- Ты оставишь её в покое.
Baktık yürümüyor, o zaman bırakırız.
А если дело не пойдёт, то мы прекратим.
Bu yavaş kızı arkada bırakıp nasıl gideyim?
Бок Сун.
Kız arkadaşımını evine bırakırken saldırıp her şeyimi çaldılar.
Я был с девушкой.
O zaman, kızımın peşini bırak.
Тогда оставь мою дочь в покое.
Pekâlâ, şimdi yapacağımız şu, dudaklarını Joan Crawford kırmızısıyla boya, mavi göz kalemiyle küçük bir çizgi çek ve ıslak dudaklarınla öperek her birinde ruj izi bırak...
Теперь мы накрасим губы красной помадой от Джоан Кроуфорд, и популярной голубой подводкой для глаз, а потом поцелуем каждый из этих листочков.
- Bırak kız gitsin Escobar!
- Отпусти девушку, Эскобар!
- Bırak kızı gitsin.
- Отпусти девушку.
Eski kitaplarınızı masalarda bırakın, kapağın iç kısmına da... isimlerinizi yazın.
А на новых напишите свои фамилии, на обложке... с внутренней стороны. Ладно.
Motoru çalışır hâIde bırakıyorum. Resmin artık zararsız olduğunu sanıyordum.
Дин, не выключай мотор.
Bırak kızım yaa.
Черт, подруга.
Bırak kızı.
Отпусти её!
Bırakın kızı!
Отпустите её!
- Kızı Bırak. '
Отпусти её!
10 milyon dolar, Sawgrass'da, 441. caddedeki bir mağazanın otoparkına bırakılmış kırmızı bir Bronco'nun içinde.
10 миллионов лежат в красном мустанге. в комплексе хранения в Сограссе, рядом с 441-м.
Bırakın işimi yapayım! Ve kız dedi ki... "Bu şehirde düzgün bir adam bulmak ne kadar zor biliyor musun?"
И она сказала, " Знаете, насколько трудно найти мужчину в этом городе?
Küçük bir kızı az kalsın, sakat bırakıyordu.
Он почти искалечил маленькую девочку.
Her sabah daracık olan yatağımdan uyanıyorum,... sonra kızımı, yıllık ücreti dünya para olan okuluna bırakıyorum,... ve sonra da komik bir maaşı olan işime geliyorum.
Я просыпаюсь каждое утро в маленькой кровати. Везу мою дочь в школу, за которую очень много плачу. А потом еду на работу, где мне платят очень мало.
Bu hastamızla ilgili. Sadece hastamız için endişeleniyorum, inatçılık etmeyi bırak.
Это про нашего пациента, я волнуюсь нашего твоего пациента, и слезь со своей слишком высокой лошади.
Onu yalnız bırak! O artık senin değil.
Хачи сейчас с Нобу.
Ocağı açık bırakıyor, giyinmeyi unutuyor, anlarsınız.
Забывает выключить газ, забывает одеваться, ну вы понимаете.
- Tamam, yine de o da sayılır. Benim sorunum ne? Şimdilik söyleyebileceğim, ciddi yalnız bırakılmışlık sorunların var.
Насколько я могу сказать, серьезные | оставления вопросов.
Şimdi defteri bırak, biz de kızını serbest bırakacağız.
Тетрадь смерти настоящая. и мы освободим вашу дочь.
Hey, bırakın kızı.
Так... Быстро отпустите ее.
Eğer farlarınızı açık bırakırsanız, size ya pil yalatırım ya da ampul yediririm. Seçim sizin.
За невыключенный свет я заставлю вас лизнуть аккамулятор или съесть лампочку.
İyi, bir daha ki sefere, onu kız kardeşinle baş başa bırakırım.
Отлично, в следующий раз я оставлю его наедине с твоей сестрой.
Devletle tıbbi kurumların ortaklaşa bir komplo yürüterek bir sonraki jenerasyonu otizme kurban etme niyetinde olduğunu söyleyen şişirilmiş kayıtlara dayandırılan teoriler yüzünden, çocuklarımızın beşte biri kızamıkçık, kabakulak ve kızamığa karşı tamamen savunmasız bırakıldı. Ki bu hastalıkların beyin hasarı ve sağırlık gibi kalıcı komplikasyonları vardır.
Инсинуация о заговоре правительства и медицинских учреждений принести в жертву аутизма следующие поколения оставила до пятой части наших детей без защиты от краснухи, свинки и кори, болезни с осложнениями, такими как повреждения головного мозга и глухота.
Sosyal programlara ayrılan fonların büyük ölçekte kısılması. Bu genellikle eğitim ve sağlık harcamalarını kapsar. Toplumun sağlığı ve yapısını bozarak onu sömürülmeye karşı savunmasız bırakırsın.
Прекращается финансирование социальных программ, как правило, в них входят системы образования и здравоохранение, что подрывает благополучие и целостность общества, делая общество более уязвимым для эксплуатации.
Kızı bırakın!
Отдайте ребёнка!
Yapsalar ailelerine "Canınız cehenneme" şeklinde veya kızdıklara şeye dair bir not bırakırlardı.
Они написали бы что-то вроде : "Чтоб вы сдохли" предкам или миру.
Bırak kızı getirsin.
Что ж, пусть приведет ее сюда.
İkiz dinamolar Stranz ve Fairchild ana karnından doğar doğmaz buza bırakıldılar. Kız kardeşleri Katie ise onlara kenardan tezahürat yapıyordu.
Отто и Эллы Ван Вальденберг, эти близнецы буквально с рождения вырвались на лед, между тем как их сестра Кейти приветствовала их со скамьи.
Çok teşekkür ederim ama artık bizi yalnız bırakın. - Teşekkür ederim.
Спасибо большое, но теперь оставьте нас.
Sana o kızı rahat bırak demiştim.
Я же сказал оставить ее в покое.
- Bırak kızımla konuşayım!
- Дай поговорить с дочерью!
Beni yalnız bırakın, artık geç oldu.
Ну что ж, сударыня.
Kızı evine bırak.
Ну ты отвези ее.
Kızı rahat bırak.
Перестань ее задирать!
Her zaman küçük bir kusurları var çünkü onlardan sıkıldığım zaman onları yalnız bırakıyorum.
В них всегда есть отпечаток того, что я их бросаю, как только они мне надоели.
Erkek kızı hamile bırakır.
Девушка беременеет.
Silahı evine saklayıp kanlı giysisini kız arkadaşının dairesinde bırakıyor.
Прячет пистолет у себя. Оставляет кровавую футболку в квартире подруги?
Sen git orada küçük kızını becer, benim işimi de bana bırak!
Иди трахай свою девочку, а мои дела оставь в покое!
Bırakın onu da, yüz yüze... kılıç ve kalkanla, aynı atalarımızın yaptığı gibi karşılaşalım.
Пусть встретится со мной лицом к лицу, с мечом и щитом, как делали наши предки!
Kızı bırakın, efendim.
Отпустите ее, сэр.
Kızı rahat bırak, Vince. Üzgünüm.
Оставь девушку в покое..
Kızı rahat bırak bakayım sen.
Оставь девушку в покое.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]