English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Russian / [ O ] / Olacak iş değil

Olacak iş değil translate Russian

145 parallel translation
Olacak iş değil!
Довольно!
Olacak iş değil!
О боги, возможно ли поверить?
Efendimiz, bu şu anda olacak iş değil!
- Долой же голову его, Георга!
Olacak iş değil! Böyle bir şeyi çalınsın!
Совершенная фантастика, как сквозь стену унесли.
Olacak iş değil.
Это невыносимо! Мы прождали здесь 4 часа.
- Olacak iş değil.
Как можно меньше. Что?
Aramızda kalsın, bu olacak iş değil.
Между нами говоря, это маловероятно.
Onun gibi genç bir kız kendini öldürsün. Olacak iş değil.
такая молодая девушка убивает себя... почему.
Olacak iş değil. Buradasın, benimlesin.
Ты здесь, у меня!
Onlara karşı koymak olacak iş değil.
Для сражений нужно много сил.
Olacak iş değil.
Это неправильно.
Bu adam zaten bir kez iltica etmiş biri. Olacak iş değil.
Этот парень раз уже подвел.
Olacak iş değil!
Но это невероятно.
Olacak iş değil.
Не могу поверить.
Olacak iş değil, Andrew!
Боже мой, Эндрю!
Sadece bir programla olacak iş değil bu.
Это не просто программа.
Olacak iş değil.
Поверить не могу.
Baskınla olacak iş değil.
Мы совершим налет. Налеты больше не прокатят.
Hiçbir pod iki köle etmez. Olacak iş değil.
Ни один под не стоит двух рабов, даже близко не стоит.
Ama bu dosyadaki Ray Pearce katil değil. Arkadaşlarını kovalayıp kafataslarını ezmesi de olacak iş değil.
Но Рэй Пирс в этом файле не убийца... уж не говоря о парне, который бы охотился на своих друзей... и проламывал им черепа.
Olacak iş değil.
Проклятье.
Olacak iş değil. - Bunca zamandır otelde çalışıyoruz.
Мы проработали в гостинице так долго, а ничему не научились.
Yani, olacak iş değil.
Но, черт возьми.
- Eğer ki sen... - Yapma ama. Olacak iş değil.
Хватит, хватит, хватит!
Yönetim kurulunu kazıklaması olacak iş değil.
Он не нужен нам, чтобы дурачил совет директоров.
- Tanrım. Olacak iş değil.
Девчачьи игрища в лимузине.
Tabi bu bir gecede olacak iş değil adam bildiği yoldan şaşmıyor.
Ничего особенного от разговора я не жду... этот ниггер уже знает то, что должен знать.
- Bizim Slim'le olacak iş değil.
Не такой неорганизованный ниггер, как Слим.
Seni yükselteceğim String ama bu bir gecede olacak iş değil.
Я хочу тебя подтянуть, Стринг, но... такие дела в одночасье не делаются.
Buna nasıl kandım, olacak iş değil.
И как меня угораздило сыграть ему на руку.
Olacak iş değil.
Ты шутишь.
Olacak iş değil.
Вы, наверное, шутите.
- Olacak iş değil.
- Вы, наверное, шутите.
Üç beş kuruşla olacak iş değil bu.
Этот мелкий рэкет может продолжаться вечно.
Don ile olacak iş değil.
Это не имеет никакого отношения к Дону.
- Babam sendikalı oluyor. - Hemen olacak iş değil.
Папа станет монополистом.
Ben de anarşi ilgimi çeker diyordum ama o herifle olacak iş değil bu.
Я думала, анархия, в некотором смысле, немного интересна, но этот тип совсем тормозит.
Olacak iş değil.
Будь я проклят.
Olacak iş değil.
Я звонила ему весь день. Черт побери, он отец ребенка!
Abby, olacak iş değil bu.
Эбби, это абсурд.
Olacak iş değil, nasıl direnebilirim sana?
Ой, ой! Как мне устоять?
Nazileri geri püskürtüyoruz, ama bu hemen olacak bir iş değil tabii.
Мы вытесняем фашистов, но это долгий процесс.
Olacak iş değil!
Не волнуйся.
Olacak iş değil!
Нет, сэр.
Bu zorlu bir iş olacak, biliyorsunuz değil mi?
Шансов на успех будет мало, вы это знаете?
Bu konuşma iş hayatındaki başarınla ilgili olacak, değil mi?
О твоих успехах в бизнесе?
Olacak iş değil.
Это непростительно.
Olacak iş değil.
Невероятно.
Olacak iş değil.
Ох, беда.
Bu bir gecede olacak iş değil.
За день этого не сделаешь.
- Olacak iş değil.
- Может, вон там?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]