Neredeyse ölüyordum translate Russian
183 parallel translation
Ben kaldım ve uğruna neredeyse ölüyordum. - Yeter!
Я боролась за него, дралась за него, почти умерла за наш дом.
Onu doğururken neredeyse ölüyordum, hatırlıyor musun?
Ты помнишь как я чуть не умерла во время его родов?
Gerçekten, neredeyse ölüyordum.
Честное слов, я чуть не умерла.
O kadar çok güldüm ki neredeyse ölüyordum.
И я так смеялась, чуть не умерла.
- Geçti. - Neredeyse ölüyordum. - Önemli bir şey değildi.
- Не переведено -
Aslına bakarsan neredeyse ölüyordum.
Едва не умерла, если честно.
Ben neredeyse ölüyordum, hem de iki kez.
Знаешь, я чуть не умерла. Дважды.
Aynı gece Başkan Santiago öldürüldü ben de sırtımdan vuruldum. Neredeyse ölüyordum.
В тот же вечер, правда, президент Сантьяго был убит а меня самого подстрелили в спину и чуть было не прикончили.
- Bugün neredeyse ölüyordum.
- Эй. - Ты знаешь, я чуть не умер сегодня.
Neredeyse ölüyordum dediğimde verdiğin tepki bu mu?
Вот, что ты говоришь, когда я говорю тебе, что я чуть не умер сегодня?
Neredeyse ölüyordum ve sen yoksun...
Я почти задохнулась!
Neredeyse ölüyordum ben!
Я чуть не сдох!
Bir keresinde doktor penisilin verdi Neredeyse ölüyordum.
Доктор мне однажды вколол пенициллин, так я чуть не умер.
Ben orada savaştım ve neredeyse ölüyordum.
Я там сражаюсь. Чуть не погиб.
Neredeyse ölüyordum ve aklıma gelen en son şey onun yüzüydü!
- Я был почти мёртв, ты, сукин сын! И её лицо было последним, что стояло у меня перед глазами!
Louvre'un önünde Hollandalı bir mankenle seviştim. Arc de Triomphe'i gördüm, yolda neredeyse ölüyordum.
Я её чуть не задавил на улице.
Senin yüzünden neredeyse ölüyordum.
Из-за вас я чуть не умер.
- Evet. Neredeyse ölüyordum.
Да, я дёрнул и чуть шею не сломал.
dün gece neredeyse ölüyordum.
Чуть не убил прошлой ночью.
Neredeyse ölüyordum.
Я чуть было не погиб.
Burada neredeyse ölüyordum!
Да я чуть не умер!
Neredeyse ölüyordum, lanet olsun!
- Я чуть не умер!
Neredeyse ölüyordum.
Представляешь, какой ужас?
Neredeyse ölüyordum Clark.
Я почти умерла, Кларк.
Bir yangın atlattım ve neredeyse ölüyordum. Sonra o geldi ve o da neredeyse ölüyordu. Çünkü o da aynı şeyleri önemsiyor.
Я чуть не умерла в огне, и тут пришёл он, и тоже чуть не умер, потому что мы с ним думаем об одном.
Neredeyse ölüyordum.
— Чуть не убило.
Evet bu ben, Tommy Johnson üç hafta öncesinde, neredeyse ölüyordum.
Итак, перед вами я, Томми Джонсон, еще три недели назад еле живой.
Bütün bunları anlamanı beklemiyorum, Clark, ama ben.... Neredeyse ölüyordum ve etrafıma bakıp düşünüyorum da gerçekten neyi başarmışım?
Я не ожидаю, что ты поймешь что-нибудь из этого, Кларк, но я я почти умер, и я оглядываюсь здесь и думаю какого черта я действительно достигнул, так или иначе.
Alec, o uçakta ben de neredeyse ölüyordum.
Алек, я тоже почти погиб в том самолете!
Botta büyük tehlike atlattım, neredeyse ölüyordum. Neredeyse tepeden aşağı düşüyordum. Evet.
Я сталкивалсл с опасностью на корабле, чуть не погиб, еще я чуть не упал в пропасть.
- Neredeyse ölüyordum. - Evet.
- Я чуть не помер.
Neredeyse ölüyordum. Sonra yiyeceğimiz olsun diye kasabaya gittim.
Я чуть не погиб, пробираясь в город за едой.
neredeyse ölüyordum ve senin sadece söyleyebildiğin,
Я чуть не погибла, а ты говоришь мне
Bakın, neredeyse ölüyordum, tamam mı?
Слушайте, я чуть не умерла, окей?
Neredeyse ölüyordum.
Я тут чуть не умер.
- Neredeyse ölüyordum.Sürükleniyorken..
Машину занесло.. - Блиц опрос...
Eşin sağ olsun, senin için neredeyse ölüyordum.
Благодаря вашей жене, я почти умер за тебя.
Neredeyse ölüyordum.
Я едва не умер.
evet, ikinizi kurtarırken neredeyse ölüyordum.
Да, и я чуть не умерла, спасая вас двоих.
Neredeyse ölüyordum.
Я мог умереть!
Üstelik seni korumaya çalışırken neredeyse ölüyordum. - İnsani sorumluluklar.
К тому же, с чего мне помирать, пытаясь защитить твою смертную тушку.
Saçma görünüyor biliyorum, ama bana güven gerçekten gördüm, neredeyse korkudan ölüyordum.
Знаю, что это звучит невероятно, но я действительно видела это, я чуть не умерла от страха.
- Neredeyse ölüyordum.
- Я чуть было не умер.
- Neredeyse ölüyordum...
- я чуть не погибла там.
Neredeyse ölüyordum.
Я чуть не умер.
- Neredeyse ölüyordum.
- А кто вам мешает? - Ну всё!
Bugün, bulduğum bütün demir parçalarını bir köpek gibi oradan oraya taşıdım neredeyse bir çizik yüzünden ölüyordum hayatım için yalvarmak zorunda kaldım.
Сегодня я выследил эту железяку... задолбался, как собака, пока пёр её... а меня чуть не убили из-за царапины на металле... так что пришлось умолять, чтобы мне сохранили жизнь.
Bu yıl boğa sürüşünden 2000 $ kazandı. Neredeyse açlıktan ölüyordum.
Заработал 2 000 $ за тот год, объезжая быков.
Geçenlerde ben de kaçtım neredeyse ölüyordum.
- Почему так говоришь...
Neredeyse ben de ölüyordum.
Они меня убили.
Ben de böyle ölüyordum neredeyse.
я чуть не умерла таким же образом.
nerede yaşıyorsun 103
neredesin 2085
nerede yaşıyorsunuz 33
nerede oturuyorsun 94
nerede 4371
neredesin sen 33
neredeyiz biz 73
nereden 256
neredeydin 834
nerede kalmıştık 239
neredesin 2085
nerede yaşıyorsunuz 33
nerede oturuyorsun 94
nerede 4371
neredesin sen 33
neredeyiz biz 73
nereden 256
neredeydin 834
nerede kalmıştık 239
neredesiniz 293
nereden geliyorsun 129
nereden biliyorsun 934
neredeyim 174
nerede o 1480
nerede kaldın 193
nereden buldun 91
neredeyim ben 198
neredeyse 363
neredeyse bitti 135
nereden geliyorsun 129
nereden biliyorsun 934
neredeyim 174
nerede o 1480
nerede kaldın 193
nereden buldun 91
neredeyim ben 198
neredeyse 363
neredeyse bitti 135